
Bilişim Hukuku: Bilişim Avukatı Ne Yapar?
Bilişim Hukuku: Bilişim Avukatı Ne Yapar?
Bilişim Hukuku Nedir?
Bilişim hukuku, bilgi teknolojileri ve dijital iletişim alanında ortaya çıkan hukuki meseleleri inceleyen ve çözümler üreten bir hukuk dalıdır. Bilgisayarlar, internet, yazılımlar, dijital cihazlar ve veri transferi gibi konuların hukuki boyutlarını kapsar. Teknolojinin hayatımızın her alanına nüfuz ettiği günümüzde, bilişim hukuku da giderek önem kazanmaktadır. Bu alan, bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımından kaynaklanan hak ihlalleri, anlaşmazlıklar ve suçlarla ilgilenir. Özetle, bilişim hukuku; internet ve dijital dünya ile ilgili yasa ve düzenlemelerin bütününü ifade eder.
Bilişim hukuku sadece tek bir kanundan oluşmaz. Aksine, farklı hukuk dallarının kesişim noktasında yer alır ve birçok yasal düzenlemeyi bünyesinde barındırır. Örneğin, bir yandan Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen siber suçları içerirken diğer yandan kişisel verilerin korunması ve elektronik ticaret gibi konulara ilişkin özel kanun ve yönetmelikleri kapsar. Dolayısıyla bilişim hukukunu, teknolojinin kötüye kullanılmasını önlemek ve dijital dünyada hakları korumak amacıyla oluşturulmuş geniş bir hukuk çerçevesi olarak tanımlayabiliriz.
Bilişim Hukukunun Temel Mevzuatı ve Düzenlemeleri
Bilişim hukukunu anlamak için, bu alandaki temel yasa ve düzenlemelere bakmak gerekir. Türkiye’de bilişim teknolojileri ve internet ortamına ilişkin hak ve yükümlülükleri belirleyen başlıca kanunlar şunlardır:
- 5651 Sayılı Kanun (İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Kanunu): İnternet ortamındaki yayınların düzenlenmesini ve belirli içerik suçlarıyla mücadeleyi amaçlar. Özellikle internet sitelerinin yer sağlayıcı ve içerik sağlayıcı sorumluluklarını, erişim engelleme usullerini düzenleyen bu kanun, halk arasında “İnternet Yasası” olarak bilinir. Bilişim avukatları, 5651 sayılı Kanun kapsamında açılan erişim engelleme talepleri, içerik kaldırma başvuruları ve itiraz süreçlerinde müvekkillerini temsil ederler.
- 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK): TCK, bilişim suçlarıyla ilgili hükümleri içermektedir. Özellikle TCK’nın 243, 244 ve 245. maddeleri, bilişim sistemine izinsiz girme, sistemi engelleme, bozma veya verileri yok etme ve banka/kredi kartlarının kötüye kullanılması gibi “özel bilişim suçlarını” tanımlar. Ayrıca TCK’da dolandırıcılık, şantaj, müstehcenlik veya hakaret gibi klasik suçların internet aracılığıyla işlenmesine ilişkin hükümler de vardır. Bilişim avukatları, hem bu suçların mağdurlarını hem de zanlılarını temsil ederek hukuki süreçlerde görev alır.
- 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK): KVKK, kişisel verilerin işlenmesi ve korunması konusunda temel çerçeveyi çizen özel bir kanundur. Avrupa Birliği’nin GDPR düzenlemesine benzer şekilde, KVKK bireylerin kişisel verilerinin izinsiz veya hukuka aykırı şekilde işlenmesini önlemek amacıyla çıkarılmıştır. Bilişim avukatları, şirketlerin KVKK’ya uyum sağlaması (compliance) için danışmanlık verir, veri ihlali durumlarında izlenecek adımları belirler ve gerektiğinde Kişisel Verileri Koruma Kurumu nezdinde yürütülen süreçlerde müvekkillerini savunurlar.
- 6563 Sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun: Bu kanun, elektronik ticaret faaliyetleri sırasında uyulması gereken kuralları ve özellikle ticari elektronik iletilerin (örn. e-posta veya SMS yoluyla gönderilen reklamlar) düzenlenmesini sağlar. E-ticaret yapan işletmelerin tüketicilere karşı sorumlulukları, ön bilgilendirme yükümlülükleri ve müşteri verilerinin gizliliği gibi hususlar bu kanunun konusudur. Bilişim hukuku avukatları, e-ticaret şirketlerine yasal gereklilikler konusunda danışmanlık sunar ve kanuna aykırı durumlarda doğabilecek idari para cezaları veya yaptırımlarla ilgili hukuki destek verir.
- 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu: Dijital ortamda yapılan işlemlerin hukuki olarak geçerli sayılabilmesi için elektronik imzanın kullanımını düzenler. Elektronik imzalar, fiziksel imzaların dijital karşılığıdır ve belge ile sözleşmelerin dijital dünyada da bağlayıcılığını sağlar. Bilişim avukatları, elektronik imza ile ilgili uyuşmazlıklarda (örneğin e-imzanın inkarı veya kötüye kullanımı durumlarında) hukuki çözüm üretirler.
- 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK): Yazılımlar, veritabanları ve dijital içerikler de fikri mülkiyet koruması altındadır. FSEK, dijital ortamdaki eserlerin (örneğin bir bilgisayar programı, dijital müzik veya görsel medya) telif haklarını korur. Bilişim hukuku çerçevesinde, bir bilişim avukatı dijital korsanlık, lisans ihlalleri, yazılım lisansı sözleşmeleri ve telif hakkı ihlallerinde müvekkillerine yardımcı olur.
- Türk Ticaret Kanunu (TTK): Teknoloji şirketlerinin kuruluşu, internet üzerinden yapılan ticari işlemler ve elektronik ortamda gerçekleşen sözleşmeler gibi konular, genel ticaret hukuku kurallarına tabidir. TTK, elektronik ortamda tutulan ticari defterlerin geçerliliği veya şirketlerin bilişim sistemleri üzerinden yaptıkları işlemlerin hüküm ve sonuçları gibi konuları da ilgilendirir. Bilişim avukatları, özellikle bilişim sektöründe faaliyet gösteren şirketlere şirketler hukuku bağlamında da destek sağlar.
Yukarıda sayılanlar, bilişim hukukunun temelini oluşturan önemli mevzuatın başlıcalarıdır. Buna ek olarak, yönetmelikler (örneğin KVKK’nın uygulama yönetmelikleri), Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından çıkarılan düzenlemeler ve uluslararası sözleşmeler de bilişim hukuku alanında rol oynar. Bilişim hukuku avukatları, tüm bu mevzuata hâkim olarak müvekkillerine en güncel ve geçerli bilgiler ışığında hizmet vermektedir.
Bilişim Avukatı Kimdir ve Nasıl Bir Uzmanlığa Sahiptir?
