Av. Gözde Yavuzer
  • Yayınlar
  • Uzmanlık Alanları
      • Gayrimenkul Hukuku
      • Aile Hukuku
      • Miras Hukuku
      • Kira Uyuşmazlıkları
      • İş Hukuku
      • Şirketler Hukuku
      • Start-Up Girişim Hukuku
      • Bilişim Hukuku
      • Kişisel Verilerin Korunması Hizmetleri
      • Marka Hukuku ve Tescil İşlemleri
      • E-Ticaret Hukuku
      • Trafik Kazaları ve Değer Kaybı Tazminatı
      • Kat Mülkiyeti Uyuşmazlıkları
      • Sağlık Hukuku ve Malpraktis
      • Uluslararası Vatandaşlık Hukuku
  • Uyum Danışmanlığı
  • Hakkımızda
  • Onlıne Danışmanlık
  • İletişim
  • Menu Menu
  • Anasayfa
  • Yayınlar
  • Uzmanlık Alanları
      • Gayrimenkul Hukuku
      • Aile Hukuku
      • Miras Hukuku
      • Kira Uyuşmazlıkları
      • İş Hukuku
      • Şirketler Hukuku
      • Start-Up Girişim Hukuku
      • Bilişim Hukuku
      • Kişisel Verilerin Korunması Hizmetleri
      • Marka Hukuku ve Tescil İşlemleri
      • E-Ticaret Hukuku
      • Trafik Kazaları ve Değer Kaybı Tazminatı
      • Kat Mülkiyeti Uyuşmazlıkları
      • Sağlık Hukuku ve Malpraktis
      • Uluslararası Vatandaşlık Hukuku
  • Uyum Danışmanlığı
  • Hakkımızda
  • Online Danışmanlık
  • İletişim

Aile Hukuku: Boşanma Avukatı Ne Yapar?

Aile Hukuku: Boşanma Avukatı Ne Yapar?

Boşanma davaları, taraflar için duygusal ve hukuki açıdan zorlu bir süreçtir. Evliliğinde sorun yaşayan eşler, bir yandan yaşadıkları kişisel sıkıntılarla uğraşırken diğer yandan boşanma davasının getirdiği hukuki prosedürlerle başa çıkmak zorunda kalır. Boşanma avukatı, aile hukuku alanında uzmanlaşmış ve özellikle boşanma, velayet, nafaka, mal paylaşımı gibi konularda deneyimli avukata verilen isimdir. Bu uzmanlar, müvekkillerinin haklarını koruyarak boşanma sürecini yönetir, gerekli belgeleri hazırlar, mahkemede temsil eder ve müvekkiline yol gösterir. Profesyonel bir boşanma avukatından destek almak, sürecin doğru ve hızlı ilerlemesine yardımcı olarak tarafların gereksiz zaman ve emek kaybını önler.

Aile hukuku kapsamındaki boşanmalar, Türk Medeni Kanunu’nda belirlenen kurallara tabidir ve her boşanma davasının kendine özgü koşulları vardır. Boşanma avukatı, davanın hukuki detaylarıyla ilgilenerek müvekkilinin bu karmaşık süreçteki yükünü hafifletir. Özellikle çekişmeli boşanmalarda delillerin sunulması, yasal gerekçelerin ispatı ve prosedürlere uyulması son derece önemlidir. Aşağıda, boşanma avukatının görevleri, dava sürecindeki rolü, danışmanlık hizmetleri ile dava öncesi ve sonrasında yapılması gerekenler ayrıntılı şekilde ele alınmıştır. Ayrıca mal paylaşımı, çocuk velayeti, nafaka ve arabuluculuk konularında bir boşanma avukatının işlevi açıklanmaktadır.

Boşanma Avukatının Görevleri ve Sorumlulukları

Boşanma avukatının birincil görevi, müvekkilinin hukuki haklarını korumak ve boşanma sürecini yasalar çerçevesinde en iyi şekilde sonuçlandırmaktır. Bu kapsamda boşanma avukatının üstlendiği başlıca görevler ve sorumluluklar şunlardır:

  • Hukuki Danışmanlık: Müvekkiline boşanma süreci hakkında bilgi verir, hakları ve yükümlülükleri konusunda aydınlatır. Boşanmanın olası sonuçlarını (nafaka, velayet, mal paylaşımı, tazminat gibi) açıklar ve beklentileri yönetir.
  • Dava Dilekçesini Hazırlamak: Boşanma talebini yasal bir zemine oturtmak için gerekli dilekçeyi yazar. Dava dilekçesinde boşanmaya sebep olan olaylar hukuki terimlerle anlatılır, talep edilen velayet, nafaka, mal paylaşımı, maddi-manevi tazminat gibi hususlar net biçimde belirtilir.
  • Delil Toplama ve Sunma: Boşanma gerekçesini ispatlamak için gereken delilleri toplar ve mahkemeye sunar. Örneğin; mesaj kayıtları, fotoğraflar, tanık ifadeleri, sağlık raporları gibi belgelerin yasal delil olarak dosyaya eklenmesini sağlar. Ayrıca mahkeme aracılığıyla resmi kurum ve kuruluşlardan delil niteliğindeki kayıtların getirilmesini talep edebilir.
  • Mahkemede Temsil ve Savunma: Müvekkili adına duruşmalara katılarak onun haklarını savunur. Hakim ve karşı taraf önünde gerekli beyanları yapar, müvekkilin iddialarını ve savunmalarını hukuki zeminde dile getirir. Karşı tarafın iddialarına yanıt verir ve gerektiğinde çapraz sorgu ile tanıkları veya beyanları sorgular.
  • Usulî İşlemleri Takip: Dava sürecindeki bütün hukuki prosedürleri ve süreleri titizlikle takip eder. Dilekçelerin verilmesi, tebligatların yapılması, duruşma günlerinin takibi, bilirkişi raporları veya sosyal inceleme raporları gibi süreçleri kontrol altında tutar. Her işlemin kanuna uygun şekilde yapılmasını sağlar.
  • Müzakere ve Uzlaşma: Uyuşmazlık konularında (nafaka miktarı, mal paylaşımının şekli, çocukların velayeti gibi) karşı tarafla anlaşma zemini araştırır. Müvekkilinin menfaatlerini gözeterek mümkünse davayı uzlaşmayla sonuçlandırmaya çalışır. Anlaşma sağlanabilirse anlaşmalı boşanma protokolü hazırlanmasına yardımcı olur.
  • Gizlilik ve Etik Sorumluluk: Boşanma avukatı, müvekkilinin özel hayatına dair öğrendiği bilgileri gizli tutmak zorundadır. Avukatlık Kanunu m.36 uyarınca, avukatlar mesleki faaliyetleri sırasında öğrendikleri sırları ifşa edemez. Bu nedenle, boşanma sürecinde avukat müvekkilin paylaştığı hassas bilgileri korur ve bunları yalnızca dava gerektirdiği ölçüde, mahkemede veya yasal çerçevede kullanır.
  • Karar Sonrası İşlemler: Boşanma kararı verildiğinde, hükmün kesinleşmesiyle birlikte kararın uygulanmasını takip eder. Karar sonucunda doğan velayet, nafaka gibi hükümlerin yerine getirilmesinde müvekkiline yol gösterir. Gerekirse temyiz (istinaf ve Yargıtay) başvurularını yaparak üst mahkemede kararı tartışır veya boşanma sonrası mal paylaşımı davası gibi ek davaları da müvekkil adına yürütür.

Boşanma avukatı, ister davayı açan tarafın (davacının) vekili olsun ister davalı tarafın vekili olsun, her iki durumda da müvekkilinin çıkarına en uygun sonucu elde etmeye çalışır. Davanın sonunda müvekkil açısından adil bir sonucun çıkması ve müvekkilin haklarının tam olarak korunması avukatın temel hedefidir.

