Trafik Kazasından Sonra Açılabilen Davalar: İzmir Avukat Rehberi
Giriş:
Trafik kazaları ne yazık ki hayatın bir gerçeği olup, her gün yüzlerce kişi maddi zarara uğramakta veya yaralanmaktadır. Özellikle büyük şehirlerde ve yoğun trafiğin olduğu bölgelerde, kaza riskinin yüksek olması nedeniyle sürücülerin ve yolcuların bu tür durumlara hazırlıklı olmaları gerekir. Bir trafik kazası sonrasında yapılacak hukuki işlemler ve açılabilecek davalar hakkında bilgi sahibi olmak, mağdurların haklarını tam anlamıyla koruyabilmeleri için kritik öneme sahiptir. İzmir gibi nüfusu ve araç trafiği yoğun bir şehirde yaşıyorsanız, trafik kazası sonrası açılacak davalar konusunda bilinçli olmak ve haklarınızı bilmek size avantaj sağlayacaktır. Bu rehber niteliğindeki yazıda, trafik kazasından sonra açılabilen tazminat davaları (maddi ve manevi) ile ceza davaları ele alınmakta, İzmir özelindeki uygulamalar ve İzmir avukat desteğinin önemi vurgulanmaktadır.
Trafik Kazası Sonrası Yasal Süreçlere Genel Bakış
Bir trafik kazası yaşandığında ilk yapılması gerekenler arasında can güvenliğinin sağlanması, gerekiyorsa sağlık ekiplerine haber verilmesi ve trafik polisi çağırılarak kaza tespit tutanağı tutulması yer alır. Kaza tespit tutanağı, kazanın oluş şeklinin ve kusur durumlarının belirlenmesinde önemli bir belgedir. Ayrıca, kazaya karışan tarafların trafik sigortası bilgilerini karşılıklı olarak paylaşmaları gerekir. İzmir’de meydana gelen kazalarda da bu temel adımlar aynen geçerlidir; İzmir emniyet birimleri ve trafik polisleri, kaza sonrası gerekli işlemleri yaparak taraflara yol gösterecektir.
Kaza sonrasındaki ilk şok atlatıldıktan sonra, mağdurların sahip olduğu hukuki haklar gündeme gelir. Trafik kazası sonucunda bir zarar doğmuşsa (örneğin araçta maddi hasar, kişide yaralanma veya ölüm gibi), mağdur tarafın bu zararlarının karşılanması ve sorumluların adalet önünde hesap vermesi için belirli yasal yollar vardır. Genel olarak, trafik kazası sonrası iki ana hukuki süreç söz konusu olabilir:
Trafik Kazasından Sonra Açılabilecek Davalar
Dava Türü | Açıklama |
Tazminat Davaları | Kazada oluşan maddi ve manevi zararların giderilmesi amacıyla açılan hukuk davalarıdır. |
Ceza Davaları | Kazaya sebebiyet veren kişinin trafik kurallarını ihlal edip etmediği ve suç teşkil eden bir eylemde bulunup bulunmadığıyla ilgilenir. |
İzmir özelinde, trafik kazalarının ardından yapılacak işlemler Türkiye’nin diğer bölgeleriyle büyük ölçüde benzerdir. Ancak, büyükşehir olmanın getirdiği yoğunluk nedeniyle İzmir’deki mahkemelerin iş yükü, dava süreleri ve yerel uygulamalar konusunda bilgi sahibi olmak önemlidir. Bu nedenle bir İzmir trafik kazası avukatı ile çalışmak, sürecin hızlı ve doğru ilerlemesi açısından faydalı olabilir. Aşağıdaki bölümlerde trafik kazasından sonra açılabilecek davaların türlerini ve detaylarını inceleyeceğiz.

Maddi ve Manevi Tazminat Davaları
Maddi ve Manevi Tazminat Davaları
Tazminat davaları, trafik kazası sonucunda uğranılan zararların giderilmesi için açılan hukuk davalarıdır. Hukukumuzda trafik kazası nedeniyle oluşan zararlar genellikle iki ana başlık altında ele alınır: maddi tazminat ve manevi tazminat.
Maddi Tazminat Davası
Maddi tazminat, kaza nedeniyle ortaya çıkan ekonomik kayıpların karşılanmasını hedefler. Bir trafik kazası sonrasında maddi tazminat davası açarak talep edilebilecek kalemlere örnek olarak şunlar sayılabilir:
- Araç Hasarının Giderilmesi: Kaza sonucu aracınızda oluşan hasarın onarım masrafları veya araç perte çıkmışsa araç değeri bu kapsamdadır. Ayrıca kazada araçta bulunan eşyaların zararı da talep edilebilir.
- Tedavi Giderleri: Yaralanmalı bir trafik kazasında, kazazedenin hastane masrafları, ameliyat, ilaç, fizik tedavi gibi tüm tedavi giderleri maddi tazminat kapsamında istenebilir.
- Kazanç Kaybı: Kişi kaza nedeniyle iş göremez hale gelmişse veya iyileşme sürecinde çalışamadığı için gelir kaybı yaşamışsa, bu kaybın tazmini talep edilebilir. Örneğin, kaza sonrası birkaç ay çalışamayan bir kişi, bu süre zarfındaki maaş kaybını maddi tazminat olarak isteyebilir.
- Çalışma Gücünün Azalmasından Doğan Kayıplar: Kazanın kişide kalıcı sakatlık veya maluliyet bırakması halinde, kişinin çalışma gücündeki azalma nedeniyle gelecekte uğrayacağı gelir kaybı hesaplanarak tazminat istenebilir. Bu, sürekli sakatlık durumlarında oldukça önemli bir kalemdir.