Bilişim avukatı, hukuk ile teknoloji arasındaki kesişim noktasında uzmanlaşmış, dijital dünyanın dinamiklerine vakıf olan bir hukuk profesyonelidir. Bu terim, bilişim teknolojileri alanına giren konularda özel bilgi ve deneyim sahibi avukatlar için kullanılır. İnternet hukuku, siber suçlar, e-ticaret, kripto paralar ve dijital medya gibi alt dallarda güçlü bir bilgi birikimine sahiptirler. Bir bilişim avukatı, teknik kavramlara ve sektörde kullanılan terminolojiye hâkimdir; bu sayede müvekkilleriyle teknik konularda sağlıklı iletişim kurabilir. Ayrıca dijital ortamlardan elde edilen dijital delilleri anlayıp yorumlayabilecek, teknik raporları okuyup değerlendirebilecek seviyede tecrübesi bulunur.
Teknoloji hızla geliştiği için bilişim avukatları da sürekli kendini güncel tutmak zorundadır. Yeni çıkan bir sosyal medya platformu, yapay zekâ uygulaması veya kripto varlık ürünü, beraberinde yeni hukuki sorunlar getirebilir. Bilişim avukatı, mesleğini icra ederken geleneksel hukuk nosyonunu teknoloji bilgisiyle birleştirir. Örneğin müvekkilinin bir siber saldırıdan doğan zararını değerlendirirken hem teknik detayları (hangi sistemlerin etkilendiği, nasıl bir saldırı yapıldığı) hem de hukuki boyutu (hangi kanun maddelerinin ihlal edildiği, sorumluların tespiti) göz önünde bulundurur. Bu çok disiplinli yaklaşım, bilişim avukatını diğer hukuk uzmanlarından ayıran en önemli özelliktir.
Bilişim Avukatının Görevleri
Bilişim avukatları, dijital dünyada meydana gelen pek çok farklı hukuki meselede görev alırlar. Temel olarak hak ihlallerinin önlenmesi, meydana gelen ihlallerin giderilmesi ve danışmanlık şeklinde üç ana kategoride görevlerinden bahsedilebilir. Aşağıda bir bilişim avukatının belli başlı görev ve sorumlulukları listelenmiştir:
- Dijital Ortamdaki İhlallerin Tespiti ve Müdahale: Bilişim avukatları, müvekkillerinin dijital ortamdaki hak ihlallerini tespit ederek gereken hukuki adımları atar. Örneğin, bir şirketin web sitesinden izinsiz veri çekilmesi (web scraping) veya bir şahsın sosyal medya hesaplarının ele geçirilmesi durumlarında derhal harekete geçerek delil tespiti, ihtar gönderme veya suç duyurusunda bulunma gibi işlemleri gerçekleştirirler.
- İnternet İçeriklerinin Kontrolü ve İçerik Kaldırma: İnternet üzerinde kişilik haklarına saldırı (ör. hakaret, iftira) veya özel hayatın gizliliğinin ihlali durumlarında bilişim avukatı, 5651 sayılı Kanun uyarınca içeriğin kaldırılması ve/veya erişimin engellenmesi süreçlerini yürütür. Müvekkilinin onurunu zedeleyen bir haber, blog yazısı ya da uygunsuz bir görselin internetten kaldırılması için ilgili sulh ceza hâkimliklerine başvuru yapar. Ayrıca telif hakkı ihlali oluşturan içeriklerin kaldırılması (örneğin izinsiz paylaşılan bir fotoğraf, video veya yazılım) için de işlemler yapar.
- Siber Saldırılara Karşı Hukuki Önlemler: Şirketler veya bireyler siber saldırılara (örn. hacking, malware, ransomware) maruz kaldıklarında, bilişim avukatları bu saldırıların hukuki boyutuyla ilgilenir. Saldırı sonrası dijital izlerin toplanması, uzman bir adli bilişim ekibi ile koordinasyon kurulması ve sorumluların tespiti halinde cezai ve hukuki süreçlerin başlatılması bu görevlere dâhildir. Ayrıca saldırı öncesi alınacak önlemler konusunda danışmanlık (örn. siber güvenlik protokollerinin hukuki uygunluğu, acil durum eylem planlarının hazırlanması) da bilişim avukatının görev alanındadır.
- Sözleşmelerin Hazırlanması ve İncelenmesi: Dijital platformların kullanım koşulları, gizlilik politikaları, yazılım lisans sözleşmeleri, hizmet sağlayıcı anlaşmaları gibi pek çok belge, bilişim hukukunun kapsamına girer. Bilişim avukatları, bu tür sözleşmeleri hazırlayarak müvekkillerinin çıkarlarını korur ve yürürlükteki yasal düzenlemelere uyumlu olmasını sağlar. Özellikle e-ticaret sitelerinin mesafeli satış sözleşmeleri, mobil uygulamaların kullanıcı sözleşmeleri ve startup’ların yatırım anlaşmalarında bilişim hukuku uzmanlarının imzası bulunur. Aynı şekilde, müvekkillerine sunulan teknoloji ürünleri veya hizmetleriyle ilgili sözleşmeleri inceleyerek risk ve yükümlülükler konusunda hukuki görüş bildirirler.
- Danışmanlık ve Uyum (Compliance) Hizmetleri: Bir bilişim avukatının önemli görevlerinden biri de şirketlere veya bireylere dijital alanda önleyici hukuk hizmeti vermektir. Bu kapsamda kişisel verilerin korunması (KVKK uyumu), bilgi güvenliği politikalarının oluşturulması, şirket içi bilişim yönergelerinin hazırlanması, çalışanların dijital gizlilik eğitimleri gibi konularda danışmanlık sağlarlar. Amaç, olası uyuşmazlık ve yaptırımlar ortaya çıkmadan önce gerekli hukuki tedbirleri aldırmak ve müvekkillerin yasalara uygun hareket etmesini temin etmektir.
- Dava ve Uyuşmazlık Takibi: Bilişim avukatları, hem ceza davalarında hem de hukuk davalarında müvekkillerini temsil eder. Örneğin, bir siber suç nedeniyle açılan ceza soruşturmasında mağdurun avukatlığını üstlenerek delilleri savcılığa sunar, soruşturmanın etkin yürütülmesini takip eder. Ya da bilişim teknolojileriyle ilgili bir sözleşmeden doğan uyuşmazlıkta (örneğin yazılım projesinin sözleşmeye aykırı yapılması durumunda) müvekkili adına hukuk davası açar veya açılan davada savunma yapar. Duruşmalarda teknik konuları hukuk diline çevirerek hâkim ve savcıları bilgilendirir, müvekkilinin haklarını savunur.
- Uzmanlarla İşbirliği: Dijital dünyanın teknik yönü kuvvetli olduğundan, bilişim avukatları sıklıkla bilişim uzmanlarıyla, adli bilişim mühendisleriyle, siber güvenlik uzmanlarıyla ve bilişim alanındaki bilirkişilerle birlikte çalışır. Bir bilişim suçu davasında IP adresi tespiti, log kayıtlarının analizi veya dijital cihazlardaki kanıtların çıkarılması gerektiğinde teknik uzmanlardan destek alır. Bu işbirliği sayesinde hukuki sürecin daha sağlıklı ve isabetli ilerlemesini sağlar.
