Zamanaşımı Nedir ve Genel Zamanaşımı Süreleri
Zamanaşımı, bir alacak hakkının belirli bir süre boyunca kullanılmaması durumunda, bu hakkın dava yoluyla talep edilebilme niteliğini kaybetmesi anlamına gelir. Ancak, zamanaşımına uğramış borçlar tamamen ortadan kalkmaz. Borçlu, bu borcu ifa ederse, yapılan ödeme geçerli sayılır ve alacaklı tarafından sebepsiz zenginleşme gerekçesiyle iade talep edilemez. Türk Borçlar Kanunu’nun 146 ila 161. maddeleri arasında düzenlenmiş olan zamanaşımı kavramı, hem alacaklı hem de borçlu için önemli sonuçlar doğurur.
Bir borcun zamanaşımına uğraması durumunda borçlunun yasal olarak bu borcu ödeme zorunluluğu kalmaz. Borçlu, zamanaşımına uğramış borcu ödemekten kaçınmak amacıyla “zamanaşımı def’i” adı verilen bir hukuki savunma yolunu kullanabilir. Ancak, bu savunma ileri sürülmediği takdirde mahkeme zamanaşımını kendiliğinden dikkate almaz ve borçlunun borcu ödemesi gerekebilir. Borçlunun zamanaşımı def’i ile savunma yapmaması, alacaklının zamanaşımına uğramış borcu talep edebilmesine olanak sağlar.
Zamanaşımı Süresi Nedir?
Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesine göre, kanunda aksi belirtilmediği takdirde her alacak 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Bu 10 yıllık süre, alacaklının borçluya karşı talepte bulunabileceği süredir. Eğer alacaklı bu süre zarfında talebini yerine getirmezse, borç dava edilebilme niteliğini kaybeder. Ancak borçlu, bu sürenin sonunda da borcunu ödeyebilir, fakat bu durumda borcun ifası isteğe bağlı olur.
5 Yıllık Zamanaşımı Süresine Tabi Olan Alacaklar
Bazı alacak türleri için genel zamanaşımı süresi olan 10 yıl yerine, daha kısa bir süre olan 5 yıl uygulanır. Türk Borçlar Kanunu’nun 147. maddesi, 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olan alacakları şu şekilde sıralar:
- Kira bedelleri, faiz ve diğer dönemsel edimler: Düzenli olarak ödenmesi gereken kira ve faiz gibi borçlar için zamanaşımı süresi 5 yıldır.
- Otel, lokanta, pansiyon ve benzeri yerlerdeki hizmet bedelleri: Bu hizmetlerden doğan alacaklar da 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir.
- Küçük sanat işleri ve perakende satışlardan doğan alacaklar: Örneğin, marangoz, terzi gibi küçük esnaf tarafından sunulan hizmetler ve perakende satışlardan kaynaklanan alacaklar için de 5 yıllık zamanaşımı süresi uygulanır.
- Ortaklık sözleşmelerinden doğan alacaklar: Ortaklar arasında ya da ortaklarla ortaklık arasındaki alacaklar için de zamanaşımı süresi 5 yıldır.
- Vekalet, komisyon ve acentalık sözleşmelerinden doğan alacaklar: Bu tür hizmetlerin karşılığında doğan alacaklar da 5 yıllık zamanaşımı süresi içinde talep edilmelidir.
- Eser sözleşmesinden doğan alacaklar: Bir yüklenicinin sözleşmeye dayalı olarak bir iş yapması durumunda doğan alacaklar için de zamanaşımı süresi 5 yıldır. Ancak yüklenicinin ağır kusuru varsa, bu süre farklı olabilir.
Zamanaşımı Süresi Ne Zaman Başlar?
Zamanaşımı süresi, borcun muaccel olmasıyla yani borcun ödenebilir hale gelmesiyle başlar. Borcun muaccel olması, genellikle sözleşmede belirtilen ifa süresinin dolması veya belirli bir koşulun gerçekleşmesiyle ortaya çıkar. Eğer borcun ödenmesi için belirli bir bildirim gerekiyorsa, zamanaşımı süresi bu bildirimin yapılabileceği günden itibaren işlemeye başlar. Yani, alacaklının borçluya borcunu ödemesi için talepte bulunabileceği ilk günden itibaren zamanaşımı süresi işlemeye başlar.
Zamanaşımının Kesilmesi ve Durması
Türk Borçlar Kanunu, bazı durumlarda zamanaşımı süresinin işlemesine engel olan durma ve kesilme hallerini düzenlemiştir. Bu haller, borçlunun ya da alacaklının davranışlarına bağlı olarak zamanaşımının etkilenmesini sağlar.
Zamanaşımının Durması:
Zamanaşımının durması, belirli koşulların varlığı halinde zamanaşımı süresinin işlemeye ara vermesi ve bu koşullar ortadan kalktığında sürenin kaldığı yerden devam etmesidir. Türk Borçlar Kanunu’nun 153. maddesine göre, zamanaşımının durduğu haller şunlardır:
- Velayet süresince: Çocukların anne ve babalarından olan alacakları için zamanaşımı durur.