- Diğer Masraflar: Kaza sonrası yapılan her türlü zorunlu harcama (örneğin, yaralının ve yakınlarının yol, konaklama, refakatçi giderleri gibi) maddi tazminat talebine dahil edilebilir.
Manevi Tazminat Davası
Manevi tazminat, kazanın kişi üzerinde bıraktığı fiziksel acı, psikolojik travma, elem ve üzüntü gibi manevi zararların para ile bir nebze de olsa telafi edilmesini amaçlar. Trafik kazası gibi beklenmedik ve sarsıcı olaylar, mağdurlar ve yakınlarında derin üzüntülere yol açabilir. Manevi tazminat davası, hukuken bir zenginleşme aracı olmamakla birlikte, kazaya sebebiyet veren kişi için caydırıcı bir bedel olma ve mağdurun çektiği manevi ızdırabın kısmen de olsa hafifletilmesi işlevini görür.
Manevi tazminat miktarı takdir edilirken, kazanın mağdurda bıraktığı psikolojik etkinin derecesi, mağdurun yaşam kalitesindeki düşüş, sakatlık veya kayıp yaşanıp yaşanmadığı ve kusurlu tarafın ihmalinin ağırlığı gibi unsurlar dikkate alınır. Örneğin, trafik kazası sonucu ağır bedensel zarara uğrayan bir kişi, yaşadığı fiziksel acılar ve ruhsal çöküntü için manevi tazminat talep edebilir. Benzer şekilde, kazada hayatını kaybeden bir kişinin yakınları da duydukları acı ve manevi üzüntü için manevi tazminat isteyebilirler.
Yaralanmalı Kazalarda Tazminat Hakları
Yaralanma ile sonuçlanan trafik kazalarında, bizzat yaralanan kişi maddi ve manevi tazminat davası açma hakkına sahiptir. Yaralanmanın derecesine göre talep edilebilecek tazminat kalemleri de çeşitlenir. Hafif yaralanmalı kazalarda genellikle tedavi masrafları ve kısa süreli iş gücü kaybı talep edilirken, ağır yaralanmalı kazalarda mağdurun hayat boyu sürecek bakım giderleri, maluliyet (sakatlık) kaynaklı gelir kayıpları gibi daha kapsamlı kalemler gündeme gelebilir. Örneğin, trafik kazası sonucu uzuv kaybı yaşayan bir kişi, protez masrafları, ileride göreceği bakım hizmetleri ve çalışma kapasitesinin azalmasından doğan kayıplar için tazminat talep edebilir.
Yaralanmalı kazalarda mağdurun yakınları, doğrudan doğruya maddi tazminat talep edemezler; zira maddi zarar mağdurun kendisinde doğmuştur. Ancak, Türk Borçlar Kanunu uyarınca ağır bedensel zarar söz konusuysa (örneğin kişi bitkisel hayata girmiş veya bir daha hiç çalışamayacak derecede sakat kalmışsa), mağdurun yakınları da manevi tazminat talebinde bulunabilirler. Bu durum, ağır bedensel zararın aile bireylerinde yarattığı üzüntü ve sarsıntının da hukuken karşılık bulabilmesi içindir.
Maddi Tazminat Kalemleri
Kalem | Açıklama |
Araç Hasarının Giderilmesi | Kaza sonucu araçta oluşan onarım masrafları veya araç perte çıkmışsa araç değeri; ayrıca araçtaki eşyaların zararı. |
Tedavi Giderleri | Yaralanmalı kazalarda hastane, ameliyat, ilaç, fizik tedavi gibi tüm tedavi masrafları. |
Kazanç Kaybı | Kişinin kaza nedeniyle iş göremez hale gelmesi veya iyileşme sürecinde çalışamadığı için yaşadığı gelir kaybı. |
Çalışma Gücünün Azalmasından Doğan Kayıplar | Kalıcı sakatlık veya maluliyet halinde gelecekte uğranacak gelir kaybı. |
Diğer Masraflar | Yaralının ve yakınlarının yol, konaklama, refakatçi giderleri gibi kaza sonrası yapılan zorunlu harcamalar. |

Ölümlü Kazalarda Tazminat Hakları
Ölümlü Kazalarda Tazminat Hakları
Ne yazık ki trafik kazaları bazen ölümle sonuçlanabilmektedir. Ölümlü trafik kazası durumunda, vefat eden kişinin yakınları tarafından çeşitli tazminat talepleri gündeme gelebilir. Bu talepler hem maddi hem manevi tazminat içerir:
- Destekten Yoksun Kalma Tazminatı: Ölen kişinin hayatta iken maddi destek sağladığı aile bireyleri (örneğin eş, çocuklar, anne-baba) ölüm nedeniyle yoksun kaldıkları gelecekteki destek için maddi tazminat isteyebilirler. Hukuken, evli bir kişi eşine ve çocuklarına destek sağladığı varsayıldığı için bu yakınlar, destekten yoksun kalma tazminatına hak kazanır. Bekar bir kişinin vefatı durumunda ise anne ve babasının, merhumdan düzenli destek gördüklerini ispatlamaları halinde tazminat talep etme hakkı vardır.
- Cenaze ve Defin Masrafları: Kazada hayatını kaybeden kişinin cenaze masrafları, defin giderleri ile ilgili tüm makul harcamalar da sorumlu taraftan talep edilebilir. Bu kalem, doğrudan doğruya maddi tazminat kapsamında değerlendirilir.