Görüldüğü üzere bilişim avukatının görev yelpazesi oldukça geniştir. Dijital dünyanın her köşesinde bir hukuki mesele çıkabileceği için, bilişim avukatları da çok yönlü düşünmek ve farklı hukuk disiplinlerine vakıf olmak durumundadır.
Bilişim Avukatının Karşılaştığı Dava Türleri
Bilişim hukuku alanında uzmanlaşmış bir avukat, çeşitli dava türleriyle karşılaşır. Bu davalar genellikle iki ana kategoride toplanabilir: Ceza davaları (siber suçlar kapsamında) ve hukuk davaları (özel hukuk uyuşmazlıkları kapsamında). Aşağıda bilişim avukatlarının sıkça karşılaştığı dava türlerinden bazıları yer almaktadır:
- Siber Suç Davaları: Bilişim sistemlerini hedef alan veya bilişim sistemleri aracılığıyla işlenen suçlar, siber suç davalarının konusudur. TCK m.243’te tanımlanan “bilişim sistemine izinsiz girme” suçu, m.244’te belirtilen “sistemi engelleme, bozma veya verileri yok etme” suçları ve m.245’te düzenlenen “banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması” suçu bu kapsamdadır. Bu davalarda bilişim avukatları, ya mağdurun vekili olarak suçluların cezalandırılmasını sağlamak ya da sanık müdafii olarak adil yargılanma sürecinde müvekkilini savunmak görevini üstlenir. Ayrıca phishing (oltalama) yoluyla dolandırıcılık, kimlik avı, fidye yazılımı saldırıları, sanal taciz ve şantaj gibi eylemler de ceza hukuku boyutuyla bilişim avukatlarının karşısına sıklıkla gelir.
- İnternet Üzerinden Hakaret ve İftira Davaları: Sosyal medya platformları ve çevrimiçi forumlar üzerinden kişilik haklarına saldırı niteliğindeki paylaşımlar, içerikler veya mesajlar nedeniyle açılan davalar bu kategoridedir. Bilişim avukatları, müvekkillerinin itibarını zedeleyen bir tweet, gönderi veya haber nedeniyle ceza davası (hakaret suçu gibi) veya hukuk davası (manevi tazminat talebi gibi) açabilir. Bu davalarda deliller genellikle dijital ortamdandır (örneğin ekran görüntüleri, URL kayıtları) ve bunların mahkemeye doğru şekilde sunulması, delil zincirinin kurulması bilişim avukatının uzmanlık alanıdır.
- Bilişim Yoluyla Dolandırıcılık ve Sahtecilik Davaları: Klasik dolandırıcılık suçlarının internet üzerinden yapılması giderek artmaktadır. Örneğin e-ticaret sitelerinde sahte satışlar, oltalama e-postalarıyla banka hesaplarının boşaltılması veya e-posta yoluyla yetkisiz ödeme talimatları verilmesi gibi vakalar bilişim yoluyla dolandırıcılık kapsamına girebilir. Yine dijital belgelerin sahte oluşturulması veya var olan belgelerin dijital ortamda tahrif edilmesi bilişim yoluyla sahtecilik olarak değerlendirilebilir. Bu tür davalarda teknik incelemeler (IP adresi takibi, dijital para izleri, log incelemeleri) gerektiğinden, bilişim avukatları soruşturma makamlarıyla birlikte teknik detayların aydınlatılmasına yardımcı olur.
- Kişisel Veri İhlali Davaları: KVKK kapsamında kişisel verilerin hukuka aykırı şekilde ele geçirilmesi, ifşa edilmesi veya kullanılması durumlarında hem idari yaptırımlar hem de hukuki davalar söz konusu olabilir. Bir şirketin müşteri verileri siber saldırı sonucu çalınmışsa ya da bir çalışanın kişisel verileri izinsiz ifşa edilmişse, mağdurların açacağı davaları bilişim hukuku avukatları takip eder. Aynı şekilde, Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından bir şirkete kesilen idari para cezasına karşı itiraz süreçlerinde de bilişim avukatları rol alır. Bu davalar, veri güvenliği ve mahremiyet konularını içermesi nedeniyle son derece güncel ve önemlidir.
- İnternet Üzerinden Telif Hakkı İhlalleri: Dijital platformlarda telif hakkı koruması olan eserlerin izinsiz paylaşımı veya kullanımı (örneğin filmlerin yasa dışı sitelerde yayınlanması, izinsiz müzik veya fotoğraf kullanımı, yazılımların korsan dağıtımı) telif davalarına yol açar. Bilişim avukatları, eser sahipleri adına bu ihlallerin durdurulması ve maddi-manevi tazminat talepleriyle davalar açar. Bu süreçte teknik tespitler (ihlali yapan IP veya kullanıcı tespiti gibi) önem arz eder ve uluslararası boyutu da olabilir (örneğin sunucular yurt dışındaysa uluslararası iş birliği gerekebilir).
- E-Ticaret Uyuşmazlıkları: Online alışveriş ve elektronik ticaret işlemleriyle ilgili hukuk davaları da bilişim avukatlarının ilgilendiği bir diğer alandır. Örneğin, bir e-ticaret platformunda satıcı ile alıcı arasında çıkan anlaşmazlıklar, internet üzerinden akdedilen mesafeli satış sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar veya platformların sorumluluğuna dair davalar bu kapsamda ele alınır. Bilişim avukatları, tüketici hukuku ile bilişim hukukunun kesiştiği bu alanda, müvekkillerini hakem heyetleri veya mahkemeler önünde temsil eder.
- Domain ve Marka İhlali Davaları: İnternet alan adları (domain) ile marka veya şirket isimleri arasındaki uyuşmazlıklar da bilişim hukukunun ilgi alanına girer. Bir marka tesciline tecavüz edecek şekilde alınmış bir alan adının iptali veya bir alan adı üzerinden yürütülen haksız rekabet fiilleri için hem ulusal mahkemeler hem de ICANN tahkim mekanizmaları devreye girebilir. Bilişim hukuku avukatları, bu süreçlerde teknik domain kayıt verilerini toplayarak ve marka hukuku bilgisini de kullanarak müvekkillerinin haklarını korumaya çalışır.
Yukarıda sayılanlar dışında, bilişim avukatları finansal teknolojiler (FinTech) ile ilgili ihtilaflar, kripto para dolandırıcılıkları, siber sigorta anlaşmazlıkları gibi yeni ortaya çıkan pek çok konuda da davalarla ilgilenmektedir. Teknoloji geliştikçe dava türleri de çeşitlenmekte, bu da bilişim avukatlarının her daim yeni konulara hazırlıklı olmasını gerektirmektedir.