Boşanma Davası Sürecinde Avukatın Rolü

Boşanma davası süreci, dava açılmadan önceki hazırlık aşamasından başlayarak mahkeme kararı kesinleşene kadar devam eden çok adımlı bir süreçtir. Bu süreçte boşanma avukatı, her aşamada etkin bir rol üstlenir:

  1. Dava Öncesi Hazırlık: Boşanma avukatı, müvekkili ile yapacağı ilk görüşmelerde evlilik birliğinde yaşanan sorunları ve boşanma sebeplerini dikkatlice dinler. Müvekkilin boşanmadan beklentilerini (örneğin çocukların velayeti, nafaka talebi, mal paylaşımı, tazminat isteği gibi) tek tek belirler. Ardından hukuki bir değerlendirme yaparak bu taleplerin yasal olarak mümkün olup olmadığı konusunda müvekkili bilgilendirir. Eğer boşanma çekişmeli olacaksa, Türk Medeni Kanunu’nda sayılan boşanma sebeplerinden hangisine dayanılacağı belirlenir ve bununla ilgili olaylar hukuki dile çevrilir. Avukat, müvekkilinin anlattığı olayları objektif bir gözle değerlendirip uygun hukuki zemine oturtarak stratejiyi oluşturur.
  2. Dava Dilekçesinin Hazırlanması ve Dosyanın Açılması: Hazırlık aşamasının ardından avukat, boşanma davası dilekçesini hazırlar. Bu dilekçede boşanma talebinin gerekçeleri, yaşanmış olaylar, varsa karşı taraftan kaynaklı kusurlar ve boşanmanın sonucu olarak talep edilen haklar (velayet, nafaka, maddi-manevi tazminat, mal paylaşımı gibi) detaylı şekilde yer alır. Deliller ve tanık listesi de dilekçeye eklenir. Avukat, dilekçeyi gerekli harç ve masrafları da ödeyerek yetkili Aile Mahkemesi’ne sunar. Dava açıldıktan sonra mahkeme, davalı tarafa dilekçeyi tebliğ eder ve süreci başlatır.
  3. Dava Sürecinin İlerletilmesi: Boşanma davası açıldıktan sonra, karşı tarafın cevap dilekçesi, avukatınızın buna vereceği cevaba cevap dilekçesi ve karşı beyanlar ile bir dilekçe aşaması yaşanır. Bu yazılı aşamada boşanma avukatı, karşı tarafın iddialarına yanıtlar hazırlar ve müvekkilinin taleplerini destekleyecek ek bilgi veya delilleri sunar. Sonrasında mahkeme tarafından duruşma günü belirlenir.
  4. Duruşmalar ve Mahkeme Süreci: Duruşma aşaması, boşanma avukatının rolünün en belirgin olduğu kısımdır. İlk duruşmada hakim usulen tarafları dinler, özellikle çekişmeli davalarda ön inceleme duruşması yaparak anlaşma ihtimalini sorar ve delilleri inceleme sürecini planlar. Avukat, duruşmalarda müvekkili adına söz alarak iddiaları tekrar vurgular, delilleri açıklar ve tanıkları dinletir. Mahkeme, gerekiyorsa sosyal hizmet uzmanı aracılığıyla bir sosyal inceleme raporu alabilir (özellikle çocukların velayeti konusunda). Boşanma avukatı, bu süreçte raporlara itiraz etme, ek delil sunma veya tanık beyanlarına karşı argüman geliştirme gibi görevleri yerine getirir. Karşı tarafın iddialarına karşı müvekkilinin savunmasını yapar ve hukuki zeminde tüm tezleri çürütmeye çalışır.
  5. Geçici Önlemler ve Tedbirler: Boşanma davası devam ederken, mahkeme gerekli gördüğü takdirde veya tarafların talebiyle bazı geçici tedbir kararları alır. Örneğin dava süresince çocukların geçici velayeti kime bırakılacak, eşlerin ortak konutu kim kullanacak, geçim için tedbir nafakası (geçici nafaka) ödenecek mi gibi konularda hakim karar verebilir. Boşanma avukatı, müvekkili lehine bu tür tedbir kararlarını talep eder. Şiddet veya tehdit durumu varsa, 6284 sayılı Kanun kapsamında koruma tedbirleri (evden uzaklaştırma, iletişim yasağı vb.) alınması için başvuru yapar. Bu sayede müvekkilin dava sürecinde güvenliği ve maddi durumu korunmuş olur.
  6. Karar ve Sonuç: Taraflar tüm delillerini sunduktan ve duruşmalar tamamlandıktan sonra mahkeme boşanma ile ilgili kararını verir. Kararda, boşanmanın kabulü veya reddi ile birlikte çocukların velayeti, nafaka (çocuk için iştirak nafakası ve gerekirse eş için yoksulluk nafakası), mal paylaşımı talebi var ise bunun nasıl çözüleceği, tarafların tazminat hakları gibi konular hükme bağlanır. Boşanma avukatı, kararın müvekkil lehine optimal olmasına çalışır. Karar açıklandığında, müvekkiline sonucu detaylı biçimde açıklar ve haklarının neler olduğuna dair bilgilendirme yapar.
  7. İstinaf ve Temyiz (Karara İtiraz): Mahkemenin boşanma kararı tebliğ edildikten sonra, tarafların bu karara karşı kanun yoluna başvurma hakları vardır. Eğer karar müvekkilin beklentilerini karşılamıyorsa ya da hukuka aykırı olduğunu düşünüyorsa, boşanma avukatı süre tutum dilekçesi verip kararı istinaf mahkemesine (Bölge Adliye Mahkemesi) taşır. İstinaf sonucu da tatmin edici değilse veya usulen uygunsa, dosya Yargıtay’a temyiz için götürülür. Boşanma avukatı, üst mahkemelere yapılacak bu başvuruları hazırlar, temyiz dilekçesinde yerel mahkeme kararındaki hataları ve hukuki nedenleri belirtir. Üst mahkeme sürecinde de müvekkilinin haklarını savunmaya devam eder.

Görüldüğü gibi, boşanma avukatı dava sürecinin en başından sonuna kadar müvekkilini temsil eder ve her aşamada profesyonel destek sağlar. Bu sayede müvekkil, kendi haklarının hukuki zeminde en iyi şekilde savunulduğundan emin olabilir ve sürecin teknik ayrıntılarını avukatına bırakarak duygusal yükünü biraz olsun hafifletebilir.

Boşanma Avukatının Danışmanlık Hizmetleri

Boşanma avukatları sadece mahkemede müvekkillerini temsil etmekle kalmaz, aynı zamanda dava öncesinde ve sürecin her adımında hukuki danışmanlık hizmeti de sunarlar. Bu danışmanlık hizmetleri, müvekkilin bilinçli kararlar almasına ve haklarını tam olarak anlamasına yardımcı olur:

  • Boşanma Kararı Öncesi Danışmanlık: Eşler boşanma kararı aşamasına gelmeden önce, bir avukata danışarak olası hukuki sonuçları öğrenmek isteyebilirler. Boşanma avukatı, çiftin durumunu değerlendirip boşanma dışında bir çözüm (örneğin ayrılık, arabuluculuk veya psikolojik destek) mümkün mü anlatır ve boşanma halinde nelerin olabileceğini özetler. Özellikle çocuk varsa velayet konusunda, ev ya da araba gibi mallar varsa bunların akıbeti konusunda ön bilgi verir. Bu sayede kişiler boşanma kararı alırken daha bilinçli davranabilirler.
  • Hak ve Yükümlülüklerin Anlaşılması: Boşanma sürecine girecek kişiler için en önemli konulardan biri, haklarının ve karşı tarafa karşı sorumluluklarının neler olduğunu bilmektir. Boşanma avukatı, müvekkiline mevcut yasalara göre hangi haklara sahip olduğunu (örneğin maddi manevi tazminat talep etme hakkı, çocuğun velayetini isteme hakkı, mal rejiminden doğan alacak hakları gibi) ve neleri yapması veya kaçınması gerektiğini açıklar. Aynı zamanda müvekkilin yükümlülüklerini (örneğin eş ve çocuk nafakası ödeme yükümlülüğü, mahkeme kararlarına uyma zorunluluğu gibi) belirtir.
  • Süreç Boyunca Rehberlik: Boşanma davası açıldıktan sonra, süreç boyunca müvekkil birçok bilinmezle karşılaşabilir. Duruşmalarda neler olacağı, hakimin neleri sorabileceği, sosyal hizmet uzmanıyla görüşme yapılıp yapılmayacağı gibi konularda avukat önceden müvekkili bilgilendirir. Örneğin, hakim duruşmada her iki tarafa da “Evliliğinizi bitirmek konusunda kararlı mısınız?” gibi sorular yöneltebilir; avukat müvekkiline bu gibi durumlarda nasıl davranması gerektiğini anlatır. Ayrıca, özellikle çekişmeli boşanmalarda, karşı tarafın yaklaşımı veya baskısı karşısında müvekkilinin soğukkanlılığını koruması ve yasal çizgiden çıkmaması konusunda da telkin ve rehberlik eder.
  • Psikolojik Destek ve Yönlendirme: Boşanma avukatları her ne kadar hukuk uzmanı olsalar da, boşanma sürecindeki kişilerin yaşadığı psikolojik zorlukların farkındadırlar. Bu nedenle gerektiğinde müvekkillerini aile terapistlerine veya psikologlara yönlendirebilirler. Aynı zamanda süreç boyunca sakin kalmaları, çocuklarına karşı davranışlarında dikkatli olmaları ve hukuki süreçle duygusal süreçleri ayrı tutmaları konusunda tavsiyelerde bulunabilirler. Avukatın bu konudaki deneyimi, müvekkilin süreci daha sağlıklı bir şekilde atlatmasına yardımcı olabilir.
  • Belgelerin ve Kanıtların Hazırlanması: Danışmanlık hizmetleri kapsamında, dava açılmadan önce hangi belgelerin hazırlanması gerektiği konusunda müvekkile yol gösterilir. Örneğin evlilik cüzdanının veya nüfus kayıt örneğinin temini, gerekliyse evlilik süresince edinilen malların listesi, banka kayıtları, tapu kayıtları gibi malvarlığına ilişkin belgelerin toparlanması, çocukların mevcut durumunu gösteren okul kayıtları veya sağlık raporları gibi evrakların temini tavsiye edilir. Boşanma avukatı, hangi belgelerin gerektiğini belirleyerek müvekkilden bunları temin etmesini ister veya gerekli kurumlara başvurarak bu kayıtları sağlar.