- Vesayet süresince: Vesayet altındaki kişilerin vasiden veya devletten olan alacakları için zamanaşımı işlemez.
- Evlilik süresince: Eşlerin birbirlerinden olan alacakları için zamanaşımı evlilik süresince durur.
- Hizmet ilişkisi süresince: Ev hizmetlilerinin işverenlerinden olan alacakları için zamanaşımı hizmet ilişkisi devam ettiği sürece işlemeye başlamaz.
- Alacaklı ile borçlu aynı kişi olduğunda: Alacaklı ve borçlu sıfatının birleştiği hallerde zamanaşımı durur.
- Alacağın Türk mahkemelerinde ileri sürülemediği durumlar: Alacaklının, mahkemeye başvuramayacağı durumlarda zamanaşımı işlemez.
Zamanaşımının Kesilmesi:
Zamanaşımının kesilmesi, zamanaşımı süresinin tamamen sıfırlanması ve yeni bir sürenin başlaması anlamına gelir. Zamanaşımının kesilmesi halinde, önceki süre dikkate alınmaz ve borç ilişkisi yeniden başlar. Türk Borçlar Kanunu’nun 154. maddesine göre zamanaşımının kesileceği haller şunlardır:
- Borçlunun borcu kabul etmesi: Borçlu, borcunu kısmen ödemiş, faiz ödemesi yapmış ya da rehin vermişse zamanaşımı kesilir.
- Alacaklının hukuki işlem yapması: Alacaklı, dava açarak, icra takibinde bulunarak veya mahkemeye başvurarak zamanaşımını kesebilir.
Zamanaşımı kesildiğinde, alacaklının ve borçlunun borç ilişkisi yeniden başlar ve yeni bir zamanaşımı süresi işlemeye başlar.
Zamanaşımından Feragat Edilebilir mi?
Türk Borçlar Kanunu’nun 160. maddesi, zamanaşımından önceden feragat edilemeyeceğini açıkça düzenler. Zamanaşımından feragat, ancak zamanaşımı süresi dolduktan sonra yapılabilir. Yani borçlu, zamanaşımı süresi dolmadan önce bu hakkından feragat edemez. Ayrıca, bir borç ilişkisinde zamanaşımından feragat eden borçlu, kefile veya müteselsil borçlulara bu feragati ileri süremez.
Sonuç
Zamanaşımı, alacak ve borç ilişkilerinde büyük önem taşır. Alacaklının belirlenen süreler içinde talebini yapmaması durumunda borç zamanaşımına uğrar ve yasal yolla tahsil edilemez hale gelir. Genel zamanaşımı süresi 10 yıl olmakla birlikte, kira bedelleri ve vekalet sözleşmeleri gibi bazı alacaklar için 5 yıllık daha kısa bir süre öngörülmüştür. Ayrıca zamanaşımının durması ve kesilmesi gibi istisnai haller de, alacaklının veya borçlunun hak kaybını önlemek adına Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiştir. Zamanaşımı sürelerine dikkat edilmediği takdirde, alacaklının haklarını kaybetmesi söz konusu olabilir.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
- Zamanaşımı nedir?
Zamanaşımı, bir alacak hakkının belirli bir süre boyunca kullanılmaması durumunda, bu hakkın dava yoluyla talep edilebilme niteliğini kaybetmesidir. Ancak, borç sona ermez; yalnızca borcun dava edilmesi imkansız hale gelir. - Zamanaşımı süresi ne zaman başlar?
Zamanaşımı süresi, borcun muaccel olduğu, yani ödenebilir hale geldiği tarihten itibaren başlar. Eğer borcun ödenmesi için bir bildirim gerekiyorsa, zamanaşımı bu bildirimin yapılabileceği günden itibaren işlemeye başlar. - Genel zamanaşımı süresi ne kadardır?
Türk Borçlar Kanunu’na göre, genel zamanaşımı süresi 10 yıldır. Ancak, kanunda aksi belirtilen alacaklar için farklı zamanaşımı süreleri uygulanabilir. - Hangi alacaklar için 5 yıllık zamanaşımı süresi uygulanır?
Kira bedelleri, anapara faizleri, vekalet sözleşmelerinden doğan alacaklar gibi bazı alacaklar için zamanaşımı süresi 5 yıldır. Bu süre, Borçlar Kanunu’nun 147. maddesinde düzenlenmiştir. - Zamanaşımının kesilmesi ve durması nedir?
Zamanaşımının durması, belirli sebeplerin varlığı halinde zamanaşımı süresinin geçici olarak durması ve bu sebepler ortadan kalkınca kaldığı yerden devam etmesidir. Zamanaşımının kesilmesi ise sürenin sıfırlanması ve yeni bir sürenin başlaması anlamına gelir.
Konu ile ilgili herhangi bir soru veya talebiniz olması halinde bizlerle her zaman iletişime geçebilir, dilediğiniz takdirde online danışmanlık hizmetimizden yararlanabilirsiniz.
Saygılarımızla,