Bilişim Avukatının Danışmanlık Verdiği Alanlar
Bilişim hukuku avukatları, yalnızca uyuşmazlık çıktığında değil, önleyici ve yönlendirici hukuk hizmeti anlamında da danışmanlık verirler. Günümüzde özellikle şirketler, dijital alandaki hukuki riskleri yönetmek ve mevzuata uygun hareket etmek için bilişim hukukunda uzman avukatların rehberliğine ihtiyaç duymaktadır. İşte bilişim avukatlarının yoğun biçimde danışmanlık yaptığı bazı alanlar:
- KVKK ve Veri Gizliliği Danışmanlığı: Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na uyum süreci, birçok şirket için öncelikli bir konudur. Bilişim avukatları, müşterilerinin kişisel veri envanterini çıkarmasına, açık rıza metinleri ve aydınlatma beyanları hazırlamasına yardımcı olur. Ayrıca şirket içi veri koruma politikaları oluşturur, çalışanlara KVKK eğitimi verilmesini sağlar ve gerektiğinde Veri Sorumlusu Temsilcisi (DPO) gibi rolleri üstlenir ya da bu kişilere hukuki destek verir. Veri ihlallerinde kriz yönetimi ve Kurul bildirimleri konusunda da danışmanlık yaparak şirketin itibarını ve hukuki durumunu korumaya çalışır.
- Siber Güvenlik ve Uyumluluk: İşletmelerin siber güvenlik önlemlerinin hukuki yeterlilikte olması önemlidir. Örneğin bir bankanın veya telekom şirketinin bilgi güvenliği politikaları, yalnızca teknik standartlara değil aynı zamanda yasal gerekliliklere de uygun olmalıdır. Bilişim avukatları bu noktada devreye girerek, sektörel düzenlemeler (bankacılık mevzuatı, elektronik haberleşme mevzuatı vb.) ile uyumlu güvenlik protokollerinin hazırlanmasını sağlar. Bir siber saldırı yaşanmadan önce yapılması gereken hukuki hazırlıkları (acil durum planları, sorumluluk paylaşımı anlaşmaları, sigorta poliçelerinin hukuki uygunluğu gibi) gözden geçirir.
- E-Ticaret ve Dijital İş Modelleri Danışmanlığı: İnternet üzerinden hizmet veya ürün sunan girişimler, start-up’lar ve e-ticaret şirketleri için bilişim hukuku danışmanlığı hayati önemdedir. Bu bağlamda bilişim avukatları; web sitelerinin kullanıcı sözleşmelerini ve gizlilik politikalarını hazırlamak, platformların hukuki sorumluluklarını (örneğin aracılık hizmeti veren pazar yerlerinin sorumluluk sınırları) belirlemek, elektronik ticaret mevzuatına (6563 sayılı Kanun ve ilgili yönetmelikler) uyumu sağlamak gibi hizmetler sunar. Ayrıca dijital reklamcılık, çerez (cookie) kullanımı, online ödeme sistemleri ve mesafeli satış kuralları gibi konularda da işletmeleri bilgilendirirler.
- Fikri Mülkiyet ve Lisanslama: Teknoloji alanında faaliyet gösteren şirketler, ürün ve hizmetlerinin fikri mülkiyet haklarını korumak isterler. Bir yazılım geliştirildiğinde, bunun telif haklarının doğru şekilde alınması veya gerektiğinde patentlenmesi kritik olabilir. Bilişim avukatları, yazılım lisans anlaşmaları hazırlayarak müşterilerinin haklarını korur, açık kaynak kodlu yazılımların şirket içinde kullanımında lisans uyumu konusunda görüş verir. Aynı zamanda marka tescili, patent başvurusu gibi konularda da fikri mülkiyet hukukuyla bağlantılı danışmanlık sağlarlar. Dijital içerik üreten ajanslar veya oyun geliştiricileri gibi sektörlerde ortaya çıkan eserlerin yasal koruması, bu alandaki avukatların uzmanlık alanıdır.
- İş ve Sosyal Medya İlişkileri: Çalışanların iş yerinde internet ve bilgisayar kullanımı, işverenin siber güvenlik politikaları, sosyal medyanın iş ilişkilerine etkisi gibi konular da bilişim hukukunun pratikte danışmanlık verdiği alanlardandır. Örneğin, işyerinde çalışanların e-posta ve mesajlaşmalarının denetlenmesinin hukuki sınırları, işçilerin sosyal medyada işvereni zor durumda bırakacak paylaşımları durumunda alınacak önlemler gibi konularda bilişim avukatları şirket yönetimlerine yol gösterir. Bu sayede hem iş hukuku hem bilişim hukuku bilgisini harmanlayarak, dijital çağın çalışma hayatında yarattığı yeni sorunlara çözümler üretirler.
- Kripto Paralar ve Blockchain: Son yıllarda kripto para birimleri ve blockchain teknolojisiyle ilgili hukuki sorular artmıştır. Bilişim avukatları, kripto para borsalarına ve kullanıcılarına yönelik yasal çerçevenin belirlenmesinde danışmanlık yapar. Türkiye’de kripto varlıklara ilişkin mevzuat gelişmekte olduğundan, bu alandaki güncel yönetmelik ve kararları takip ederek müşterilerini bilgilendirirler. Kripto paraların vergilendirilmesi, suç gelirlerinin aklanmasıyla mücadele (MASAK mevzuatı), NFT’lerin hukuki statüsü gibi konularda görüş sunarlar. Ayrıca, blockchain tabanlı projelerin sözleşmelerini (örneğin akıllı sözleşmelerin hukuki geçerliliği konuları) hazırlamada rol oynarlar.
Yukarıdaki danışmanlık alanları, bilişim avukatlarının ne denli geniş bir yelpazede hizmet verdiğini göstermektedir. Bu sayede, teknoloji şirketlerinden bireysel internet kullanıcılarına kadar birçok kişi ve kuruluş, olası hukuki risklerini önceden yönetebilmekte ve dijital dünyada güvenle faaliyet gösterebilmektedir.
Dijital Deliller ve Bilişim Hukuku
Dijital çağda, birçok dava ve soruşturmada deliller artık elektronik ortamlardan elde edilmektedir. Dijital delil, bilgisayarlar, akıllı telefonlar, sunucular veya diğer bilişim sistemleri tarafından üretilen veya bu ortamlarda depolanan her türlü veri olarak tanımlanabilir. Örneğin bir e-posta yazışması, sunucu kayıtları (log kayıtları), dijital fotoğraf veya videolar, erişim kayıtları, SMS ve WhatsApp mesajları, hard disk içerisinde bulunan dosyalar dijital delillere örnek gösterilebilir.
Bilişim hukukunda dijital delillerin doğru yönetimi kritik öneme sahiptir. Çünkü bir davada elde edilen dijital delilin hukuka uygun şekilde elde edilmesi ve güvenilirliğinin sağlanması gerekir. Bilişim avukatları, delillerin mahkemede geçerli olabilmesi için şu noktalara özellikle dikkat eder:
- Delilin elde edildiği cihaz veya hesaba hukuka aykırı yollardan erişilmemiş olmalı (aksi halde delil mahkemece reddedilebilir).