Özetle, boşanma avukatının sunduğu danışmanlık hizmetleri sayesinde, müvekkil dava başlamadan önce ve dava sırasında karşılaşacağı durumlara hazırlıklı olur. Haklarını bilir, atacağı adımların sonuçlarını önceden görür ve süreci bir uzman rehberliğinde yönetir. Bu da stresli boşanma sürecinin daha öngörülebilir ve kontrol edilebilir olmasını sağlar.

Boşanma Öncesinde Yapılması Gerekenler

Boşanma davası açmadan önce yapılması gerekenler, davanın sağlıklı ilerleyebilmesi ve bireylerin hak kaybına uğramaması açısından kritik öneme sahiptir. Boşanma avukatı, dava öncesi aşamada müvekkiline şu konularda yardımcı olur:

  • Boşanma Sebeplerinin Belirlenmesi: Öncelikle evlilik birliğinin neden sarsıldığı, boşanma kararına hangi olayların yol açtığı netleştirilmelidir. Türk Medeni Kanunu’na göre, çekişmeli boşanma davalarında belirli boşanma sebeplerine dayanmak gerekir (zina, hayatına kast veya onur kırıcı davranış, terk, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, akıl hastalığı veya evlilik birliğinin temelinden sarsılması gibi). Avukat, müvekkilin anlattığı olayları bu yasal sebeplerden hangisine uyduğunu tespit ederek, doğru hukuki zemini belirler.
  • Delil ve Bilgi Toplama: Dava açılmadan önce ileri sürülecek iddiaları destekleyen tüm deliller mümkün olduğunca toplanmalıdır. Örneğin eşinin sadakatsiz olduğunu iddia eden bir kişi, eşinin mesajlarını, fotoğraflarını veya otel kayıtlarını delil olarak sunabilir. Şiddet gördüğünü iddia eden biri, darp raporu, hastane kayıtları veya polise yaptığı şikayetlerin belgelerini hazırlamalıdır. Boşanma avukatı, hangi delillerin yasal olarak geçerli olacağını müvekkiline anlatır ve bunları nasıl elde edebileceği konusunda yol gösterir.
  • Mali Kayıtların ve Malvarlığının Tespiti: Boşanmada mal paylaşımı gündeme gelecekse, evlilik süresince edinilen malların envanteri çıkarılmalıdır. Banka hesapları, taşınmaz mallar (ev, arsa), araçlar, değerli eşyalar, şirket hisseleri gibi tüm malvarlığı unsurları listelenir. Avukat, mal rejimi hükümlerine göre hangilerinin edinilmiş mal sayıldığını (yani paylaşıma gireceğini) belirlemede yardımcı olur. Eğer eşlerden biri mal kaçırmaya veya malvarlığını azaltmaya yönelik hamleler yapıyorsa (örneğin boşanma arifesinde malını başkasına devretmeye çalışmak gibi), avukat acil olarak ihtiyati tedbir talep etmeyi planlar.
  • Çocuklar ve Geçici Düzenlemeler: Boşanma öncesi, eğer çocuk varsa onların geçici olarak kimin yanında kalacağı ve diğer ebeveynle nasıl görüşeceği konularında hazırlık yapılmalıdır. Avukat, müvekkiline dava açarken çocukların geçici velayeti için talepte bulunmasını önerebilir. Ayrıca çocuk veya eş için dava süresince ödenmesi gereken tedbir nafakası (geçici nafaka) miktarı konusunda hazırlık yapar. Bu talepleri desteklemek için karşı tarafın gelir durumuna dair bilgiler toplanabilir (maaş bordrosu, sahip olduğu kira gelirleri vb.).
  • Noter Vekaletnamesinin Çıkarılması: Müvekkil, boşanma işlemlerini avukatı aracılığıyla yürütecekse, bir vekâletname çıkarmalıdır. Boşanma avukatına verilecek vekaletnamenin noter tarafından düzenlenmesi ve özel yetki içermesi gerekir. Notere başvururken, “eşime karşı boşanma davası açmak için” veya “eşimin açtığı boşanma davasında temsil için” ibareleri özellikle belirtilmelidir. Ayrıca vekaletnamede müvekkilin fotoğrafı bulunması zorunludur (kimlik tespiti ve aile hukuku davaları gereği). Bu işlemleri avukat yönlendirir ve vekaletnamenin doğru şekilde hazırlanmasını sağlar.
  • Dava Stratejisinin Planlanması: Boşanma avukatı, dava öncesinde müvekkiliyle birlikte bir yol haritası çıkarır. Anlaşmalı boşanma ihtimali varsa, karşı tarafla iletişime geçip geçmeme, protokol taslağı hazırlama gibi adımlar değerlendirilir. Çekişmeli olacaksa, ilk dilekçeden itibaren vurgulanacak konular, çağrılacak tanıklar, vurgulanacak deliller planlanır. Müvekkilin duruşmalarda nasıl bir tutum sergileyeceği, sorulara nasıl yanıt vereceği gibi detaylar bile konuşulur. Bu hazırlıklar, davanın ilerleyen aşamalarında sürprizlerle karşılaşmamak adına önemlidir.

Özetle, dava açmadan önce iyi bir hazırlık yapmak, boşanma sürecinin daha hızlı ve hakkaniyetli geçmesini sağlar. Boşanma avukatı bu hazırlık sürecini yöneterek müvekkilinin davasına en güçlü şekilde başlamasına yardımcı olur.