- Ölüm Öncesi Tedavi Masrafları: Kaza anında ölüm gerçekleşmemiş, kişi bir süre yaralı olarak yaşamış ve daha sonra hayatını kaybetmişse, bu süreçte yapılan tedavi giderleri, hastane masrafları da karşı taraftan talep edilebilir.
- Manevi Tazminat: Vefat eden kişinin yakınları (eş, çocuklar, anne, baba, kardeşler ve nişanlı gibi) sevdiklerini kaybetmenin acısı nedeniyle manevi tazminat davası açabilirler. Mahkeme, yakınların duyduğu acı ve üzüntünün derecesini göz önünde bulundurarak uygun bir manevi tazminata hükmedebilir.
Ölümlü kazalarda tazminat davaları, mağdurun artık hayatta olmaması nedeniyle, onun haklarının mirasçıları ve yakınları tarafından ileri sürülmesi biçiminde yürür. İzmir’de meydana gelen ölümlü bir trafik kazasında da, diğer illerde olduğu gibi, vefat edenin ailesi maddi ve manevi tazminat talepleriyle hukuk davası açabilir.
Ölümlü Trafik Kazalarında Tazminat
Tazminat Kalemi | Açıklama | Kimler Talep Edebilir? |
Destekten Yoksun Kalma Tazminatı | Ölen kişinin hayattayken maddi destek sağladığı aile bireylerinin, ölüm nedeniyle yoksun kaldıkları gelecekteki destek kaybı. | Eş, çocuklar, anne-baba; ayrıca düzenli destek gördüğünü ispatlayan nişanlı, kardeş veya diğer akrabalar. |
Cenaze ve Defin Masrafları | Hayatını kaybeden kişinin cenaze ve defin giderleri ile ilgili tüm makul harcamalar. | Yakınları. |
Ölüm Öncesi Tedavi Masrafları | Kaza anında ölüm gerçekleşmeyip, kişinin bir süre yaralı olarak yaşaması ve sonradan hayatını kaybetmesi durumunda bu süreçte yapılan tedavi ve hastane masrafları. | Yakınları. |
Manevi Tazminat | Vefat eden kişinin yakınlarının sevdiklerini kaybetmenin acısı nedeniyle duydukları üzüntü ve elem karşılığı. | Eş, çocuklar, anne, baba, kardeşler ve nişanlı. |
Trafik Kazası Davalarında Sorumlu Taraflar (Davalılar)
Trafik kazası nedeniyle açılacak trafik kazası davası kapsamındaki tazminat taleplerinde, kime karşı dava açılacağı önemli bir konudur. Genel olarak kazada kusurlu olan ve zarara sebebiyet veren kişiler ile bazı durumlarda kurumlar, davalı taraf olarak sorumlu tutulabilir:
- Kusurlu Araç Sürücüsü: Kazaya sebep olan sürücü, eğer kusurlu ise (örneğin trafik kurallarını ihlal etmiş ve bu ihlal kazaya yol açmışsa) hukuken sorumludur. Mağdur taraf, maddi ve manevi tazminat davasını doğrudan kusurlu sürücüye karşı açabilir.
- Araç Sahibi / İşleteni: Türk hukukunda, özellikle Karayolları Trafik Kanunu uyarınca araç işleteni kavramı vardır. Araç işleteni, aracın maliki (sahibi) veya aracı fiilen işleten kişi/kurum anlamına gelir. Bir trafik kazasında araç sahibinin kusuru olmasa bile, aracın işleteni olarak kusursuz sorumluluk ilkesi gereği zarardan sorumlu tutulabileceği durumlar vardır. Örneğin, şirket adına kayıtlı bir araç kaza yaparsa, şirket (işleten) de sorumluluk kapsamında davalı olabilir.
- İşveren / Araç Malikinin Bağlı Olduğu Teşebbüs: Eğer kazaya karışan araç bir şirket aracıysa ya da sürücü bir işverenin çalışanı olarak aracı kullanırken kaza yapmışsa, ilgili şirket veya işveren de sorumluluk kapsamında değerlendirilebilir. İşletenin bağlı olduğu işletme sahibi, kusursuz sorumluluk ilkesi gereği doğan zarardan dolayı tazminat ödemekle yükümlü olabilir.
- Sigorta Şirketi: Her motorlu araç için yaptırılması zorunlu olan zorunlu mali sorumluluk sigortası (trafik sigortası), kazada karşı tarafın zararlarını poliçe limitleri dahilinde karşılamak üzere düzenlenmiştir. Bu nedenle, kusurlu aracın trafik sigortasını sağlayan sigorta şirketi de belirli ölçüde sorumludur. Mağdur, doğrudan sigorta şirketine başvurarak zararının poliçe limiti kadar kısmının ödenmesini talep edebilir. Sigorta şirketi zararı ödemez veya eksik öderse, şirket aleyhine de dava açmak mümkün hale gelir. Ancak sigorta şirketine yöneltilecek tazminat talepleri sadece maddi zararları kapsar; manevi tazminat, sigorta poliçesi kapsamında değildir. İzmir‘de faaliyet gösteren sigorta şirketlerine karşı davalar genellikle ticaret mahkemelerinde görülür çünkü sigorta alacakları, ticari dava niteliğindedir.
Bir kazada birden fazla araç kusurlu olabilir. Böyle durumlarda, her bir kusurlu taraftan kusur oranına göre tazminat talep edilebilir. Örneğin, iki aracın karıştığı bir kazada kusur dağılımı %70 ve %30 ise, mağdur, daha büyük kusur oranına sahip sürücüden zararının %70’ini, diğerinden %30’unu talep edebilir. Türk hukuk sisteminde kusuru olmayan kişiye (örneğin tamamen kusursuz sürücüye) tazminat sorumluluğu yüklenemez.