- Delilin bütünlüğü korunmalı; yani üzerinde değişiklik yapılmadığı, orijinal haliyle sunulduğu ispatlanmalıdır. Bu bağlamda, dijital delillerin hash değeri alınarak bütünlüğü teyit edilir.
- Delilin kaynağı ve elde edilme yöntemi hakkında mahkemeye açıklayıcı bilgi sunulmalıdır. Örneğin bir IP adresi delil olarak gösteriliyorsa, bu IP adresinin hangi tarihte, kime tahsisli olduğu gibi bilgiler de sunularak delilin anlam kazanması sağlanır.
- Gerektiğinde bir adli bilişim uzmanı raporuyla, karmaşık teknik verilerin mahkeme tarafından anlaşılması kolaylaştırılır.
Dijital deliller, sadece ceza davalarında değil, aynı zamanda boşanma davalarından ticari davalara kadar geniş bir yelpazede karşımıza çıkar. Örneğin, eşlerin sosyal medya yazışmaları bir boşanma davasında kusur durumu için delil olabilir; ya da bir şirkette çalışanların izinsiz olarak müşterilerine ait verileri kopyalaması, işverenin açacağı davada dijital kayıtlara dayanılarak ispatlanabilir. Bilişim avukatları, bu gibi durumlarda müvekkillerine delil toplama konusunda yol gösterir ve gerekli hukuki izinlerin alınarak delil elde edilmesi sürecini yönetir.
Unutulmamalıdır ki dijital veriler, kolaylıkla değiştirilebilen veya silinebilen yapıya sahiptir. Bu nedenle, bilişim hukuku avukatları olayın sıcak anında vakit kaybetmeden delil tespiti (noter aracılığıyla veya mahkeme kararıyla site görüntülerinin tespiti gibi) yaptırmaya büyük önem verir. Dijital delillerin etkin kullanımı, bir davanın seyrini tamamen değiştirebilecek güçtedir. Bilişim hukuku bu bağlamda klasik hukuki yöntemlerle yeni dijital yöntemleri buluşturmakta ve adaletin yerini bulmasına katkı sağlamaktadır.
Siber Suçlar ve Bilişim Hukuku
Siber suçlar, modern teknolojinin getirdiği en ciddi tehditlerden birini oluşturur ve bilişim hukukunun en görünür yüzlerinden biridir. Siber suç kavramı, bilişim sistemleri hedef alınarak veya bu sistemler kullanılarak işlenen her türlü suçu kapsar. Günümüzde devlet kurumlarından bankalara, şirketlerden bireylere kadar herkes siber suçların potansiyel hedefi olabilir. Bu nedenle, siber suçlarla mücadele hem yasal düzenlemeleri hem de bilişim avukatlarının pratikteki mücadelesini içerir.
Türk Ceza Kanunu’nda tanımlanan özel bilişim suçlarından önceki bölümlerde bahsettik (TCK 243, 244, 245). Bu suçların yanı sıra bilişim teknolojilerinin araç olarak kullanıldığı suçlarda da artış gözlenmektedir:
- Siber Dolandırıcılık: E-postalar veya sahte web siteleri aracılığıyla insanları kandırarak maddi çıkar elde etmek (oltalama saldırıları gibi) yaygındır. Örneğin, bir banka müşterisine gönderilen gerçeğe çok benzeyen bir e-posta ile hesap bilgileri çalınarak para transferi yapılabilir.
- Siber Zorbalık: Özellikle gençler arasında sık rastlanan, internet üzerinden bir kişiye yönelik sistematik taciz, tehdit veya utandırma eylemleridir. Siber zorbalık vakaları, mağdurlar açısından ciddi psikolojik etki doğurabilmekte ve hukuki yaptırımları olabilmektedir (hakaret, tehdit gibi suç tipleri kapsamında).
- Kişisel Verilerin Ele Geçirilmesi: Hacker’ların veri tabanlarına sızarak kullanıcı bilgilerini, kimlik verilerini veya kredi kartı bilgilerini çalması da bir siber suçtur. Bu durum hem KVKK ihlali doğurur hem de TCK kapsamında suça vücut verir.
- Siber Casusluk: Şirketlerin ticari sırlarının veya devlet kurumlarının gizli bilgilerinin siber yöntemlerle çalınması olayları, giderek önem kazanmaktadır. Bu gibi durumlar, hem ceza hukuku hem de fikri mülkiyet ve rekabet hukuku boyutlarını içerebilir.
- Malware ve Fidye Yazılımları: Kötü amaçlı yazılımlarla bilgisayar sistemlerine zarar verilmesi, verilerin şifrelenip fidye istenmesi gibi eylemler de son yıllarda büyük bir tehdit oluşturuyor. Uluslararası boyutu olan bu suçlarda, bilişim avukatları mağdurlara yol göstermekte, kolluk birimlerinin soruşturmalarına teknik ve hukuki destek sağlamaktadır.
Bilişim avukatları siber suçlarla mücadelede hem önleyici hem de olay sonrası aşamalarda aktiftir. Önleyici olarak, kurumların siber güvenlik hukuku alanında bilinçlenmesini sağlar, acil durum planları oluşturur, çalışanları eğitir. Olay sonrası ise, suç duyurusu hazırlanması, soruşturma sürecinde dijital delillerin toparlanması, uluslararası yazışmaların yapılması gibi görevleri üstlenir. Ayrıca siber suçların mağduru olan bireylerin maddi kayıplarının tazmini için de hukuk davaları açarak saldırganlardan veya ihmali bulunan kurumlardan zarar karşılığı talep eder.
Siber suçlar çağımızın bir gerçeği olarak varlığını sürdürürken, bilişim hukuku da bu suçlara karşı hem hukuki zeminde hem de toplumsal farkındalık boyutunda mücadelesini sürdürmektedir.
KVKK ve Bilişim Hukuku İlişkisi
Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK), bilişim hukukunun en güncel ve önemli parçalarından biridir. Zira dijital dünyada hemen her işlem kişisel veri üretmekte ve bu verilerin korunması gerek bireyler gerekse kurumlar için kritik hale gelmektedir. Bilişim avukatları bu noktada KVKK konusunda uzmanlaşarak, hem koruyucu hem de uyuşmazlık çözümleyici bir rol üstlenirler.
KVKK ile bilişim hukuku arasındaki ilişkiyi şu başlıklarda ele alabiliriz:
- Veri Envanteri ve Uyum Süreci: Her şirketin, işlediği kişisel verileri belirleyip bunları hukuka uygun hale getirmesi gerekir. Bilişim hukuku avukatları, müvekkil şirketin yürüttüğü faaliyetleri analiz ederek hangi kişisel verileri topladığını, ne amaçla kullandığını ortaya koyar. Bu süreçte gereksiz veri işlemenin önüne geçmek, alınması gereken açık rızaları belirlemek ve sözleşmelerde KVKK’ya uygun maddeler bulunduğundan emin olmak gibi işler yapılır.