Boşanma Sonrasında Yapılması Gerekenler

Mahkemenin boşanma kararı vermesiyle hukuki süreç tam anlamıyla bitmiş sayılmaz. Kararın kesinleşmesi ve boşanmanın getirdiği sonuçların uygulanması için yapılması gerekenler vardır. Boşanma avukatı, dava sonrasında da müvekkiline rehberlik ederek aşağıdaki konularda destek verir:

  • Kararın Kesinleşmesi ve Tescil: Boşanma kararı, taraflara tebliğ edildikten ve yasal süre içinde itiraz/temyiz edilmediğinde kesinleşir. Kesinleşen kararın nüfus kütüğüne işlenmesi gerekir. Avukat, mahkeme ilamını alarak nüfus müdürlüğüne veya ilgili makamlara iletilmesini sağlar. Böylece tarafların medeni durumu resmen “boşanmış” olarak kayda geçer. Bu adım, yeniden evlenmek veya resmi işlemlerde medeni hali doğru gösterebilmek için şarttır.
  • Nüfus Kayıtlarının ve Soyadının Güncellenmesi: Boşanma ile kadın eş evlenmeden önceki soyadına otomatik olarak döner. Eğer kadın evliyken eşinin soyadını kullanmaya devam etmek istiyorsa (örneğin mesleki nedenle tanınmışlık veya çocuklarla aynı soyadı taşımak istemesi gibi sebeplerle), bunun için mahkemeden izin almış olması gerekir. Avukat, müvekkilinin talebi doğrultusunda soyadının kullanımıyla ilgili gerekli dilekçeleri hazırlar veya mahkeme kararında bu hususun yer almasını sağlar. Boşanma sonrası kimlik belgelerinin güncellenmesi işlemlerinde de yol gösterir.
  • Mal Paylaşımı Davasının Takibi: Boşanma davasında mal rejiminin tasfiyesi (edinilmiş malların paylaşımı) genellikle ayrı bir dava olarak yürütülür. Boşanma kararı kesinleştikten sonra, eğer eşler mal paylaşımı konusunda anlaşamamışsa, taraflardan biri mal paylaşımı davası (mal rejimi tasfiye davası) açabilir. Boşanma avukatı, müvekkilinin mal paylaşımı davasını da takip ederek evlilik boyunca edinilen malların adil şekilde bölüşülmesini sağlar. Bu süreçte malların değeri, kişisel mal sayılanlar (örneğin miras kalan mal, kişisel eşyalar) ve edinilmiş mallar hesaplanır, gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılır. Avukat, müvekkilinin bu davadaki haklarını (katılma alacağı veya katkı payı alacağı gibi taleplerini) etkin şekilde savunur.
  • Nafaka ve Tazminatın Tahsili: Boşanma kararıyla birlikte hükmedilen nafaka (yoksulluk nafakası ve/veya iştirak nafakası) ve varsa tazminat bedellerinin ödenmesi gerekir. Karşı taraf, kararda belirtilen nafaka veya tazminatı ödemezse, avukat icra takibi başlatarak müvekkilinin alacaklarını tahsil yoluna gider. Örneğin, çocuğun iştirak nafakasını ödemeyen ebeveyne karşı icra dairesi aracılığıyla birikmiş nafaka borcu için işlem yapılabilir. Aynı şekilde maddi veya manevi tazminat belirlenen takvime göre ödenmezse, yasal faizleriyle birlikte tahsil için hukuki süreç başlatılır.
  • Velayet ve Kişisel İlişki Düzenlemelerinin Uygulanması: Boşanma sonrasında çocukların velayeti bir tarafa verilirken, diğer ebeveyn ile çocuklar arasında mahkemece kişisel ilişki (görüş günü) düzenlenir. Avukat, müvekkilinin velayet hakkını sorunsuz kullanabilmesi ve diğer ebeveynin görüş günlerine riayet etmesi konularında danışmanlık yapar. Eğer karşı taraf, mahkemece belirlenen görüş hakkını engellerse veya çocukla kişisel ilişkiyi zora sokarsa, avukat hukukî yaptırımlar konusunda müvekkile yol gösterir (gerekirse icra yoluyla çocuk teslimi veya velayetin değiştirilmesi davası açılması gibi).
  • Karar Sonrası Değişiklik Talepleri: Zaman içinde koşullar değişebilir. Örneğin, nafaka ödeyen kişinin maddi durumu kötüleşebilir veya nafaka alan taraf yeniden evlenebilir; çocukların ihtiyaçları artabilir; velayet verilen tarafın durumu değişebilir. Bu gibi durumlarda, boşanma sonrası nafakanın artırılması/azaltılması veya kaldırılması davası, velayetin değiştirilmesi davası gibi yeni davalar açmak gerekebilir. Boşanma avukatı, müvekkilinin değişen durumuna göre bu ek davaları da hazırlayıp açarak hakların güncellenmesini sağlar. Ayrıca müvekkil talep ederse, boşanma sonrası ortaya çıkan hukuki sorunlar (örneğin karşı tarafın mal paylaşımına dair eksik beyanları, çocuk kaçırma girişimleri vs.) konusunda da hukuki destek sunar.
  • İstinaf/Temyiz Sürecinin Sonuçlanması: Eğer boşanma kararı üst mahkemeye taşınmışsa, istinaf veya temyiz süreci boşanma sonrası da devam eder. Avukat, bu süreçlerin sonuçlarını takip eder ve müvekkiline bildirir. Yargıtay’dan karar geldiğinde, karar müvekkil lehine ise gerekli işlemleri yapar; aleyhine ise müvekkil ile yeniden değerlendirip başka hukuk yolları (karar düzeltme gibi) varsa onları uygular.
  • Müvekkilin Yeni Hayatına Uyum Süreci: Hukuki olarak boşanma gerçekleştikten sonra, müvekkiller hayatlarının yeni bir dönemine adım atarlar. Bu süreçte avukat, müvekkiline hukuki konularda destek olmaya devam edebilir. Örneğin, boşanma sonrası mal paylaşımı ile müvekkil yeni bir mülk sahibi olduysa bunun tapu işlemlerinde destek, çocuğun okul kayıtlarında velayet nedeniyle gerekebilecek belgelerin hazırlanması, karşı tarafla iletişimde hukuki dilin korunması gibi konularda tavsiyeler verir. Gerekirse müvekkilini noterden anlaşma protokolleri (örneğin velayet değişimi için rıza, yurtdışına çıkış için izin vb.) düzenlemeye yönlendirir.

Boşanma kararının alınmasıyla duygusal olarak bir dönem sona erse de hukuki açıdan bazı işler devam edebilir. Boşanma avukatının desteği, müvekkilin boşanma sonrasında da hak kaybına uğramamasını ve mahkeme kararının getirdiği tüm hak ve yükümlülüklerin tam olarak hayata geçmesini sağlar. Bu, müvekkilin yeni hayatına güvenle başlamasına yardımcı olur.

Boşanmada Mal Paylaşımı (Mal Rejimi)

Evlilik birliği içinde edinilen malların boşanma durumunda nasıl paylaşılacağı, aile hukukunun önemli konularından biridir. Türk hukuk sisteminde 2002 yılından bu yana edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (aksi bir mal rejimi sözleşmesi yapılmadıysa). Bu rejime göre, eşler evlilik boyunca edindikleri mallar üzerinde eşit hakka sahiptirler. Boşanma avukatı, mal paylaşımı konusunda müvekkilinin haklarını korumak ve adil bir bölüşüm sağlanması için şu şekilde rol alır:

  • Mal Rejiminin Tespiti: Öncelikle avukat, taraflar arasındaki yasal mal rejimini belirler. Eğer evlilik 01 Ocak 2002’den sonra yapılmış veya bu tarihten önce evlenilmiş olsa bile eşler aralarında mal rejimi sözleşmesi yaparak yeni rejimi kabul etmişlerse, edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanır. Bu rejimde her eş, diğer eşin edinilmiş mallarının yarısı üzerinde hak sahibidir. 2002’den önce evlenmiş ve özel bir sözleşme yapmamış eşlerde ise eski kanun gereği mal ayrılığı rejimi uygulanıyordu; bu durumda her eş kendi üzerine kayıtlı malın sahibi sayılır. Avukat, bu ayrımı yaparak davada hangi kuralların geçerli olacağını saptar.
  • Edinilmiş Mal ve Kişisel Mal Ayrımı: Boşanma avukatı, müvekkiliyle birlikte tüm malvarlığını listeleyip bunların hangilerinin “edinilmiş mal” (paylaşıma tabi mal) hangilerinin “kişisel mal” olduğunu belirler. Edinilmiş mallar, evlilik süresince emek veya gelirle elde edilmiş malvarlığı değerleridir (örneğin, evlilikte alınan ev/araba, maaş birikimleri, çalışma karşılığı edinilen kıdem tazminatı, sosyal güvenlik tazminatları gibi gelirler). Kişisel mallar ise, evlilik öncesi sahip olunan mallar, miras veya hediye yoluyla elde edilenler, manevi tazminat alacakları vb. değerlerdir ve paylaşım dışı kalır. Avukat, müvekkilinin kişisel mallarını ispatlayarak koruma altına alır, edinilmiş mallar için ise adil pay talep eder.
  • Katkı Payı ve Katılma Alacağı Talepleri: Bazı durumlarda, mal rejimi ayrılığı geçerli olsa bile (örneğin evlilik 2002 öncesi veya eşler mal ayrılığı sözleşmesi yapmışsa), bir eşin diğer eşin malına katkısı söz konusu olabilir. Örneğin kadının çalışarak kazandığı parayla erkeğin üzerine ev alınmışsa veya tam tersi durumda, katkı sağlayan eş katkı payı alacağı talebinde bulunabilir. Edinilmiş mallara katılma rejiminde ise, eşlerden her biri diğerinin edinilmiş mallarının yarı değerini katılma alacağı olarak talep eder. Boşanma avukatı, müvekkili adına bu hesaplamaları yapar veya bilirkişi marifetiyle yapılmasını sağlar. Müvekkilinin maddi katkılarının boşa gitmemesi ve yasal hakkı olan payı alabilmesi için dava dilekçelerinde bu talepleri net olarak belirtir.
  • Mal Kaçırmanın Önlenmesi: Boşanma sürecinde bazen taraflardan biri, mal paylaşımında ödeyeceği payı azaltmak amacıyla mal kaçırmaya çalışabilir. Örneğin değerli bir gayrimenkulünü üçüncü bir kişiye satmış gibi gösterme, arabayı akrabasına devretme, banka hesaplarını boşaltma gibi girişimler olabilir. Boşanma avukatı, böyle durumlarda hızlıca ihtiyati tedbir talepleriyle mahkemeden önlem alınmasını ister. Mahkeme, dava süresince malların devrini önlemek için tapu veya trafik kaydına tedbir koyabilir, banka hesaplarına bloke koyabilir. Böylece malların davadan kaçırılması engellenir ve nihai paylaşımda hesaplamaya dahil edilir.
  • Uzlaşma ile Mal Bölüşümü: Eğer taraflar mal paylaşımı konusunda anlaşmaya yakınsa, avukat bu uzlaşmanın hukuki çerçevede yapılmasını sağlar. Anlaşmalı boşanma protokolü hazırlanırken mal paylaşımına dair maddeler açık ve eksiksiz olmalıdır. Hangi malın kimde kalacağı, bir taraf diğerine mal tasfiyesi için ödeme yapacaksa miktarı ve şekli protokolde yazılır. Avukat, uzlaşılan bu maddelerin müvekkili aleyhine bir boşluk veya haksızlık içermediğini kontrol eder. Örneğin, protokolde “taraflar karşılıklı olarak birbirinden mal talep etmeyecektir” gibi bir cümle geçiyorsa, bunun müvekkilin gelecekte talep edebileceği bir haktan feragat anlamına geldiğini açıklar. Müvekkil tam farkında olarak onay verirse protokol mahkemeye sunulur. Uzlaşma sağlanamazsa, avukat çekişmeli mal paylaşımı davasını yürütür.
  • Bilirkişi ve Değer Tespiti: Mal varlıklarının değerinin tespiti, özellikle taşınmazlar veya şirket hisseleri gibi varlıklarda önem taşır. Avukat, gerektiğinde mahkemeden bilirkişi atanmasını talep eder. Bilirkişi raporlarını takip ederek, hatalı değerleme varsa itiraz eder. Böylece müvekkilin hakkı olan payın doğru değer üzerinden hesaplanmasını sağlar. Örneğin, boşanma sırasında bir evin değeri düşük gösterilmeye çalışılırsa, avukat buna itiraz edip gerçek piyasa değerinin dikkate alınmasını talep eder.

Sonuç olarak, mal paylaşımı boşanma davalarının finansal açıdan en önemli boyutunu oluşturur. Boşanma avukatı, müvekkilinin mal rejiminden doğan haklarını koruyup, evlilik süresince edinilen birikimin adilane bölüşülmesini temin etmeye çalışır. Bu da boşanma sonrasında tarafların ekonomik olarak yeni hayatlarına dengeli bir başlangıç yapabilmeleri için kritik bir faktördür.

Boşanmada Çocuk Velayeti

Boşanma sürecinin en hassas konularından biri, varsa ortak çocukların velayetinin kime verileceği ve çocukların düzeninin nasıl sağlanacağıdır. Türk hukukunda velayet konusunda temel ilke, çocuğun üstün yararıdır. Boşanma avukatı, müvekkilinin çocuklarının velayetini almak veya velayetin kendisinde kalmasını sağlamak için hukuki zeminde yoğun çaba sarf eder ve şu rolleri üstlenir:

  • Velayet Talebinin Belirlenmesi: Avukat, müvekkili ile görüşerek çocukların kendisinde kalmasını isteyip istemediğini netleştirir. Genellikle anne-babaların ikisi de velayeti talep eder, ancak bazen taraflardan biri şartlar gereği velayeti istemeyebilir veya ortak velayet konusunda anlaşma olabilir. Avukat, müvekkilin talebini netleştirip dava dilekçesinde açıkça belirtir (örneğin: “Müşterek çocukların velayetinin davacı anneye verilmesini talep ederim.” gibi).
  • Çocuğun Durumunun Analizi: Mahkeme velayet kararını verirken çocuğun yaşı, eğitim durumu, bakım ihtiyacı, anne ve babanın şartları gibi pek çok unsuru değerlendirir. Boşanma avukatı, müvekkilinin çocuklarına sağlayabileceği imkanları ve karşı tarafın eksik kalabilecek yönlerini analiz eder. Küçük yaştaki (örneğin 0-3 yaş arası) çocukların bakımında anne şefkatinin önemi, daha büyük çocukların eğitim ve sosyal çevresinin devamlılığı, kardeşlerin birbirinden ayrılmaması gibi noktaları hukuki argüman olarak hazırlar. Eğer karşı tarafın velayet için elverişsiz bir durumu varsa (örneğin çocuğa bakacak fiziksel ortamının olmaması, sağlık sorunları, kötü alışkanlıklar, şiddet geçmişi vs.), bu konuları da ortaya koyacak deliller temin edilir.
  • Sosyal İnceleme ve Uzman Raporları: Çekişmeli velayet durumlarında mahkeme genellikle bir sosyal hizmet uzmanı (pedagog, psikolog veya sosyal çalışmacı) aracılığıyla inceleme yapılmasına karar verir. Bu uzman, anne, baba ve çocukla görüşerek bir rapor hazırlar ve velayet konusunda tavsiyelerde bulunur. Boşanma avukatı, müvekkili ve çocukların bu uzmanla görüşmeye hazırlanmasında rehberlik eder. Örneğin, müvekkiline görüşmede sorulabilecek sorular hakkında ipuçları verir, sakin ve dürüst bir şekilde iletişim kurmasını öğütler. Uzman raporu çıktığında, eğer müvekkil aleyhine noktalar varsa avukat bunlara yazılı beyanda karşı çıkar; lehine noktaları ise duruşmada vurgular.
  • Geçici Velayet ve Çocukla Kişisel İlişki: Dava süresince çocukların geçici velayeti ve diğer ebeveynle görüşme düzeni de belirlenir. Boşanma avukatı, dava açarken müvekkili için geçici velayet talep edebilir. Hakim, çocukların düzeninin bozulmaması için dava sonuçlanana kadar bir ebeveyne geçici velayet verebilir ve diğerine belirli aralıklarla görüş hakkı tanır. Avukat, müvekkili lehine bu geçici düzenlemenin yapılmasını sağlamaya çalışır. Örneğin, okul çağındaki çocukların düzenini korumak adına şu an birlikte yaşadıkları ebeveynde kalmaları yönünde talepte bulunur.
  • Ortak Velayet Konusu: Türk hukukunda uzun süre boşanma sonrası ortak velayet (müşterek velayet) uygulanmamış, velayet tek bir ebeveyne verilmiştir. Ancak son yıllarda Yargıtay kararları ve uygulamada, eğer anne ve baba rızai olarak anlaşıyorlarsa ve çocuğun yararına olacaksa ortak velayet kararı da verilebilmeye başlamıştır. Boşanma avukatı, müvekkilinin isteği ve koşullar uygunsa, karşı tarafla uzlaşıp ortak velayet protokolü hazırlanmasına da yardımcı olabilir. Özellikle anlaşmalı boşanmalarda taraflar çocukların velayetini paylaşmak istiyorlarsa, bu durumu açıkça protokole yazarlar ve hakim de uygun görürse ortak velayete hükmedebilir.
  • Kişisel İlişki (Görüş Günleri) Düzenlemesi: Velayet hangi tarafta olursa olsun, diğer ebeveynin çocukla kişisel ilişki kurma hakkı vardır. Boşanma avukatı, müvekkili için çocukla görüş günlerinin makul ve çocuğun yararına uygun şekilde belirlenmesine çalışır. Eğer müvekkil velayeti alıyorsa, karşı tarafın görüşme takviminin çocuğun rutinini bozmayacak bir biçimde (örneğin iki haftada bir haftasonu, yaz tatilinin belirli kısmı, bayramların paylaşılması gibi) düzenlenmesini talep eder. Müvekkil velayeti alamıyorsa, bu sefer çocukla düzenli ve yeterli kişisel ilişki kurabilmesi için geniş görüş hakları talep eder. Örneğin her hafta sonu veya daha uzun tatillerde çocukla zaman geçirme talebi gibi. Hakim, çocuğun menfaatine göre bir görüş takvimi belirler; avukat bunun müvekkil lehine olabilecek en uygun şekilde olması için gerekçeler sunar.
  • Velayet Değiştirme ve Sonrası Süreç: Boşanma gerçekleşip velayet belirlendikten sonra da şartlar değişirse velayetin değiştirilmesi mümkündür. Boşanma avukatı, ileriki yıllarda müvekkili adına, eğer karşı taraf velayet görevini ihmal ederse veya çocuğun gelişimini olumsuz etkileyen bir durum ortaya çıkarsa, velayetin değiştirilmesi davası açabilir. Örneğin, velayeti alan ebeveyn çocuğa iyi bakamaz hale gelmişse veya çocuğa şiddet uyguladığı tespit edilmişse, avukat çocuğun durumunu inceletip müvekkiline velayetin verilmesi için gerekli delilleri toplayarak dava açar.

