Sigorta Hukuku: Sigorta Avukatı Ne Yapar?

Sigorta, hayatımızın pek çok alanında maddi güvence sağlayan önemli bir mekanizmadır. Özellikle trafik, sağlık, konut gibi alanlarda yaptırılan sigortalar, beklenmedik risklere karşı bizleri korur. Örneğin, Türkiye’de en yaygın sigorta türlerinden biri zorunlu trafik sigortasıdır ve her araç sahibi tarafından yaptırılması gerekir. Ancak sigorta şirketleri, hasar taleplerini değerlendirirken bazen çeşitli gerekçelerle ödeme yapmayı reddedebilir veya ödemeyi geciktirebilir. İşte tam bu noktada, sigortalıların haklarını korumak için sigorta avukatı devreye girer.

Sigorta hukuku, sigorta şirketleri ile sigortalılar arasındaki ilişkileri düzenleyen özel hukuk dalıdır. Sigorta sözleşmelerinin kurulmasından, poliçelerin yorumlanmasına ve olası uyuşmazlıkların çözümüne kadar pek çok konuyu kapsar. Bu alan, Türk Ticaret Kanunu başta olmak üzere 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu gibi yasal düzenlemelerle çerçevelenmiştir. Sigorta hukuku sayesinde, sigortacılıkla uğraşan şirketlerin faaliyetleri denetlenir ve sigorta poliçelerinden doğan anlaşmazlıkların çözüm yolları belirlenir. Bu alanda uzmanlaşan ve çoğunlukla sigorta konulu davalara bakan avukatlara ise halk arasında sigorta avukatı denilmektedir.

Bir sigorta avukatı, hem sigorta yaptıran bireylerin (sigortalıların) hem de sigorta şirketlerinin hak ve yükümlülüklerine hakimdir. Peki sigorta avukatı tam olarak ne yapar, hangi durumlarda yardımına başvurmak gerekir ve sigorta davaları nasıl ilerler? Bu makalede, sigorta avukatının görevlerini, sigorta hukukunun temel kavramlarını ve sigorta davalarının süreçlerini detaylı bir şekilde ele alacağız. Ayrıca, sigorta avukatı tutmanın önemini ve merak edilen soruları da yanıtlayacağız.

Sigorta Hukuku Nedir?

Sigorta hukuku, sigorta alanındaki faaliyetleri ve sigorta sözleşmelerini düzenleyen bir özel hukuk dalıdır. Bu dal, hem sigorta şirketlerinin yükümlülüklerini hem de sigorta yaptıran bireylerin haklarını tanımlar. Sigorta hukuku sayesinde, sigorta işlemlerinin adil ve güvenilir bir şekilde yürümesi sağlanır. Bu kapsamda, sigorta sözleşmesinin kurulması, poliçe şartlarının belirlenmesi, primlerin ödenmesi, risk gerçekleştiğinde tazminatın ödenmesi gibi konular hep sigorta hukukunun ilgi alanına girer.

Sigorta hukuku mevzuatı: Türkiye’de sigorta hukuku esas olarak 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun altıncı kitabında (maddeler 1401-1520) düzenlenmiştir. Bunun yanı sıra, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu sigorta sektörünün işleyişine dair önemli hükümler içerir. Ayrıca çeşitli özel düzenlemeler de vardır; örneğin Karayolları Trafik Kanunu (zorunlu trafik sigortasıyla ilgili), DASK (Doğal Afet Sigortaları Kurumu) ile ilgili mevzuat, Türk Borçlar Kanunu ve her bir sigorta türü için çıkarılan sigorta genel şartları sigorta hukukunun parçasıdır.