Trafik kazası davalarında doğru davalıyı ya da davalıları tespit etmek, sonradan hak kaybına uğramamak açısından önemlidir. Bu noktada, deneyimli bir İzmir avukat tarafından sağlanacak danışmanlık, davanın doğru kişilere karşı açılması ve maksimum faydanın sağlanması için kritik olabilir.
Trafik Kazası Davalarında Sorumlular
Davalı Taraf | Açıklama | Manevi Tazminat Sorumluluğu |
Kusurlu Araç Sürücüsü | Kazaya sebep olan ve trafik kurallarını ihlal eden sürücü. | Evet |
Araç Sahibi / İşleteni | Aracın maliki veya aracı fiilen işleten kişi/kurum; kusursuz sorumluluk ilkesi gereği sorumlu tutulabilir. | Duruma göre evet (Özellikle işletenin kusuru varsa veya kusursuz sorumluluk kapsamında) |
İşveren / Araç Malikinin Bağlı Olduğu Teşebbüs | Eğer araç şirket aracıysa veya sürücü bir işverenin çalışanıysa, ilgili şirket veya işveren. | Duruma göre evet |
Sigorta Şirketi | Kusurlu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasını sağlayan şirket. | Hayır, sadece maddi zararları karşılar. |

Trafik Kazası Nedeniyle Ceza Davaları
Trafik Kazası Nedeniyle Ceza Davaları
Trafik kazalarının bir boyutu da ceza hukuku ile ilgilidir. Özellikle yaralanmalı veya ölümlü trafik kazalarında, kazaya sebep olan sürücünün fiili Türk Ceza Kanunu kapsamında suç teşkil edebilir. Bu durumda kazayı yapan kusurlu kişi hakkında ceza davası süreci başlamaktadır.
Trafik Kazası Ceza Davaları: Suçlar ve Cezaları
Suç Türü | Türk Ceza Kanunu Maddesi | Açıklama | Öngörülen Ceza |
Taksirle Yaralama | m.89 | Trafik kazası sonucunda bir veya birden fazla kişinin istemeden yaralanması (dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranış sonucu). | Yaralanmanın derecesine göre hapis veya adli para cezası. |
Taksirle Öldürme | m.85 | Trafik kazasının bir kişinin ölümüne sebebiyet vermesi (dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranış sonucu). | Temelde 2 yıldan 6 yıla kadar hapis; birden fazla ölüm veya bir ölümle birlikte birden fazla yaralanma varsa 2 yıl 6 aydan 15 yıla kadar. |
Taksirle Yaralama ve Taksirle Öldürme Suçları
Trafik kazalarında en sık karşılaşılan ceza hukuku kavramları taksirle yaralama ve taksirle öldürme suçlarıdır. Taksir, basitçe ifade etmek gerekirse, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranış sonucu istemeden bir başkasına zarar vermektir. Bir trafik kazasında sürücünün kasıtlı olarak değil de ihmal veya kural ihlali sonucu birine zarar vermesi halinde taksirle işlenmiş bir suç söz konusu olur.
- Taksirle Yaralama (Türk Ceza Kanunu m.89): Eğer trafik kazası sonucunda bir veya birden fazla kişi yaralanmışsa, kusurlu sürücü hakkında taksirle yaralama suçundan ceza davası açılabilir. Yaralanmanın derecesine göre ceza kanunu hapis veya adli para cezası öngörmektedir. Basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek hafif yaralanmalarda genellikle şikayet aranmaktadır; ancak kemik kırığı, hayati tehlike gibi durumlar mevcutsa soruşturma şikayete bağlı olmaksızın başlatılır.
- Taksirle Öldürme (Türk Ceza Kanunu m.85): Trafik kazası bir kişinin ölümüne sebebiyet verdiyse, kusurlu sürücü taksirle öldürme suçundan yargılanır. Bu suçun cezası, temel olarak 2 yıldan 6 yıla kadar hapistir; eğer kazada birden fazla kişinin ölümü veya bir kişinin ölümüyle birlikte birden fazla kişinin yaralanması söz konusuysa ceza 2 yıl 6 aydan 15 yıla kadar çıkabilir. Bu tür ciddi kazalarda ceza davası, mağdur yakınlarının şikayeti olmasa bile savcılık tarafından resen (kendiliğinden) açılır.
Ceza Yargılamasının Süreci ve İzmir Uygulamaları
Yaralanmalı veya ölümlü bir trafik kazası meydana geldiğinde, olay yerine polis ve savcılık gelir, gerekli incelemeleri başlatır. Öncelikle kaza mahallinde tutanaklar tutulur, varsa alkol raporları alınır ve teknik incelemeler yapılır. Ardından savcılık bir soruşturma başlatır. Bu soruşturma kapsamında kusurlu sürücü şüpheli sıfatıyla ifadesi alınmak üzere polis veya savcılık birimine çağrılır, görgü tanıkları dinlenir ve bilirkişi incelemesi ile kazanın nasıl gerçekleştiğine dair rapor hazırlanır. Trafik kazalarında bilirkişi raporları, kazanın oluş biçimi ve kusur oranlarının tespiti açısından önemli bir rol oynar.
Savcılık soruşturması sonunda eğer sürücünün cezai sorumluluğu olduğuna kanaat getirilirse, kamu adına bir ceza davası açılır. Bu davanın görülme yeri, suçun niteliğine göre değişir:
- Yaralanmalı Trafik Kazaları: Taksirle yaralama suçlarında davalar genellikle Asliye Ceza Mahkemesi‘nde görülür. İzmir’de de yaralamalı trafik kazası ceza davaları, kazanın meydana geldiği yerin bağlı olduğu Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılır.