Velayet konusu, mahkeme için de en zor kararlardan biridir çünkü çocuğun geleceğini doğrudan etkiler. Boşanma avukatı, müvekkilinin ebeveynlik kapasitesini ve çocuğa sunabileceği imkânları en iyi biçimde ortaya koyarak, çocuğun menfaatine de hizmet edecek şekilde velayet kararının müvekkili lehine olmasını hedefler. Nihayetinde amaç, boşanma sonrasında çocuğun fiziksel, duygusal ve eğitimsel açıdan en iyi ortamda yetişmesini sağlamaktır.

Boşanmada Nafaka (Yoksulluk ve İştirak Nafakası)

Nafaka, boşanma sürecinde ve sonrasında ekonomik dengenin sağlanması amacıyla kanunen düzenlenmiş bir ödeme yükümlülüğüdür. Boşanmada genellikle iki tür nafaka gündeme gelir: Yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası. Ayrıca dava devam ederken tedbir nafakası adı altında geçici nafaka da söz konusu olabilir. Boşanma avukatı, nafaka konularında müvekkilinin menfaatlerini korumak için şu şekilde çalışır:

  • Tedbir Nafakası (Geçici Nafaka): Boşanma davası açıldığında, dava süresince maddi olarak zorluk yaşanmaması için hakim, talep üzerine veya resen, geçici nafakaya hükmedebilir. Bu, genellikle daha az geliri olan eş ve çocuklar için, dava bitene kadar geçimlerini sağlamak amacıyla diğer eşin yapacağı ödemedir. Boşanma avukatı, müvekkili için dava dilekçesinde tedbir nafakası talep edebilir. Örneğin, çalışmayan bir ev hanımı müvekkil için ve çocukları varsa onlar için, davalı eşin maddi gücüne göre aylık belli bir tutarın tedbiren ödenmesini ister. Hakim, tarafların ekonomik durumunu hızlıca değerlendirerek geçici nafakaya karar verir ve dava süresince bu nafaka ödenir.
  • Yoksulluk Nafakası: Boşanma kararıyla birlikte, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan tarafa, diğer eş tarafından ödenmesine karar verilen nafakaya yoksulluk nafakası denir. Bunu talep edebilmek için, nafaka isteyecek tarafın boşanmada daha ağır kusurlu olmaması gerekir (örneğin ağır kusurlu eş yoksulluk nafakası alamaz). Boşanma avukatı, müvekkili lehine yoksulluk nafakası talep ederken müvekkilinin boşanma sonrası geçim koşullarını ortaya koyar: Geliri, malvarlığı yoksa veya boşanma sonrası tek başına yaşamını idame ettiremeyecekse, bu durum dilekçede vurgulanır. Karşı tarafın ödeme gücü de (maaşı, malvarlığı) belirtilerek makul bir nafaka miktarı istenir. Örneğin, uzun yıllar ev hanımı olarak çalışmamış bir kadının, boşanma sonrası iş bulana kadar geçinebilmesi için aylık belli bir tutar talep edilir. Avukat, bu nafakanın süresiz olabileceğini ve yaşam şartları değişene kadar devam edeceğini müvekkiline açıklar. Eğer müvekkil nafaka ödeyecek tarafsa, bu durumda avukat, ödenecek nafakanın adil bir düzeyde olmasına çalışır; karşı tarafın abartılı taleplerine itiraz eder ve hakimin takdirini makul seviyede tutması için emsal kararlar, ekonomik veriler sunar.
  • İştirak Nafakası (Çocuk Nafakası): İştirak nafakası, boşanmada velayet kendisine verilmeyen ebeveynin, çocukların bakım ve eğitim giderlerine katılımını sağlamak için ödediği nafakadır. Çocukların yaşı, özel ihtiyaçları, eğitim masrafları, hayat standardı gibi unsurlar göz önüne alınarak belirlenir. Boşanma avukatı, müvekkili velayeti alıyorsa, çocuklar için karşı taraftan iştirak nafakası talep ederken ayrıntılı bir hesaplama sunar. Örneğin, çocuğun okul masrafı, sağlık gideri, beslenme ve barınma giderleri aylık ortalama hesaplanır ve bunun hakkaniyetli bir kısmının diğer ebeveyn tarafından karşılanması istenir. Eğer müvekkil nafaka ödeyecek taraf ise, avukat burada da dengenin gözetilmesine çalışır; çocuğun masraflarının gerçekçi bir şekilde ortaya konmasını talep eder ve abartılı gider kalemlerine itiraz eder.
  • Nafaka Miktarının Belirlenmesi: Nafaka miktarını hakim, tarafların gelir durumuna ve yaşam standartlarına göre takdir eder. Kanunen kesin bir formül olmasa da, hakkaniyet ilkesi gözetilir. Boşanma avukatı, müvekkilinin maddi durumunu gösteren belgeleri (maaş bordrosu, vergi levhası, banka kayıtları vs.) mahkemeye sunar; karşı tarafın da gerçek gelirini ortaya koymaya çalışır (çoğu zaman karşı taraf gelirini düşük göstermeye çalışabilir, avukat bunun aksini ispatlamaya çaba harcar). Amaç, nafaka tutarının ne müvekkili mağdur edecek kadar yüksek ne de karşı tarafın sorumluluktan kaçmasına izin verecek kadar düşük olmamasıdır.
  • Nafaka Ödemelerinin Düzenlenmesi: Boşanma avukatı, nafaka kararının uygulanmasını da takip eder. Mahkeme genelde nafakanın her ayın belirli bir günü ödenmesine karar verir. Ödeme düzeni konusunda sorun çıkmaması için avukat müvekkiline yol gösterir; gerekirse ödeme şeklini (örneğin banka havalesi ile ödeme yapılmasını) karşı tarafla protokole bağlar. Böylece hem ispat kolay olur hem de düzenli ödeme alışkanlığı kazandırılır.
  • Nafakanın Artırılması/Azaltılması veya Kaldırılması: Nafaka kararları kesinleşmiş olsa da, ilerleyen zamanda koşullar değişirse nafaka miktarı yeniden mahkemeye taşınabilir. Örneğin yüksek enflasyon nedeniyle nafakanın değeri düşmüşse, nafaka alan taraf nafaka artırımı davası açabilir. Ya da nafaka ödeyen taraf işini kaybetmişse, maaşı azalmışsa nafakanın azaltılması veya tamamen kaldırılması için dava açabilir. Boşanma avukatı, müvekkilinin talebi doğrultusunda bu tür davaları hazırlar. Mevcut nafakanın yetersiz kaldığını gösteren faturalar, gelir gider tabloları sunarak artırımı talep edebilir veya tam tersi ödeyen taraf ise yeni gelir durumunu belgeleyerek azaltma ister. Çocuk nafakası da çocuğun büyümesiyle masrafları arttığında yükseltilebilir veya çocuk reşit olduğunda sona erer; avukat bu geçişleri takip ederek gerekliyse mahkemeye başvurur.
  • Nafaka Ödenmezse Yapılan İşlemler: Nafaka yükümlüsü kişi nafakayı ödemezse, bu hem icra hem de ceza yaptırımlarına konu olabilir. Boşanma avukatı, müvekkili adına icra takibi başlatarak birikmiş nafaka borçlarının tahsilini sağlar. İcra takibine rağmen ödeme yapılmazsa, nafaka borcu ödememe suçu nedeniyle karşı taraf hakkında üç aya kadar tazyik hapsi uygulanması için aile mahkemesine başvurabilir. Bu ciddi yaptırımların varlığı, nafaka ödemelerinin düzenli yapılmasını teşvik eder.