Sigorta türleri: Sigorta hukuku kapsamında çok sayıda sigorta türü bulunur. Genel olarak sigortalar iki ana gruba ayrılır:

• Zarar sigortaları: Kişilerin mal varlığını korumayı amaçlayan sigorta türleridir. Örneğin trafik sigortası, kasko (araç sigortası), yangın sigortası, deprem sigortası, hırsızlık sigortası ve sorumluluk sigortaları (mesleki sorumluluk sigortası gibi) bu gruba girer. Zarar sigortalarında, sigorta konusu şeyde meydana gelen zararların tazmini esastır.
• Can sigortaları: Kişilerin hayatını veya beden bütünlüğünü konu alan sigortalardır. Hayat sigortası, sağlık sigortası, ferdi kaza sigortası gibi türler can sigortalarına örnek verilebilir. Can sigortalarında belirli bir olay (ölüm, hastalık, kaza gibi) gerçekleştiğinde sigortalıya veya lehtarına bir ödeme yapılması söz konusudur.

Her bir sigorta türü kendi özel şartlarına ve mevzuatına tabi olabilir. Sigorta hukuku, tüm bu farklı sigorta sözleşmelerinden doğabilecek uyuşmazlıklara çözüm getirmeyi amaçlar. Örneğin, trafik kazasından doğan bir sigorta tazminatı uyuşmazlığı ile sağlık sigortasından kaynaklanan bir uyuşmazlık farklı yasal düzenlemelere dayanabilir. Bu nedenle sigorta hukukunda uzmanlık, çeşitli sigorta türlerinin kendine özgü kurallarını bilmeyi gerektirir.

Sigorta Avukatı Kimdir?

Hukuk sistemimizde her avukat, prensip olarak hukukun tüm alanlarında dava alabilme yetkisine sahiptir. Yani bir avukatın yalnızca belirli bir branşta çalışması yönünde yasal bir zorunluluk yoktur. Ancak uygulamada, birçok avukat belli konularda uzmanlaşmayı tercih eder. İşte sigorta hukuku alanında yoğunlaşarak, çoğunlukla sigorta poliçelerinden doğan uyuşmazlıkları ele alan avukatlara sigorta avukatı denir.

Sigorta avukatı, sigorta mevzuatına ve uygulamalarına hakim, bu alandaki içtihatları (mahkeme kararlarını) yakından takip eden bir hukukçudur. Sigorta poliçelerinin teknik diline, sigorta şirketlerinin işleyişine ve sigortalıların karşılaşabileceği sorunlara özel bir bilgi birikimi vardır. Bu sayede, sigorta avukatları hem sigortalı bireylerin hem de sigorta şirketlerinin çıkarlarını hukuki zeminde etkili bir şekilde temsil edebilirler.

Halk arasında “sigorta avukatı” şeklinde anılsa da, bu aslında avukatın uzmanlık alanını belirtmek için kullanılan gayriresmi bir ifadedir. Resmi olarak baroya kayıtlı her avukat, sigorta hukukuyla ilgili dava veya işleri üstlenebilir; ancak sigorta avukatı olarak anılan kişiler genellikle meslek hayatlarını ağırlıklı olarak sigorta hukuku davalarına adamış olan, dolayısıyla bu alanda tecrübe kazanmış uzmanlardır.

Sigorta Avukatı Ne Yapar?

Sigorta avukatlarının sunduğu başlıca hizmetler ve üstlendiği görevler şöyledir:

• Sigorta poliçelerinin incelenmesi ve danışmanlık: Sigorta avukatı, müvekkilinin sigorta poliçesini detaylıca inceleyerek hak ve yükümlülükleri tespit eder. Sigortalıya poliçe şartları ve kapsamı hakkında bilgi verir, olası riskler konusunda danışmanlık yapar. Böylece, olası bir uyuşmazlık ortaya çıkmadan önce müvekkilin haklarının farkında olmasını sağlar.
• Tazminat taleplerinin hazırlanması: Meydana gelen bir hasar veya kayıp sonrasında sigorta avukatı, sigortalı adına sigorta şirketine yapılacak tazminat talebini hazırlar. Bu süreçte oluşan zararın sigorta kapsamında olup olmadığını hukuki açıdan değerlendirir. Talebin dayanağını oluşturan poliçe maddelerini ve yasal hükümleri belirtir, gereken belge ve delilleri toplayarak sigorta şirketine güçlü bir talep sunar.
• Sigorta şirketi ile müzakere: Sigorta avukatları, müvekkillerinin hak ettiği tazminatı alabilmesi için sigorta şirketleriyle görüşmeler yürütür. Uyuşmazlığın dava yoluna gitmeden çözülmesi her zaman tercih edilen yoldur. Bu nedenle avukat, sigorta şirketinin hukuk birimi ya da temsilcileri ile iletişime geçerek uzlaşma yollarını araştırır. Eğer sigorta şirketi eksik ödeme yapmayı teklif ediyorsa, müvekkilinin çıkarları doğrultusunda daha adil bir miktar için pazarlık yapar. Uzlaşma sağlanamazsa, bir sonraki aşama dava olacaktır.
• Dava açma ve mahkemede temsil: Sigorta şirketi hak edilen ödemeyi yapmıyor veya uzlaşma sağlanamıyorsa, sigorta avukatı yasal süreci başlatır. Dava dilekçesini hazırlayarak yetkili mahkemede davayı açar. Yargılama sürecinde müvekkilini temsil ederek duruşmalara katılır, karşı tarafın savunmalarına cevap verir ve delillerini mahkemeye sunar. Sigorta avukatı, müvekkilinin haklarını en iyi şekilde savunmak için yasal prosedürlerin her adımını titizlikle takip eder.
• Sigorta sözleşmelerinin hazırlanması: Sigorta avukatları, gerektiğinde sigorta poliçelerinin ve sözleşme metinlerinin hazırlanmasına da katkı sağlar. Özellikle ticari işletmeler veya profesyoneller, kendilerine özel sigorta sözleşmeleri yaptırırken avukat desteği almayı tercih edebilir. Avukat, sözleşme maddelerinin müvekkil lehine olmasına ve yasalara uygun biçimde düzenlenmesine yardımcı olur. Var olan poliçelerdeki karmaşık veya muğlak ifadelerin netleştirilmesi için müvekkiline yol gösterir.
• Hukuki danışmanlık ve bilgilendirme: Sigorta hukuku karmaşık bir alan olduğundan, sigorta avukatları müvekkillerini süreç boyunca bilgilendirir ve yönlendirir. Örneğin, bir trafik kazası sonrasında izlenecek hukuki adımlar, sigorta şirketine başvuru süresi, gerekli evraklar gibi konularda müvekkile rehberlik eder. Aynı şekilde, sigorta şirketlerinin sorumlulukları ve sigortalının hakları konusunda danışmanlık vererek müvekkilin yanlış adımlar atmasının önüne geçer.
• Sigorta şirketlerine yönelik hizmetler: Sigorta avukatları sadece sigortalıları değil, bazen doğrudan sigorta şirketlerini de temsil eder veya onlara danışmanlık verir. Bu kapsamda, bir sigorta şirketine poliçe hazırlanması sürecinde hukuki destek sağlayabilirler. Şirketin faaliyetlerinin mevzuata uygun yürütülmesi için rehberlik ederler ve sigorta şirketine karşı açılan davalarda savunma stratejileri geliştirirler. Sigorta şirketi avukatı olarak görev yaptıklarında, şirketin çıkarlarını yasal sınırlar içinde korumak öncelikli hedefleridir.
• Tahkim ve alternatif çözüm yolları: Sigorta hukukunda, mahkeme yerine başvurulabilecek özel çözüm yolları da vardır. Özellikle Sigorta Tahkim Komisyonu, sigorta uyuşmazlıklarının hızlı ve masrafsız çözümü için oluşturulmuş bir alternatiftir. Sigorta avukatları, uygun durumlarda müvekkilleri adına tahkim yoluna başvurabilir. Tahkim başvurusunu hazırlar, dosyayı hakem heyetine sunar ve tahkim yargılamasında müvekkilinin hakkını savunur. Tahkimde alınan kararlar, belirli şartlar altında bağlayıcı olup kısa sürede sonuç alınmasını sağlayabilir.