- Ölümlü Trafik Kazaları: Bir kişinin hayatını kaybettiği kazalarda açılan taksirle öldürme davaları, şartlara göre Asliye Ceza veya Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmektedir. Tek bir kişinin ölümü ile sonuçlanan kazalar çoğunlukla Asliye Ceza Mahkemesi’nin görev alanına girerken, eğer birden fazla ölüm varsa veya olayda ağırlaştırıcı başka faktörler bulunuyorsa (örneğin bilinçli taksir gibi), dava Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılır. İzmir’de ölümlü trafik kazalarına ilişkin ceza davaları da bu genel kurala göre, İzmir Adliyesi bünyesindeki ilgili ceza mahkemelerinde yürütülür.
Ceza davasında amaç, kusurlu sürücünün kanunlar çerçevesinde cezalandırılmasıdır. Bu süreçte kazada mağdur olan kişiler veya ölenin yakınları müşteki veya katılan sıfatıyla ceza davasına katılabilir, mahkemede beyanlarını sunabilir ve davayı yakından takip edebilirler. Ceza davasının sonucu, kusur durumunu netleştirdiği için, tazminat taleplerini içeren hukuk davalarını dolaylı olarak etkiler. Örneğin, ceza mahkemesinin kararı ile sürücünün %100 kusurlu olduğu tespit edilirse, hukuk mahkemesi bu tespiti dikkate alacaktır. Ancak unutulmamalıdır ki hukuk hâkimi, kusur oranını değerlendirirken ceza mahkemesi kararından bağımsız olarak da kendi takdirini kullanabilir; yine de pratikte ceza dosyasındaki bilirkişi raporları ve kararlar önemli delillerdir.
Eğer trafik kazası sadece maddi hasarla sonuçlanmış ve kimse yaralanmamışsa, bu durumda ceza davası söz konusu olmaz. Sadece idari yaptırımlar (örneğin trafik cezası, ehliyete el koyma gibi) gündeme gelebilir. Böyle bir halde, taraflar arasındaki uyuşmazlıklar tazminat talepleri çerçevesinde çözülür ve gerekiyorsa hukuk davası aşamasına geçilir.
İzmir’de Trafik Kazası Davalarının Görülmesi
İzmir, hem nüfusu hem de araç trafiği yoğun bir şehir olduğundan, trafik kazalarına ilişkin davaların sayıca fazla olduğu bir ilimizdir. İzmir’de trafik kazası kaynaklı tazminat davaları, genel kural olarak kazanın meydana geldiği yer mahkemesinde veya davalı/davacı tarafların ikametgâh mahkemesinde açılabilir. Örneğin, Karşıyaka ilçesinde meydana gelen bir trafik kazası nedeniyle tazminat davası, Karşıyaka Adliyesi Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılabilir. Aynı şekilde, kaza İzmir dışındaki bir şehirde olsa bile, eğer mağdur (davacı) İzmir’de ikamet ediyorsa, davayı İzmir mahkemelerinde açma hakkına sahiptir. Bu esneklik, mağdurların davayı kendileri için en uygun yerde takip edebilmeleri amacıyla hukuk sistemimizde tanınmıştır.
Trafik kazası tazminat davalarında İzmir’de görevli mahkeme genellikle Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. İzmir merkez adliyesi (Bayraklı) başta olmak üzere, ilçelerdeki adliyelerde de Asliye Hukuk Mahkemeleri bu davalara bakmaktadır. Ancak, eğer davada sigorta şirketi de davalı olarak gösterilecekse – yani zarar için hem kusurlu şahsa hem de trafik sigortasını sağlayan sigorta şirketine birlikte dava açılacaksa – bu durumda davaya bakacak görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olabilir. Bunun sebebi, sigorta şirketine yöneltilen taleplerin ticari nitelikte sayılmasıdır. İzmir, ticaret mahkemelerine sahip bir büyük il olduğu için, sigorta şirketine karşı tazminat davaları İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülür.
İzmir’deki mahkemelerin iş yükü, Türkiye ortalamasına göre bir hayli yüksektir. Bu da davaların sonuçlanma süresine yansıyabilir. Örneğin, bir trafik kazası tazminat davasının ilk derece mahkemesinde karara bağlanması İzmir’de genellikle 1-2 yılı bulabilmektedir. Dosyanın karmaşıklığı, bilirkişi incelemelerinin sayısı ve mahkemelerin yoğunluğu bu süreyi etkiler. Öte yandan, İzmir Adliyesi içerisinde trafik kazalarına ilişkin davalarda uzmanlaşmış bilirkişi havuzları ve oturmuş bir yargı pratiği bulunmaktadır. Bu sayede, kusur tespiti, maluliyet oranı hesapları gibi teknik konularda mahkemeler düzenli olarak bilirkişi görüşü alarak karar vermektedir.
Yerel uygulamalara değinecek olursak, İzmir’de trafik kazaları konusunda arabuluculuk genellikle ihtiyari olarak uygulanır. Şu an için trafik kazası kaynaklı maddi tazminat davalarında dava şartı olarak zorunlu arabuluculuk bulunmamaktadır (sigorta şirketine karşı açılan davalar hariç). Ancak taraflar, dava yoluna gitmeden önce arabuluculukla veya sigorta tahkim gibi alternatif yollarla anlaşma zemini arayabilir. İzmir’de faaliyet gösteren birçok sigorta şirketi, anlaşmazlıkların tahkim ya da arabuluculuk ile çözümüne sıcak bakmakta, zira bu yöntemler mahkeme sürecinden daha hızlı sonuçlanabilmektedir.