- Aydınlatma ve Rıza Metinleri: KVKK’nın getirdiği yükümlülüklerden biri, ilgili kişilere veri toplarken onları bilgilendirme (aydınlatma yükümlülüğü) ve gerektiğinde rızalarını almaktır. Bilişim avukatları, açık rıza metinleri ve aydınlatma metinlerini hem yasal gerekliliklere uygun hem de anlaşılır şekilde hazırlar. Örneğin bir mobil uygulama kullanıcısından konum bilgisi alınıyorsa, bunun neden alındığı ve nasıl saklandığı açıkça belirtilmelidir.
- Veri İhlallerine Müdahale: Dijital ortamlarda bazen veri sızıntıları veya yetkisiz erişimler yaşanabilir. KVKK gereği, ciddi veri ihlallerinin 72 saat içinde Kurul’a bildirilmesi zorunludur. Bilişim hukuku avukatları, böyle bir ihlal durumunda acilen devreye girerek hem olayın teknik boyutunu anlamaya çalışır hem de hukuki bildirimleri ve kamuoyu duyurularını hazırlar. Amaç, hem yasal yükümlülükleri yerine getirmek hem de şirketin itibarını korumaktır.
- İdari Yaptırımlar ve Savunmalar: KVKK ihlallerinde Kişisel Verileri Koruma Kurulu oldukça yüksek idari para cezaları uygulayabilmektedir. Eğer bir şirkete KVKK kapsamında ceza kesilirse, bilişim avukatları bu karara karşı itirazları ve yargısal süreçleri takip eder. Kurul’a savunma hazırlamak, gerekli belgeleri sunmak ve eğer ihlal varsa bunun etkilerini azaltmaya yönelik argümanlar geliştirmek de bu kapsamda yapılır.
- Çapraz Mevzuat Danışmanlığı: KVKK çoğu zaman tek başına değerlendirilmez; iş hukuku, sağlık hukuku, bankacılık hukuku gibi alanlarla kesişebilir. Örneğin bir işveren, çalışanının sağlık verisini işlerken hem KVKK’ya hem de iş hukuku mevzuatına uygun hareket etmelidir. Bilişim hukuku avukatları bu tür kesişim noktalarında, ilgili tüm mevzuatı dikkate alarak bütüncül bir danışmanlık verirler.
KVKK, Türkiye’de 2016’da yürürlüğe girmiş olmakla birlikte, teknolojinin gelişimine paralel olarak sürekli yeni yorumlara ve uygulamalara konu olmaktadır. Özellikle yapay zekâ, büyük veri (big data) ve uluslararası veri transferleri gibi konular KVKK’nın uygulama alanını zorlamaktadır. Bilişim avukatları, Avrupa’daki GDPR gelişmelerini de yakından takip ederek, Türkiye’de KVKK uygulamasının gidişatını öngörmeye çalışır ve müvekkillerini geleceğe hazırlamaya gayret eder. Sonuç olarak KVKK, bilişim hukukunun merkezinde yer alır ve dijital dünyada mahremiyetin güvencesi olarak karşımıza çıkar.
Bilişim Hukukunda Güncel Gelişmeler
Dijital dünya sürekli değiştiği için bilişim hukukunda da mevzuat ve uygulama anlamında hızlı gelişmeler yaşanmaktadır. Bilişim avukatları, bu güncel gelişmeleri yakından takip ederek müvekkillerine en iyi hizmeti vermeye çalışır. İşte son dönemde bilişim hukukunu ilgilendiren bazı güncel gelişmeler:
- Sosyal Medya Yasaları ve Platform Yükümlülükleri: 2020 yılında 5651 sayılı Kanun’da yapılan değişikliklerle, sosyal medya platformlarına Türkiye’de temsilci bulundurma ve belirli ihlallere karşı hızlı içerik kaldırma yükümlülükleri getirildi. 2022’de ise kamuoyunda “Dezenformasyon Yasası” olarak bilinen düzenlemeyle, internet üzerinden halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak amacıyla yalan bilgi yayma suçu TCK’ya eklendi. Bu değişiklikler, sosyal medya şirketlerini ve kullanıcılarını doğrudan etkiliyor. Bilişim avukatları bu kapsamda, uluslararası sosyal ağ şirketlerine danışmanlık vermekte veya bireylerin sosyal medya paylaşımları nedeniyle karşılaşabileceği yaptırımlara karşı savunmalar hazırlamaktadır.
- E-Ticaret Alanındaki Yenilikler: E-ticaretin olağanüstü büyümesi, kanun koyucuları harekete geçirdi. 2022’de Elektronik Ticaret Kanunu’na getirilen bazı ek düzenlemelerle, büyük e-ticaret platformlarına pazar dengelerini korumak adına çeşitli kısıtlamalar (örneğin bazı platformların kendi ürünlerini öne çıkarmasının engellenmesi gibi) getirildi. Ayrıca mesafeli satış yönetmeliklerinde tüketici haklarını güçlendiren değişiklikler yapıldı. Bilişim hukukuyla uğraşan avukatlar, bu yenilikleri şirketlere anlatmak ve iş modellerini hukuka uygun hale getirmek konusunda yoğun mesai harcıyorlar.
- Kripto Varlıklar ve Yeni Düzenlemeler: Kripto paralar konusunda Türkiye’de de yasal çerçeve oluşmaya başladı. 2021’de kripto varlık hizmet sağlayıcıları MASAK yönetmelikleriyle tanımlandı ve yükümlülükler getirildi. Daha kapsamlı bir kripto para kanunu taslağı üzerinde çalışmalar sürüyor. Bu alanda güncel gelişmeler (örneğin kripto borsalarının yükümlülükleri, vergilendirme düzenlemeleri) bilişim hukuku gündeminde başı çekiyor. 2024 yılı sonu itibariyle, Avrupa Birliği’nin MiCA (Markets in Crypto-Assets) regülasyonunun kabul edilmesi, Türkiye’de de benzer düzenlemelerin habercisi olarak değerlendiriliyor.
- Yapay Zekâ ve Dijital Hizmetler: Yapay zekâ uygulamalarının yaygınlaşması, hukuki açıdan yeni soruları gündeme getiriyor. Avrupa Birliği 2024’te kapsamlı bir Yapay Zekâ Yasası’nı kabul etmeye hazırlanırken, Türkiye de bu konuda stratejiler geliştiriyor. Özellikle otonom sistemler, yapay zekâ kararlarının sorumluluğu ve veri etik kuralları gibi konular bilişim hukukunun ufuk çizgisinde yer alıyor. Ayrıca AB’nin Dijital Hizmetler Yasası (DSA) ve Dijital Pazarlar Yasası (DMA) gibi düzenlemeleri, küresel internet şirketlerinin içerik sorumluluğu ve rekabet davranışlarını etkiliyor; dolayısıyla Türkiye’de de yansımaları izleniyor.