Sigorta Hukuku Davaları

Sigorta hukuku kapsamındaki davaların büyük çoğunluğu, sigorta şirketlerinin hasar ödemeleri konusundaki anlaşmazlıklardan doğar. En sık karşılaşılan örneklerin başında, trafik kazaları sonrasında açılan trafik sigortası tazminat davaları gelir. Örneğin, bir trafik kazasında zarar gören kişi (yaralanan veya vefat edenin yakınları), kazaya neden olan aracın zorunlu trafik sigortasından tazminat talep eder. Sigorta şirketi bu talebi kısmen veya tamamen reddederse, mağdur taraf alacağını almak için dava açabilir. Bu davalarda, ödenecek maddi tazminatın miktarı ve varsa manevi tazminat konuları gündeme gelir.

Bir diğer yaygın uyuşmazlık türü, kasko sigortası ve yangın/deprem gibi konut sigortaları kaynaklı davalardır. Örneğin, aracınız kasko poliçesi olmasına rağmen hasarınız karşılanmadıysa ya da evinizde yangın çıktığında konut sigortası şirketi tazminat ödemeyi reddettiyse, hakkınızı aramak için sigorta hukuku davası açmanız gerekebilir. Bu tür davalarda poliçenin kapsamı, istisna hükümleri ve hasarın gerçek bedeli gibi konular tartışılır.

Sağlık sigortası ve hayat sigortası poliçelerinden doğan davalar da sigorta hukukunun önemli bir bölümünü oluşturur. Özel sağlık sigortası şirketinin, poliçede karşılanması gereken bir tedavi masrafını ödememesi halinde sigortalı dava yoluna gidebilir. Benzer şekilde, vefat eden bir kişinin hayat sigortası poliçesinden doğan tazminatının aileye ödenmemesi durumunda, lehtarlar (hak sahipleri) sigorta şirketine karşı dava açabilir.

Ticari işletmeler ve profesyoneller için yapılan mesleki sorumluluk sigortası veya işyeri sigortası gibi poliçelerde de uyuşmazlıklar çıkabilir. Örneğin, bir doktorun mesleki sorumluluk sigortası, malpraktis (hatalı tedavi) sonucunda hastaya ödenecek tazminatı kapsamayacağını iddia ediyorsa, doktor ile sigorta şirketi arasında hukuki ihtilaf doğabilir. Aynı şekilde bir işyerinde meydana gelen kazalar sonucunda işyeri sigortasının ödemeyi reddetmesi de dava konusu olabilir.

Kısacası, sigorta hukukundan kaynaklanan davalar, sigorta poliçesinin türü ne olursa olsun, temel olarak sigorta şirketinin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği iddiasına dayanır. Bu davalarda sigortalı taraf, poliçe şartlarının doğru uygulanmasını ve hak ettiği tazminatın ödenmesini talep ederken; sigorta şirketi ise ya olayın poliçe kapsamında olmadığını ya da talep edilen tutarın fazla olduğunu savunur. Sigorta avukatları her iki tarafın temsilinde de bu argümanları hukuk çerçevesinde değerlendirerek sonuca ulaşmaya çalışırlar.

Sigorta Davaları Hangi Mahkemede Görülür?

Sigorta ile ilgili bir uyuşmazlık mahkemeye taşındığında, davaya bakacak olan mahkeme uyuşmazlığın niteliğine göre belirlenir. Genel kural olarak, eğer sigorta sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlık bir tüketici ile sigorta şirketi arasındaysa (yani sigortalı, poliçeyi ticari veya profesyonel amaçla değil, bireysel amaçla yaptırmışsa), bu durumda görevli mahkeme Tüketici Mahkemesi olacaktır. Tüketici Mahkemesi, sigortalının bir tüketici olduğu tüm sigorta davalarına bakmaya yetkilidir.