Sonuç olarak, İzmir’de bir trafik kazası sonrası hukuki süreci başlatırken, yetkili ve görevli mahkemeyi doğru belirlemek ve yerel yargı süreçlerine hakim olmak önemlidir. İzmir Barosu’na kayıtlı ve trafik kazaları alanında deneyimli avukatlar, bu konuda güncel uygulamaları bilerek davanızı en etkin şekilde yönlendirebilirler.

Trafik Kazasında Süreler ve Zamanaşımı
Trafik Kazası Davalarında Süreler ve Zamanaşımı
Hukuki süreçlerde zamanaşımı kavramı, hak kayıplarını önlemek için dikkat edilmesi gereken kritik bir unsurdur. Trafik kazalarından doğan tazminat davalarında da belirli zamanaşımı süreleri vardır.
Genel olarak, bir haksız fiil (örneğin trafik kazası) nedeniyle tazminat talep etmek isteyen kişi, zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren belirli süre içinde dava açmalıdır. Türk Borçlar Kanunu ve Karayolları Trafik Kanunu bu konuda özel düzenlemeler getirmiştir:
- 2 Yıllık Süre: Mağdur, trafik kazasının yol açtığı zararı ve zarara sebep olan kişiyi öğrendiği andan itibaren 2 yıl içinde tazminat davasını açmalıdır. Çoğu durumda kaza tarihi ile zarar ve failin öğrenilmesi aynı zamana denk düşer, dolayısıyla pratikte kazadan itibaren 2 yıl olarak düşünebiliriz.
- 10 Yıllık Azami Süre: Her hâlükârda, kaza tarihinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra tazminat talep hakkı zamanaşımına uğrar. Yani kaza üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin, en geç 10 yıl içinde dava açılmalıdır. Aksi takdirde, dava açma hakkı kaybedilir.
Ancak trafik kazası aynı zamanda bir suç teşkilmişse (yaralanma veya ölüm var ise), bu zamanaşımı süreleri uzayabilir. Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. maddesi uyarınca, eğer tazminat talebine konu olay bir ceza davasına da yol açıyorsa, tazminat davası için ceza zamanaşımı süresi geçerlidir. Bu, fiilin niteliğine göre değişir: Örneğin, ölümlü bir kazada taksirle öldürme suçunun dava zamanaşımı süresi (ki bu genellikle daha uzun bir süredir, örneğin 15 yıl gibi) tazminat talebi için de uygulanır. Ayrıca ceza davası devam ettiği sürece, tazminat talebi zamanaşımı işlemeyecektir. Yani bir ceza yargılaması bitmeden, tazminat davası zamanaşımı dolmaz.
Ceza davaları açısından da bir trafik kazası sonrasında sürücülere ilişkin soruşturma başlatılması gecikmemelidir. Ağır yaralanmalı veya ölümlü kazalarda savcılık hemen harekete geçer ve zamanaşımı çok uzun süreler olduğu için genelde problem yaşanmaz. Ancak mağdur olarak sizin de kazadan sonra mümkün olan en kısa sürede durumu yetkililere bildirmiş ve ifadenizi vermiş olmanız önemlidir.
Trafik Kazası Davalarında Zamanaşımı Süreleri
Durum | Süre | Açıklama |
Genel Zamanaşımı (Zarar ve Failin Öğrenilmesi) | 2 Yıl | Mağdur, zararı ve zarara sebep olan kişiyi öğrendiği tarihten itibaren dava açmalıdır. |
Azami Zamanaşımı (Her Halükarda) | 10 Yıl | Kaza tarihinden itibaren en geç 10 yıl içinde dava açılmalıdır, aksi takdirde hak kaybedilir. |
Fiilin Ceza Davasına Yol Açması Durumu | Ceza Zamanaşımı Süresi | Eğer trafik kazası aynı zamanda bir suç teşkil ediyorsa (yaralanma veya ölüm varsa), tazminat davası için ceza davasının zamanaşımı süresi geçerli olur (örneğin taksirle öldürmede 15 yıl gibi). |
Ceza Davasının Devamı | Ceza davası devam ettiği sürece, tazminat davası zamanaşımı işlemez. | Ceza yargılaması bitmeden tazminat davası zamanaşımı dolmaz. |
İzmir özelinde, trafik kazası davalarında zamanaşımı konusunda ulusal mevzuat hükümleri geçerlidir. İzmir’de de birçok kişi, kazadan yıllar sonra dava açmaya çalışıp zamanaşımı engeline takılabilmektedir. Bu nedenle, İzmir trafik kazası avukatları, mağdurları sürelere riayet etmeleri konusunda uyarmakta ve mümkünse kazadan hemen sonra hukuki süreci başlatmalarını önermektedir.

İzmir Trafik Kazası Avukatı ile Çalışmanın Önemi
İzmir Trafik Kazası Avukatı ile Çalışmanın Önemi
Trafik kazası sonrası açılabilecek davalar hem teknik hukuk bilgisi hem de deneyim gerektiren süreçlerdir. Özellikle ciddi yaralanmaların ya da ölümün söz konusu olduğu vakalarda, maddi tazminat miktarlarının hesaplanması, kusur oranlarının doğru belirlenmesi ve ceza soruşturmasının takibi profesyonel bir yaklaşım gerektirir. İşte bu noktada bir trafik kazası avukatı ile çalışmak büyük önem taşır.