- Siber Güvenlik ve Ulusal Stratejiler: Artan siber saldırılar karşısında ulusal siber güvenlik stratejileri önem kazandı. Türkiye, Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planları hazırlayarak kamu ve özel sektöre yol haritaları çiziyor. Son dönemde kritik altyapı olarak görülen enerji, sağlık, finans gibi sektörlere yönelik siber güvenlik yükümlülükleri artırıldı. Bilişim hukuku açısından bu gelişme, uyum sağlanması gereken yeni regülasyonlar anlamına geliyor. Şirketler, altyapılarının siber güvenlik standartlarını hukuki gerekliliklere göre güncellemek zorunda kalıyor.
- Uluslararası İşbirliği ve Yargı Kararları: Siber suçlar ve bilişimle ilgili meseleler çoğu kez uluslararası boyut taşıyor. 2023 ve 2024 yıllarında Türkiye, uluslararası arenada özel hayatın gizliliğinin korunması ve siber suçlarla mücadele (Budapeşte Sözleşmesi gibi) alanlarında adımlar attı. Aynı zamanda Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararlarıyla, dijital alana ilişkin önemli içtihatlar oluştu. Örneğin Yargıtay’ın bir kararında işverenin, işçinin şirkete ait bilgisayardaki kişisel nitelikteki yazışmalarını incelemesinin özel hayatın gizliliğini ihlal edebileceği yönünde görüş bildirmesi, bilişim hukukunda emsal teşkil etti.
Tüm bu gelişmeler, bilişim hukuku alanının sürekli evrim halinde olduğunu gösteriyor. Bir bilişim avukatı, sadece mevcut yasalara hâkim olmakla kalmayıp aynı zamanda çıkması muhtemel düzenlemeleri, global eğilimleri ve yüksek yargı kararlarını yakından takip etmek zorundadır. Bu sayede müvekkillerini geleceğe hazırlar ve ortaya çıkabilecek yeni nesil hukuki sorunlara karşı proaktif bir tutum sergiler.
Sonuç
Bilişim hukuku, dijital çağın gereksinimlerinden doğan ve hızla gelişen bir hukuk alanıdır. Bilişim avukatı ise bu alanda uzmanlaşarak teknolojinin getirdiği hukuki sorunlarda toplumun ihtiyacını karşılayan kişidir. Gerek siber suçlarla mücadelede, gerek şirketlerin dijital uyum süreçlerinde, gerekse bireylerin internet ortamındaki haklarının korunmasında bilişim avukatlarının rolü büyüktür. Bu makalede bilişim hukukunun tanımından temel mevzuatına, bilişim avukatının görev ve sorumluluklarından, karşılaştığı dava türleri ve danışmanlık alanlarına kadar geniş bir perspektif sunulmuştur. Ayrıca dijital deliller, siber suçlar ve KVKK gibi bilişim hukukunun kalbinde yer alan konular ele alınmış; güncel gelişmeler ışığında bu alanın dinamik yapısı vurgulanmıştır.
Sonuç olarak, teknoloji ve hukukun buluştuğu noktada bulunan bilişim hukuku, geleceğin de hukuku olarak kabul edilebilir. Bilişim avukatları, sürekli değişen bu dijital ekosistemde bireylerin ve kurumların haklarını savunmak, güvenliği ve gizliliği temin etmek ve adaleti sağlamak için çalışmaya devam edecektir.

Bilişim Hukuku: Bilişim Avukatı Ne Yapar?
Sık Sorulan Sorular (SSS)
Bilişim hukuku tam olarak neyi kapsar?
Bilişim hukuku; internet ve teknoloji kaynaklı her türlü hukuki konuyu kapsar. Buna siber suçlar (hackleme, virüs yayma, çevrim içi dolandırıcılık gibi), dijital ortamdaki hak ihlalleri (internet üzerinden hakaret, özel hayatın ihlali), kişisel verilerin korunması, e-ticaret işlemleri, dijital sözleşmeler ve çevrimiçi telif hakkı ihlalleri gibi konular dahildir. Kısaca, bilgisayar, ağ sistemleri ve dijital iletişim araçlarının kullanımıyla ilgili ortaya çıkabilecek tüm hukuki meseleler bilişim hukuku kapsamında değerlendirilir.
Bilişim avukatı hangi davalara bakar?
Bilişim avukatları, teknolojiyle bağlantılı pek çok davaya bakar. Örneğin bir bilişim avukatı, bir kişinin sosyal medya hesaplarının çalınmasıyla ilgili ceza davasını takip edebilir veya bir e-ticaret anlaşmazlığından doğan hukuk davasını yürütebilir. Siber suç davaları (hackleme, banka hesaplarının ele geçirilmesi, çevrimiçi dolandırıcılık gibi) bilişim avukatlarının en sık baktığı ceza davalarındandır. Ayrıca bilişim avukatları, internette yapılan hakaret ve iftira davaları, kişisel verilerin ihlali davaları, yazılım telif hakkı ihlalleri ve domain (alan adı) ihtilafları gibi konularda da uzmanlıkla müvekkillerini temsil ederler.
Bir bilişim avukatı ile ceza avukatı arasındaki fark nedir?
Ceza avukatı, genel olarak ceza hukuku kapsamında her türlü suçla ilgili davalarda uzmanlaşmış avukatı ifade eder. Bilişim avukatı ise daha spesifik olarak teknolojiyle ilgili konularda uzmanlaşmıştır. Bir bilişim avukatı çoğunlukla siber suçlar gibi ceza davalarını da takip edebilse de, onun uzmanlık alanı dijital dünya ile sınırlı değildir; aynı zamanda dijital alandaki sözleşme ihtilafları, veri koruma konuları gibi hukuk davalarını ve danışmanlık işlerini de yürütür. Yani bilişim avukatı, ceza hukukunun yanı sıra bilişim teknolojilerinin kesiştiği diğer hukuk dallarına (ticaret hukuku, fikri mülkiyet hukuku, idare hukuku gibi) da hâkimdir. Ceza avukatı ise her türlü ceza davasına bakar, ancak bilişim hukuku konularında teknik bilgiye sahip olmayabilir.
Bilişim hukuku alanında hangi kanunlar önemli?
Türkiye’de bilişim hukuku dendiğinde öne çıkan temel kanunlar şunlardır: 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Hakkında Kanun (internetteki içerik düzenlemeleri), 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun bilişim suçlarına ilişkin maddeleri (TCK 243, 244, 245 ve ilgili diğer hükümler), 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK), 6563 Sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun (e-ticaret kuralları), 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu ve 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (dijital ortamdaki telif hakları için). Bu kanunların yanı sıra, ilgili yönetmelikler ve BTK kararları da bilişim hukukunun yasal çerçevesini oluşturur.