Buna karşın, eğer sigorta poliçesi ticari bir işle ilgiliyse veya taraflar tacir sıfatına sahipse (örneğin bir şirketin mal varlığını sigortalatan bir işletme poliçesi ise), bu durumda uyuşmazlık Asliye Ticaret Mahkemesi‘nin görev alanına girer. Asliye ticaret mahkemeleri, sigorta şirketleri ile ticari işletmeler arasındaki sigorta davalarını görür.

Bazı durumlarda ise uyuşmazlığın temelinde bir haksız fiil bulunabilir. Örneğin, bir trafik kazası sonrasında zarar gören kişi, kazaya sebep olan sürücüye ve onun sigorta şirketine birlikte dava açabilir. Bu tür durumlarda, tazminat talebi haksız fiil (trafik kazası) hukuku kapsamında olduğu için dava Asliye Hukuk Mahkemesi‘nde görülür. Sigorta ödemesi bu davada talep edilse bile, davanın temeli trafik kazası olduğundan genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesi görevlidir.

Hangi mahkemenin görevli olduğuna ilişkin kurallar, kanunlarda belirtilmiştir ve somut olaya göre değişkenlik gösterebilir. Yetki bakımından ise, genellikle davacı sigortalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesi veya riskin gerçekleştiği yer mahkemesi davaya bakabilir. Sigorta avukatları, müvekkillerinin davasını doğru mahkemede ve doğru usulle açarak, olası usul hatalarının önüne geçerler. Yanlış mahkemede açılan davalar, zaman kaybına yol açabileceğinden bu konu önemlidir.

Sigorta Tahkim Komisyonu

Sigorta hukuku uyuşmazlıklarının çözümünde, mahkemelere alternatif olarak Sigorta Tahkim Komisyonu önemli bir rol oynar. Sigorta Tahkim Komisyonu, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu uyarınca kurulmuş bir yapıdır ve amacı sigorta şirketleriyle yaşanan anlaşmazlıkları hızlı, etkin ve daha az masraflı bir biçimde çözmektir. Tahkim süreci, klasik yargılamaya kıyasla daha kısa sürede sonuçlanır; genellikle başvuru yapıldıktan sonra birkaç ay içinde hakem heyeti kararını verir.

Sigorta tahkimine başvurabilmek için öncelikle sigorta şirketine yazılı olarak talepte bulunmuş ve olumsuz bir cevap almış (ya da 15 iş günü içinde cevap alamamış) olmak gerekir. Sonrasında Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru yapılır. Başvuru esnasında uyuşmazlık konusuna göre cüzi bir başvuru ücreti ödenir ve dosya bir sigorta hakemine havale edilir. Hakem, dosyayı inceleyerek tarafların sunduğu deliller ve savunmalar ışığında bir karar verir.

Tahkim kararlarının bağlayıcılığı, uyuşmazlığın miktarına göre değişir. Güncel mevzuata göre, hakemin verdiği karar belirli bir parasal sınırın altındaki uyuşmazlıklar için kesin olup taraflar itiraz edemez. Bu sınırın üzerindeki uyuşmazlıklarda ise taraflar, komisyon bünyesinde bir üst hakem kuruluna itiraz edebilirler. Yine de, tahkim süreci sonunda çıkan kararlar, çoğunlukla mahkeme kararları gibi icra edilebilir niteliktedir.