Nafaka konuları, boşanma sonrasında da tarafların hayatını etkileyen önemli finansal meselelerdir. Boşanma avukatı, hem eşin hem çocukların mağdur olmaması için nafaka hususlarında adil ve sürdürülebilir bir sonuca ulaşmaya çalışır. Bu sayede boşanma sonrası dönemde, özellikle ekonomik anlamda, daha dengeli bir durum oluşturulması hedeflenir.

Boşanmada Arabuluculuk ve Uzlaşma

Arabuluculuk, tarafların bir araya gelerek bir arabulucu eşliğinde anlaşmazlıklarını çözmeye çalıştıkları alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Türkiye’de boşanma davalarında arabuluculuk, bazı ülkelerdeki gibi zorunlu değildir; zira evlilik birliğinin sona ermesi kamu düzenine ilişkin de bir konu olduğundan, hakim kararı gerektirir. Nitekim 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu uyarınca aile hukukunda bazı uyuşmazlıklar arabuluculuğa elverişli olsa da boşanma talepli davalar bizzat arabuluculuk kapsamında değildir. Ancak bu, boşanma sürecinde tarafların uzlaşı arayamayacağı anlamına gelmez. Boşanma avukatı, gerekli durumlarda arabuluculuk ve uzlaşma yollarını değerlendirerek şu katkıları sunar:

  • Anlaşmalı Boşanma Yolu: Boşanma avukatının en hızlı sonuç aldığı durumlar, tarafların anlaşmaya yakın olduğu hallerdir. Eğer her iki taraf da boşanma konusunda hemfikir ve temel konularda uzlaşabilir durumdaysa, avukatlar devreye girerek anlaşmalı boşanma protokolü hazırlanmasını sağlarlar. Bu protokol, boşanmanın tüm şartlarını içerir: nafaka ödenip ödenmeyeceği, ödenecekse miktarı; çocukların velayetinin kimde olacağı ve diğer ebeveynin görüş günleri; mal varlığının ve eşyaların nasıl paylaşılacağı; karşılıklı maddi-manevi tazminat taleplerinin olup olmadığı gibi tüm konular protokolde yazılır. Boşanma avukatı, müvekkili adına bu pazarlıkları yürütür ve hakkaniyete uygun bir metin ortaya çıkarır. Protokol iki tarafça imzalandıktan sonra mahkemeye sunulur ve genellikle tek celsede boşanma gerçekleşir.
  • Çekişmeli Konularda Müzakere: Taraflar boşanma isteminde hemfikir olsalar bile bazı konularda anlaşamayabilirler (örneğin nafaka miktarı ya da velayet gibi). Bu durumda avukatlar, mahkeme dışında görüşmeler yaparak anlaşmazlık noktalarını minimize etmeye çalışır. Örneğin, eşlerden biri yüksek nafaka talep ediyorsa, diğerinin avukatı ekonomik gerçekleri ortaya koyup orta noktada buluşmayı önerebilir. Veya velayet konusunda bir taraf ısrarcıysa, karşı tarafın avukatı geniş görüş haklarıyla bunu dengelemeyi teklif edebilir. Amaç, çekişmeli konuları mümkün olduğunca azaltıp davayı kısmi de olsa uzlaşmayla sonuçlandırmaktır. Bu, dava süresini de kısaltır ve tarafların yıpranmasını azaltır.
  • Profesyonel Arabuluculuk Hizmeti: Her ne kadar boşanma davalarında arabuluculuk zorunlu olmasa da, taraflar dilerlerse aile hukukunda uzman bir arabulucu yardımıyla bazı tali konuları çözebilirler. Özellikle mal paylaşımı, nafaka tutarı, tazminat miktarı gibi finansal konularda arabulucu huzurunda görüşerek anlaşmaya varmak mümkün olabilir. Boşanma avukatı, müvekkilinin menfaatlerine uygun görürse onu arabuluculuğa teşvik edebilir ya da kendisi de arabuluculuk görüşmelerine katılarak hukuki destek sağlayabilir. Arabuluculukta varılan anlaşma, mahkemeye sunulacak protokolün temelini oluşturur. Bu şekilde, hakim sadece boşanma kararını ve anlaşmayı onaylama rolü üstlenir.
  • Hakimin Uzlaşma Teşebbüsü: Türk Aile Mahkemesi uygulamasında, özellikle ilk duruşmada hakimler taraflara barışma veya uzlaşma ihtimalini sorarlar. Bu genellikle prosedürel bir soru olsa da, taraflar arasında iletişim kopmamışsa hakim davayı bir süre erteleyip yeniden düşünmelerini önerebilir veya Aile Arabuluculuğu benzeri yönlendirme yapabilir. Boşanma avukatı, müvekkiline bu durumda ne yapacağını önceden anlatır. Eğer müvekkil barışma ihtimalini kesinlikle düşünmüyorsa, avukat aracılığıyla kararlı olunduğu mesajı verilir. Yok eğer bazı konularda konuşmak isterlerse, avukat süreci gözlemleyerek müvekkilinin hak kaybına uğramamasını temin eder.
  • Uzlaşma Sağlanırsa Sürecin Kısalması: Boşanma avukatının uzlaşma konusundaki belki de en önemli rolü, eğer uzlaşma zemini varsa bunu değerlendirerek süreci kısaltmaktır. Çekişmeli bir boşanma davası yaklaşık 1,5-2 yıl sürebilirken, anlaşmalı boşanma davası uygun şartlar altında birkaç ay içinde sonuçlanabilir, hatta ilk duruşmada karar çıkabilir. Avukat, müvekkiline uzun bir dava sürecinin risklerini ve masraflarını anlatır, eğer karşı tarafla makul bir anlaşma mümkünse bunu tavsiye eder. Ancak anlaşma, müvekkilin haklarından büyük fedakarlık yapmasını gerektiriyorsa, o zaman da dava yoluna gitmek konusunda kararlı bir tutum sergiler. Burada denge önemlidir: Her uzlaşma iyi değildir, ama makul bir uzlaşma çoğu zaman kötü bir kavgadan iyidir. Avukat bu dengeyi tecrübeleriyle değerlendirecektir.

Unutulmamalıdır ki, boşanma sürecinde arabuluculuk veya uzlaşma, tarafların kendi çözümlerini üretmesi anlamına geldiğinden, çoğu zaman her iki tarafın da daha tatmin olduğu sonuçlar doğurur. Boşanma avukatı, duygusal açıdan zor olan bu süreçte müvekkilinin menfaatini ilk planda tutarak gerektiğinde yapıcı bir uzlaşma için çaba harcar, gerektiğinde ise uyuşmazlık konularını yargı yoluyla çözmek üzere sonuna kadar mücadele eder. Önemli olan, müvekkilin hedeflerine ve hukukun gereklerine uygun en iyi sonucun alınmasıdır.

Aile Hukuku: Boşanma Avukatı Ne Yapar?

Sık Sorulan Sorular

  1. Boşanma avukatı tutmak zorunlu mu?

    Hayır. Türkiye’de boşanma davası açmak için avukat tutma zorunluluğu yoktur; kişiler kendi davalarını açıp takip edebilirler. Ancak aile hukuku oldukça kapsamlı ve karmaşık olabileceği için hak kaybı yaşamamak adına bir boşanma avukatıyla çalışılması şiddetle tavsiye edilir. Avukat, süreçteki usul kurallarını bilir ve haklarınızı etkin şekilde savunur.