Dijital delil nedir ve mahkemede nasıl kullanılır?
Dijital delil, elektronik ortamlardan elde edilen her türlü bilgi veya veri anlamına gelir. Örneğin bir e-posta yazışması, sunucu log kayıtları, bir bilgisayarın hard diskinden çıkarılan dosyalar, cep telefonu mesajları dijital delildir. Mahkemede dijital delilin kullanılabilmesi için, o delilin hukuka uygun yöntemlerle elde edilmiş olması gerekir (yasa dışı yollardan ele geçirilen veriler, kural olarak kullanılamaz). Ayrıca delilin doğruluğunu ve bütünlüğünü ispatlamak önemlidir. Bilişim avukatları, dijital delillerin mahkemeye sunulması esnasında bunların gerçekten karşı tarafla bağlantılı olduğunu, üzerinde oynama yapılmadığını ve olayla ilişkisini net bir şekilde ortaya koyar. Gerekirse adli bilişim uzmanlarının raporlarından faydalanılır. Mahkeme, uygun şekilde sunulmuş dijital delilleri diğer kanıtlar gibi değerlendirerek kararında dikkate alır.
KVKK ihlallerinde bilişim avukatı ne yapar?
KVKK (Kişisel Verilerin Korunması Kanunu) ihlallerinde bilişim avukatları hem önleyici hem de uyuşmazlık çözümleyici rol oynar. Önleyici olarak, şirketlerin KVKK’ya uygun hareket etmesi için eğitimler verir, veri koruma politikaları oluşturur ve hukuki danışmanlık sağlar. Bir ihlal meydana gelirse (örneğin bir firmanın müşteri verileri sızdırılırsa), bilişim avukatı öncelikle zararı kontrol altına almak için gerekli hukuki adımları atar: KVKK’ya göre 72 saat içinde Kişisel Verileri Koruma Kurumu’na bildirim yapılmasını sağlar, etkilenen kişilere durumu bildirir ve şirketin itibarını korumaya yönelik tedbirler önerir. Eğer Kurul bir inceleme başlatırsa, o süreçte şirketin savunmasını hazırlar, gerekli bilgi ve belgeleri sunar. Ayrıca ihlalden zarar gören kişiler dava açarsa, şirkete bu davalarda da vekillik ederek olası tazminat sorumluluğunu en aza indirmeye çalışır.
İnternet üzerinden işlenen suçların cezası klasik suçlardan farklı mı?
Temel olarak, internet üzerinden işlenen suçlar da kanunlarda tanımlanan suç tiplerine uyuyorsa, kanunda öngörülen cezalara tabidir. Örneğin, internetten bir kişiye hakaret edildiğinde, bu fiil Türk Ceza Kanunu’ndaki hakaret suçunun tanımına uygunsa, faili yine hakaret suçunun cezası (adli para cezası veya hapis cezası) bekler. Ancak bazı suçlar internet aracılığıyla işlendiğinde nitelikli hâl sayılabilir veya cezada artırım sebebi olabilir. Mesela bilişim sistemlerinin araç olarak kullanıldığı dolandırıcılık, TCK’da daha ağır cezalı bir nitelikli hâl olarak düzenlenmiştir. Ayrıca TCK m.243-245 gibi maddelerde tanımlanan bilişim suçları, doğrudan dijital ortama özgü fiiller olup, onların cezaları da kanunda özellikle belirtilmiştir. Kısacası, ceza hukuku açısından internet sadece suçun işleniş yöntemini değiştirebilir; suçun türüne göre ceza belirlenirken kanundaki ilgili madde esas alınır.
Bilişim avukatı olmak için hangi alanlarda bilgi sahibi olmak gerekir?
Bilişim avukatı olmak isteyen bir hukukçunun öncelikle genel hukuk nosyonunun sağlam olması şarttır. Bunun yanı sıra teknolojiye ilgi duymak ve teknik kavramları öğrenmeye açık olmak gerekir. Bir bilişim avukatı; internetin çalışma prensipleri, temel ağ teknolojileri, yazılım ve donanım kavramları gibi konularda bilgi sahibi olursa avantaj elde eder. Aynı zamanda, bilişim hukuku çok geniş bir alanı kapsadığı için, ceza hukuku (özellikle siber suçlar), ticaret hukuku (e-ticaret, sözleşmeler), fikri mülkiyet hukuku (yazılım ve dijital içerik hakları), idare hukuku (BTK kararları, idari yaptırımlar) gibi çeşitli hukuk dallarında uzmanlık geliştirmek önemlidir. Pratikte ise bilişim hukuku alanında çalışmak, sürekli güncel mevzuatı ve yargı kararlarını takip etmeyi ve teknik gelişmeleri izlemeyi gerektirir.
Dijital dünyada haklarımı ihlal eden bir durumla karşılaşırsam ne yapmalıyım?
Eğer dijital dünyada (örneğin sosyal medyada, bir web sitesinde veya mobil uygulamada) size ait haklar ihlal ediliyorsa, öncelikle sakin olmalısınız ve mümkünse delil toplamalısınız. Örneğin size hakaret edilen bir sosyal medya gönderisi varsa ekran görüntülerini alın, URL’leri kaydedin. Ardından bir bilişim hukuku avukatına danışmanız faydalı olacaktır. Bilişim avukatı, durumunuzu değerlendirip hangi yasal yollara başvurabileceğinizi size anlatacaktır. Örneğin içerik kaldırma veya erişim engelleme başvurusu yapılabilir, Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulabilir veya doğrudan tazminat davası açılabilir. Önemli olan, dijital delillerin kaybolmadan hukuki sürece uygun şekilde tespit edilmesi ve ardından ilgili mercilere başvurulmasıdır. Bu süreçte uzman bir avukat, haklarınızı etkin biçimde savunmanıza yardımcı olacaktır.
Bilişim hukuku gelecekte neden daha önemli hale gelecek?
Günümüzde yaşamın her alanı giderek dijitalleşiyor: iletişim, ticaret, eğitim, eğlence ve daha pek çok faaliyet internet üzerinden yürütülüyor. Teknoloji geliştikçe yeni hukuki sorunlar da ortaya çıkıyor. Örneğin yapay zekânın kararları, otonom araçların kazaları, sanal gerçeklik ortamlarında meydana gelen ihlaller gibi konular gelecekte hukuk gündemini meşgul edecek. Bu durumda, bu konulara vâkıf bilişim hukuku uzmanlarına duyulan ihtiyaç artacak. Ayrıca siber güvenlik tehditleri arttıkça, devletler ve şirketler hukuki zeminde önlem alma yoluna gidecek, bu da bilişim hukukunun kapsamını genişletecek. Kişisel verilerin korunması, dijital kimlik, uluslararası siber suç işbirlikleri gibi alanlarda da daha fazla düzenleme yapılması bekleniyor. Tüm bu nedenlerle bilişim hukuku, gelecekte hukukun en dinamik ve önemli alanlarından biri olmaya devam edecek.