Sigorta avukatları, müvekkilleri adına tahkim yolunu etkin bir şekilde kullanabilir. Mahkemeye gitmek yerine tahkime başvurmak çoğu zaman davayı yıllar yerine aylar içinde sonuçlandırdığı için sigortalılar açısından avantajlıdır. Avukat, tahkim başvuru dilekçesini hazırlar, gerekli harç ve ücretlerin yatırılmasını sağlar ve hakem sürecinde müvekkilinin argümanlarını en iyi şekilde sunar. Sonuç olarak, Sigorta Tahkim Komisyonu, sigorta uyuşmazlıklarında hızlı çözüm almak isteyenler için önemli bir alternatiftir ve sigorta avukatları bu yolu değerlendirerek müvekkillerinin haklarını korurlar.

Sigorta Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk

Sigorta kaynaklı anlaşmazlıklarda bir diğer önemli çözüm yöntemi de arabuluculuktur. Arabuluculuk, tarafların mahkemeye gitmeden önce bir arabulucu eşliğinde anlaşmaya varmasını hedefleyen alternatif bir uyuşmazlık çözüm yoludur. Türk hukukunda son yıllarda yapılan düzenlemelerle, pek çok hukuki ihtilaf için mahkemeye başvurmadan önce arabulucuya gitmek zorunlu hale gelmiştir. Sigorta uyuşmazlıkları da bu kapsama girebilir: Özellikle trafik kazalarından doğan tazminat talepleri veya tüketici nitelikli sigorta uyuşmazlıkları için dava açmadan önce arabuluculuk sürecinin işletilmesi gerekebilir.

Arabuluculuk süreci, tarafsız bir arabulucu öncülüğünde gerçekleştirilir. Sigortalı ve sigorta şirketi temsilcileri (genellikle şirketin avukatı) arabulucu toplantısında bir araya gelir. Bu görüşmede, sigorta avukatı müvekkili adına talebini ve gerekçelerini ortaya koyar; sigorta şirketi tarafı ise kendi pozisyonunu açıklar. Arabulucu, tarafların ortak bir noktada buluşabilmesi için iletişimi kolaylaştırır. Eğer taraflar arabuluculukta anlaşmaya varırlarsa, yapılan anlaşma belgesi mahkeme kararı gibi bağlayıcı olur ve uyuşmazlık çözülmüş sayılır. Anlaşma sağlanamazsa, arabulucu tarafından anlaşmama tutanağı düzenlenir ve taraflar bu tutanakla birlikte artık mahkemeye başvurabilirler.

Sigorta avukatının arabuluculuk sürecindeki rolü de kritiktir. Müvekkilinin hak ettiği tutarı en iyi şekilde savunur ve gerekirse karşı tarafın tekliflerini değerlendirerek müvekkiline danışmanlık yapar. Arabuluculuk çoğu zaman hızlı bir süreçtir (birkaç hafta içinde sonuçlanabilir) ve masrafları düşüktür; bu nedenle, uygun koşullarda tarafların zaman ve maliyet tasarrufu yapmasını sağlar. Sigorta avukatları, arabuluculukta müvekkilleri için en iyi sonucu elde etmeye çalışarak, gerekirse anlaşma olmazsa dava yoluna gitmek üzere hazırlıklı olurlar. Bu şekilde, her iki senaryoda da müvekkilin menfaatleri korunmuş olur.

Sigorta Avukatı Tutmanın Önemi

Sigorta gibi teknik ve kapsamlı bir konuda profesyonel destek almak çoğu zaman büyük fark yaratır. Bir sigorta avukatı tutmak, hak kaybına uğrama riskini önemli ölçüde azaltır. Özellikle sigorta şirketiyle doğrudan iletişime geçtiğinizde, şirketin hukuk departmanı veya uzman ekipleri tarafından hazırlanmış cevaplarla karşılaşabilirsiniz. Bu durumda, bireysel olarak haklarınızı tam anlamıyla savunmak zorlaşabilir. Sigorta avukatı ise şirketin karşı argümanlarını bilir ve sizin adınıza en etkili şekilde yanıt verir. Böylece sigorta şirketinin haksız gerekçelerle ödeme yapmaktan kaçınmasının önüne geçilir.