İzmir’de, trafik kazaları alanında uzmanlaşmış avukatlar, müvekkillerine kazanın ilk anından dava sonuçlanana kadar kapsamlı bir destek sunarlar. Bu desteğin bazı kritik noktaları şunlardır:
- Delil Toplama ve Analiz: Deneyimli bir avukat, kaza tespit tutanağı, polis raporları, kamera kayıtları ve tanık beyanları gibi delillerin toplanmasında ve incelenmesinde profesyonelce hareket eder. İzmir gibi büyük bir şehirde trafik kameraları, MOBESE kayıtları yaygın olduğundan, bu kayıtların hızlıca temin edilmesi avukat aracılığıyla mümkün olabilir.
- Uzmanlarla İş Birliği: Trafik kazası davalarında bazen teknik uzman raporlarına ihtiyaç duyulur (örneğin, kazanın oluşumu hakkında teknik bilirkişi raporu, yaralanmanın derecesi için adli tıp raporu gibi). Avukatlar, bu uzmanlarla iletişim kurarak müvekkil lehine raporlar alınmasını kolaylaştırabilir.
- Maddi Tazminatın Hesaplanması: Özellikle yüksek miktarlı tazminat davaları söz konusu olduğunda, talep edilecek maddi tazminatın doğru hesaplanması önemlidir. Avukatlar, yaralanma durumunda maluliyet oranına göre yapılacak aktüeryal hesaplamaları ya da destekten yoksun kalma tazminatı hesaplarını bilirkişiler aracılığıyla yaptırır ve müvekkilin hak ettiği miktarı talep eder.
- Sigorta Şirketleri ile Görüşme: Trafik kazası sonrası, sigorta şirketlerine başvuru yaparak poliçe kapsamında ödemelerin alınması süreci de avukatların hizmet alanına girer. İzmir’deki sigorta şirketleri ile kurumsal iletişim kurabilen bir avukat, müvekkili adına hızlı sonuç alabilir veya gerekirse Sigorta Tahkim Komisyonu sürecini başlatabilir.
- Ceza Davasının Takibi: Yaralanmalı veya ölümlü kazalarda, avukatınız ceza soruşturması ve davası sürecinde sizi temsil edebilir, gereken başvuruları yaparak davaya katılan sıfatıyla müdahil olmanızı sağlayabilir. Ceza davasında çıkan kararı yakından takip edip, bu kararın olası tazminat davasına etkilerini hesap ederek strateji belirlemek de avukatın görevidir.
- Yasal Süreçlerde Rehberlik: Bir trafik kazası mağduru için hukuki süreçler karmaşık ve yıpratıcı olabilir. İzmir’de profesyonel bir avukat, müvekkiline dava sürecinin her aşamasında rehberlik eder, haklarını ve atılması gereken adımları açık bir dille anlatır. Bu sayede mağdur, adım adım ne olacağını bilerek daha güvende hisseder.
Sonuç olarak, trafik kazasından sonra açılabilen davalar konusunda İzmir’de uzman bir avukatla çalışmak, haklarınızın etkin bir şekilde savunulmasını ve en yüksek faydanın elde edilmesini sağlar. Profesyonel, sade ve kurumsal bir yaklaşımla hareket eden avukatlar, hukuki sürecin yükünü sizin adınıza üstlenerek, sizin iyileşme ve hayatınızı düzene koyma sürecinize odaklanmanıza imkân tanır. Unutmayın ki trafik kazası sonrası adaletin sağlanması ve zararların telafisi, doğru adımları zamanında atmakla mümkündür. Bu rehberde ele alınan bilgiler ışığında, İzmir’de karşılaşabileceğiniz olası yasal süreçler konusunda artık daha bilinçlisiniz.
Sık Sorulan Sorular
Trafik kazasından sonra hangi davaları açabilirim?
Trafik kazası sonrasında mağdur olan kişi, başlıca iki tür dava ile haklarını arayabilir: Hukuk mahkemelerinde açılacak tazminat davaları (maddi ve manevi tazminat talepleri için) ve ceza mahkemesinde görülen ceza davası (yaralanmaya veya ölüme sebebiyet veren kusurlu sürücünün yargılanması için). Maddi hasarlı (yaralanmasız) kazalarda genellikle sadece tazminat davası (veya sigorta başvurusu) söz konusu olurken, yaralanmalı ve ölümlü kazalarda devlet tarafından bir ceza davası da açılır.
Maddi ve manevi tazminat davası nedir, aralarında ne fark vardır?
Maddi tazminat davası, trafik kazası nedeniyle oluşan ekonomik kayıpların (araç hasarı, tedavi giderleri, gelir kaybı gibi) karşılanması için açılan davadır. Manevi tazminat davası ise kazanın kişide yarattığı manevi zararların (acı, üzüntü, psikolojik travma gibi) para ile telafisi amacıyla açılır. İkisi birlikte veya ayrı ayrı açılabilir; genellikle tek bir dilekçede hem maddi hem manevi tazminat istenir. Maddi tazminat somut faturalar ve hesaplamalarla belirlenirken, manevi tazminatın miktarını hakim, olayın özelliklerine göre takdir eder.
Trafik kazası sonrası ceza davası ne zaman gündeme gelir?
Eğer kazada bir yaralanma veya ölüm meydana gelmişse ceza davası gündeme gelir. Bu gibi durumlarda, kazaya sebep olan sürücü hakkında taksirle yaralama veya taksirle öldürme suçundan kamu davası açılır. Kaza sadece maddi hasarla sonuçlandıysa (kimse yaralanmadıysa) genellikle ceza davası açılmaz, sadece trafik cezası gibi idari yaptırımlar olabilir.