Hangi durumlarda sigorta avukatına başvurulmalı?

Sigorta şirketinin hasar talebinizi reddettiği veya ödemeyi geciktirdiği her durumda bir avukata danışmak faydalıdır. Örneğin:

• Sigorta şirketi, uğradığınız zararın poliçe kapsamında olmadığını iddia ediyorsa.
• Size teklif edilen tazminat miktarı, gerçek zararınızın çok altında kalıyorsa.
• Poliçedeki bazı terimler veya istisnalar yoruma açık olduğundan hakkınızda belirsizlik oluştuysa.
• Hasarınızı alabilmek için uzun süre sonuçlanmayacak bir bürokrasiyle uğraşıyorsanız.

Bu gibi hallerde bir sigorta avukatının desteğiyle hareket etmek, sonuca çok daha hızlı ve hak kaybı yaşamadan ulaşmanızı sağlar. Avukat, hangi belgelerin gerektiğini, yasal süreleri (zamanaşımı gibi) ve etkili dilekçe yazımını bildiği için süreci sizin adınıza kolaylaştırır.

Ayrıca, sigorta avukatı ile çalışmak maddi açıdan da avantajlı olabilir. Birçok tazminat davasında avukatlık ücreti, müvekkille yapılan anlaşmaya göre, kazanılan tazminat miktarının belli bir yüzdesi olarak belirlenebilir. Bu da demektir ki, sigortalı kişi dava sonunda tazminatını almadan önce yüklü bir avukatlık ücreti ödemez; avukat, işin sonunda sonuçtan pay alarak ücretini tahsil eder. Bu yöntem, hak arama sürecinde maddi riskleri azaltır ve sigortalının hakkını aramasını kolaylaştırır. Elbette her avukatın ücret politikası farklı olabilir, ancak genel olarak sigorta avukatları, müvekkillerinin mağduriyetini gidermeye odaklandıkları için alınacak sonuca göre bir ücretlendirme yoluna gitmektedir.

Özetle, sigorta avukatı tutmak, sigorta şirketlerine karşı bireysel mücadelenizde elinizi güçlendiren bir adımdır. Hem yasal prosedürlerin doğru işlemesini sağlar, hem de sizin stresinizi azaltarak süreci profesyonelce yönetir. Bu sayede, sigorta poliçenizden doğan haklarınızı tam olarak elde etme şansınız artar.

Sık Sorulan Sorular

• Sigorta avukatı nedir?

  Sigorta avukatı, sigorta hukuku alanında uzmanlaşmış avukattır ve sigorta sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklarda müvekkillerine hukuki destek sağlar.

• Sigorta avukatı ne yapar?

  Sigorta avukatı, sigorta poliçelerinin incelenmesinden tazminat talebi hazırlamaya kadar pek çok işlemi yürütür; müvekkilinin hak ettiği ödemeyi alması için sigorta şirketiyle görüşür, gerekirse dava açarak temsil görevini üstlenir.

• Sigorta avukatı hangi davalara bakar?

  Trafik kazası tazminatları, kasko ve diğer mal sigortası uyuşmazlıkları, sağlık ve hayat sigortası anlaşmazlıkları gibi sigorta poliçesinden kaynaklanan tüm davalara bakar. Kısacası, sigorta şirketi ile sigortalı arasındaki her türlü tazminat ve sözleşme uyuşmazlığı sigorta avukatının alanına girer.

• Sigorta davasını avukat olmadan açabilir miyim?

  Evet, teorik olarak sigorta şirketine karşı davanızı kendiniz açabilirsiniz. Ancak sigorta hukuku teknik bir alan olduğundan, hak kaybına uğramamak için bir sigorta avukatından yardım almak önerilir.

• Sigorta avukatına ne zaman başvurulmalı?

  Sigorta şirketi hasar talebinizi reddettiğinde veya size eksik ödeme teklif ettiğinde vakit kaybetmeden bir sigorta avukatına başvurmalısınız. Ayrıca poliçe koşullarında anlaşmazlık çıktığında ya da süreç uzadığında da avukat desteği almak yararınızadır.

• Sigorta avukatı ücretleri ne kadardır?

  Sigorta avukatının ücreti, davanın türüne ve avukatın deneyimine göre değişir. Pek çok avukat, tazminat davalarında ücretini kazanılan miktar üzerinden yüzde olarak almayı tercih edebilir. Ücret konusu, avukat ile müvekkil arasında serbestçe kararlaştırılır.

• Sigorta davaları ne kadar sürer?

  Sigorta davalarının süresi, davanın niteliğine ve mahkemelerin iş yoğunluğuna bağlıdır. Mahkemede görülen sigorta davaları birkaç yılda sonuçlanabilir. Sigorta Tahkim Komisyonu gibi alternatif yollar tercih edilirse genellikle daha kısa sürede (birkaç ay içinde) karar almak mümkündür.

• Sigorta davalarında zamanaşımı süresi nedir?

  Sigorta alacakları için zamanaşımı süresi genel olarak 2 yıldır. Örneğin, trafik kazasından doğan tazminat taleplerinde 2 yıllık süre uygulanır (kaza bir suç teşkil etmişse ceza zamanaşımı süresi de dikkate alınabilir). Hayat sigortası gibi bazı poliçelerde ise zamanaşımı 5 yıla kadar çıkabilir. Her poliçenin zamanaşımı farklı olabileceği için, hak kaybı yaşamamak adına uyuşmazlık durumunda vakit kaybetmeden hukuki danışmanlık alınmalıdır.

• Sigorta Tahkim Komisyonu nedir?

  Sigorta Tahkim Komisyonu, sigorta şirketleri ile sigortalılar arasındaki uyuşmazlıkları hızlı ve düşük maliyetle çözmek amacıyla kurulmuş bir alternatif çözüm merciidir. Sigorta tahkimine başvurarak mahkemeye gitmeden, hakemler aracılığıyla birkaç ay içinde bağlayıcı bir karar almak mümkün olur.

• Sigorta tahkimine mi yoksa mahkemeye mi başvurmalıyım?

  Uyuşmazlığın durumuna göre değişir. Talep ettiğiniz tutar çok yüksek değilse ve hızlı sonuç almak istiyorsanız Sigorta Tahkim Komisyonu iyi bir seçenek olabilir. Tahkimde alınan karar sizi tatmin etmezse sonrasında yine mahkemeye gitme hakkınız vardır. Öte yandan, bazı durumlarda doğrudan dava açmak gerekebilir. Bu kararı vermeden önce bir sigorta avukatına danışmak en doğrusudur.

• Sigorta avukatı seçerken nelere dikkat etmeliyim?

  Uzmanlık ve deneyim en önemli kriterlerdendir. Seçeceğiniz avukatın sigorta hukuku alanında tecrübeli olması, benzer davaları başarıyla sonuçlandırmış olması faydalı olur. Avukatın bulunduğu şehir de lojistik açıdan etkili olabilir; davanızın görüleceği ilde bir avukatla çalışmak, duruşmalara katılımı kolaylaştıracaktır. Ancak günümüzde pek çok avukat farklı şehirlerdeki davaları takip edebilmektedir, bu nedenle alanında uzman bir avukat bulmak şehirden daha öncelikli bir konudur.

• Sigorta davalarında arabuluculuk zorunlu mu?

  Evet, birçok sigorta uyuşmazlığında dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak yasal olarak zorunlu tutulmuştur. Özellikle trafik kazası tazminatları ve tüketici ile sigorta şirketi arasındaki anlaşmazlıklarda arabuluculuk süreci işletilir. Arabuluculukta çözüm sağlanamazsa, bu durum tutanak altına alınarak dava yoluna gidilebilir.