Trafik kazası tazminat davası ne kadar sürer?
Davanın süresi, kazanın niteliğine, delillerin toplanma hızına ve mahkemenin iş yoğunluğuna göre değişir. İzmir’de açılan trafik kazası tazminat davaları ortalama olarak 1-2 yıl arasında sonuçlanabilir. Ancak, bilirkişi raporlarının beklenmesi, tarafların itirazları ve olası istinaf (bölge adliye mahkemesi) veya temyiz süreçleriyle bu süre uzayabilir. Kompleks vakalarda veya yoğun mahkemelerde davanın 3 yılı aştığı da görülmektedir.
Trafik kazası davalarında zamanaşımı süresi nedir?
Trafik kazalarından kaynaklı tazminat talepleri için zamanaşımı kural olarak kazanın gerçekleştiği tarihten itibaren 2 yıldır; her halde 10 yıl içinde dava açılmazsa hak zaman aşımına uğrar. Ancak kazada yaralanma/ölüm varsa ve fiil ceza kanununa göre suç teşkil ediyorsa, ceza davasının zamanaşımı (örneğin taksirle öldürmede daha uzun olan süre) tazminat için de geçerli olur. Ceza davası devam ettiği sürece, tazminat davası zamanaşımı dolmaz. Ceza davaları yönünden ise, taksirle yaralamada genelde 8 yıl, taksirle öldürmede 15 yıl gibi zamanaşımı süreleri uygulanabilir.
İzmir’de trafik kazası davaları hangi mahkemede görülür?
Maddi ve manevi tazminat davaları, genel olarak İzmir’deki Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görev alanındadır. Eğer davada sigorta şirketi de davalı ise, bu durumda dava İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi’ne yönlendirilebilir. Ceza davaları ise yaralanmalı kazalarda İzmir Asliye Ceza Mahkemelerinde, ölümlü kazaların ağır hallerinde İzmir Ağır Ceza Mahkemesinde görülür.
Trafik kazası sonrası sigorta şirketine başvuru yapmak yeterli mi, yoksa dava açmalı mıyım?
Zorunlu trafik sigortası, poliçe limitleri dâhilinde karşı tarafın zararlarını ödemeyi amaçlar. Bu nedenle kazadan sonra öncelikle kusurlu aracın sigorta şirketine başvurarak maddi zararlarınızın karşılanmasını talep etmeniz önerilir. Sigorta şirketi genellikle aracın hasarını ve belli bir limite kadar tedavi giderlerini öder. Ancak sigorta teminat limitini aşan bir zarar varsa veya sigorta manevi tazminat kapsamıyorsa, kalan kısım için kusurlu tarafa dava açmanız gerekir. Ayrıca, sigorta şirketi haklı talebinizi reddeder veya eksik öderse, şirket aleyhine de dava (veya Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru) yoluna gidebilirsiniz.
Destekten yoksun kalma tazminatı kimler tarafından istenebilir?
Destekten yoksun kalma tazminatı, trafik kazasında hayatını kaybeden kişinin sağlığında maddi destek sağladığı kişilerin, bu desteğin kaybı nedeniyle açtığı maddi tazminat talebidir. Genellikle ölen kişinin eşi ve çocukları ile bakmakla yükümlü olduğu anne-babası, destekten yoksun kaldıkları gerekçesiyle tazminat isteyebilir. Ölen kişi, yaşarken nişanlısı, kardeşi veya başka bir akrabasına düzenli maddi yardım yapıyorsa, bu kişiler de yardım aldıklarını ispatlayarak destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilirler.
Trafik kazası geçirdim, avukat tutmak şart mı?
Hukuken, davanızı bir avukat olmadan da açıp yürütmeniz mümkündür; avukat tutmak zorunlu değildir. Ancak trafik kazası davaları teknik ayrıntılar içerdiği, hesaplamalar ve yasal prosedürler barındırdığı için bir avukatla çalışmanız hak kaybına uğrama riskinizi azaltır. Özellikle İzmir gibi büyük bir şehirde deneyimli bir trafik kazası avukatı, dava dilekçelerinin hazırlanmasından, doğru tazminat miktarının talep edilmesine, delillerin sunulmasından karşı tarafla uzlaşma görüşmelerine kadar her aşamada profesyonel destek sağlayarak süreci hızlandırabilir ve lehinize sonuçlanma ihtimalini artırabilir.
Trafik kazası sonrası açılacak davalarda avukatlık ücreti nasıl belirlenir?
Avukatlık ücreti, müvekkil ile avukat arasında serbestçe kararlaştırılır. İzmir’de trafik kazası davalarına bakan avukatlar genellikle ya sabit bir ücret talep ederler ya da tazminat miktarı üzerinden belli bir yüzde (%). Türkiye Barolar Birliği’nin her yıl yayınladığı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre de bu tip davalarda alt sınırlar belirlenmiştir. Özetle, avukatla ücret konusunda anlaşmak serbesttir, ancak avukatın kanunen belirlenmiş asgari ücretin altına hizmet vermesi yasaktır. Ücretin şekli (peşin, taksit veya sonuçtan yüzde) avukatlık bürosunun politikalarına göre değişebilir.
Konu ile ilgili herhangi bir soru veya talebiniz olması halinde bizlerle her zaman iletişime geçebilir, dilediğiniz takdirde online danışmanlık hizmetimizden yararlanabilirsiniz.
Saygılarımızla,
İlgili Bağlantılar:
Son Güncelleme: 19.06.2025