  2. Boşanma avukatı ne kadar ücret alır?

    Boşanma avukatı ücretleri, davanın türüne (anlaşmalı veya çekişmeli oluşuna), işin kapsamına ve avukatın deneyimine göre değişir. Barolar Birliği her yıl asgari ücret tarifesi belirler (örneğin çekişmeli boşanma davaları için belirli bir taban ücret vardır), ancak avukat ile müvekkil karşılıklı anlaşarak bu ücreti belirleyebilir. Genellikle ücretin bir kısmı dava başında peşin alınır. Ücret konusunda en doğrusu, birebir avukatla görüşüp somut durum için bir teklif almaktır.

  3. Anlaşmalı ve çekişmeli boşanma arasındaki fark nedir?

    Anlaşmalı boşanma, eşlerin boşanmanın tüm şartları üzerinde (velayet, nafaka, mal paylaşımı, tazminat vb.) mutabık kaldığı durumdur. Evlilik en az 1 yıl sürmüşse, hazırlanan anlaşmalı boşanma protokolü ile tek celsede (çoğunlukla ilk duruşmada) boşanma gerçekleşebilir. Çekişmeli boşanma ise eşlerin boşanma sebebi veya sonuçlarında anlaşamadığı durumdur. Bu davalar daha uzun sürer, taraflar iddialarını ve delillerini mahkeme önünde ortaya koyar, hakim delilleri değerlendirerek karar verir. Çekişmeli davada süreç birkaç duruşma ve bazen yıllar alabilir.

  4. Boşanma davası ne kadar sürer?

    Bu, davanın anlaşmalı mı çekişmeli mi olduğuna bağlıdır. Anlaşmalı boşanma davaları genellikle dilekçe verildikten sonra mahkemenin duruşma günü vermesi ve tarafların hakimin karşısına çıkmasıyla çok kısa sürede sonuçlanır (bazı yoğun mahkemelerde duruşma günü birkaç ay sonrasına verilebilse de, ilk duruşmada karar çıkar). Çekişmeli boşanma davaları ise delil durumu ve mahkemenin iş yüküne göre ortalama 1-2 yıl sürebilir. Tarafların itirazları ve istinaf/temyiz süreçleriyle bu süre uzayabilir. Uyuşmazlık konuları fazlaysa (velayet, mal paylaşımı, nafaka vb.), bunların neticelenmesi için birkaç celse yapılması gerekebilir.

  5. Boşanma davası açmak için hangi belgeler gerekli?

    Boşanma davası için öncelikle bir boşanma dilekçesi gereklidir. Bunun yanı sıra davayı açarken nüfus cüzdanı fotokopisi ve evlilik cüzdanı veya nüfus kayıt örneği gibi evliliği gösteren belgeler sunulur. Davada ileri sürülen iddiaları kanıtlayacak deliller de (varsa mesaj kayıtları, fotoğraflar, raporlar gibi) dilekçeye eklenir veya sonradan sunulur. Eğer bir avukat aracılığıyla dava açılıyorsa, vekâletname de gereklidir. Ayrıca dava harcı ve gider avansı adı altında mahkeme masrafları yatırılmalıdır.

  6. Boşanmada mal paylaşımı nasıl yapılır?

    Boşanmada mal paylaşımı, evlilikte geçerli olan mal rejimine göre yapılır. Çoğu çift için yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma geçerlidir. Bu rejime göre, evlilik süresince eşlerin elde ettiği mallar (edinilmiş mallar) yarı yarıya paylaşılır. Kişisel mallar (evlilik öncesi sahip olunan veya miras, hediye yoluyla edinilenler) ise kimin adınaysa onda kalır. Mahkeme, talep halinde mal rejimini tasfiye ederek her eşin alacağı payı belirler. Anlaşmalı boşanmalarda çiftler mal paylaşımını protokolde istedikleri gibi yapabilirler; çekişmeli durumda ise kanundaki esaslara göre hakim karar verir.

  7. Boşanmada çocukların velayeti kimde kalır?

    Çocukların velayetini kimin alacağına mahkeme, çocuğun üstün yararını gözeterek karar verir. Küçük yaşta çocuklar genelde anne bakımına muhtaç görülür ve anneye verilir, ancak bu bir kural değil. Anne veya babanın maddi durumu, yaşam koşulları, çocuğa bakma yeterliliği, çocuğun yaşı ve gerekirse çocuğun kendi isteği gibi unsurlar değerlendirilir. Velayet alamayan ebeveyne ise çocukla düzenli görüş hakkı tanınır. Taraflar anlaşırsa, mahkeme uygun bulursa ortak velayet de mümkün olabilir. Özetle, ideal olan çocuk için en istikrarlı ve sevgi dolu ortamı sağlayabilecek ebeveynde velayetin kalmasıdır.

  8. Nafaka nasıl belirlenir ve ne kadar sürer?

    Nafaka miktarını hakim, tarafların ekonomik durumuna ve ihtiyaçlara göre takdir eder. Yoksulluk nafakası boşanmadan dolayı yoksullaşacak (geliri düşük) eşe, diğer eş tarafından ödenir ve süresizdir, belirli bir süresi yoktur (yeniden evlenme, vefat veya mahkeme kararıyla kaldırılma gibi durumlar hariç). İştirak nafakası ise çocuğun velayeti kendisinde olmayan ebeveynin, çocuğun masraflarına katkı için ödediği nafakadır; çocuk reşit olana kadar devam eder (çocuk üniversiteye devam ediyorsa eğitim süresi boyunca da talep edilebilir). Nafaka tutarı belirlenirken, nafaka ödeyecek kişinin geliri, yaşam standardı; nafaka alacak kişinin ise ihtiyaçları göz önünde bulundurulur. Zaman içinde şartlar değişirse, nafaka artırımı veya azaltılması için dava açılabilir.

  9. Boşanma davasında arabuluculuk veya uzlaşma gerekiyor mu?

    Boşanma davaları için arabuluculuk zorunlu değildir. Yani dava açmadan önce bir arabulucuya gitme şartı yoktur. Ancak taraflar dilerse dava öncesi veya dava sırasında kendi aralarında görüşerek uzlaşma yoluna gidebilirler. Hatta mahkeme sürecinde hakim de taraflara anlaşma ihtimalini sorar. Eğer temel konularda anlaşabilirlerse, anlaşmalı boşanmaya dönebilir ve davayı hızla sonuçlandırabilirler. Arabuluculuk resmi olarak şart olmasa da, mal paylaşımı veya nafaka gibi konularda bir arabulucu yardımıyla anlaşmaya varmak mümkündür. Bu tamamen tarafların isteğine bağlı bir süreçtir.

  10. Eşim boşanmak istemezse ne yapabilirim?

    Eşlerden biri boşanmak istemediğinde, diğer eş çekişmeli boşanma davası açabilir. Bu durumda boşanmak isteyen taraf, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını veya kanunda sayılan diğer boşanma sebeplerinden birinin gerçekleştiğini ispatlamalıdır. Eşin istememesi tek başına boşanmayı engellemez, ancak davayı biraz zorlaştırabilir. Mahkeme, evliliğin devamında bir fayda görmezse ve evlilik birliği fiilen çökmüşse, tek tarafın başvurusuyla da boşanmaya karar verebilir. Özellikle fiilen ayrı yaşayan, uzun süredir bir araya gelmeyen eşler söz konusuysa, belirli bir sürenin sonunda (3 yıl ayrı yaşama gibi durumlarda) hakim boşanmaya hükmedebiliyor. Bu süreçte bir boşanma avukatı tutmak, istenmeyen eşin direnç stratejilerine karşı doğru adımları atmak açısından faydalı olacaktır.

Yayınlar

  • AİLE HUKUKU: BOŞANMA AVUKATI NE YAPAR? Genel
  • GAYRİMENKUL HUKUKU: GAYRİMENKUL AVUKATI NE YAPAR? Genel
  • TAHLİYE TAAHHÜDÜ NEDENİYLE TAHLİYE DAVASI VE İMZAYA İTİRAZ Genel
  • İHTİYAÇ NEDENİYLE TAHLİYE DAVASI Genel
  • İKİ HAKLI İHTAR NEDENİYLE TAHLİYE DAVASI Genel
  • KİRALANANDA FAYDALI VE ZORUNLU MASRAFLARA İLİŞKİN ALACAK DAVASI Genel
  • KİRALANANIN KÖTÜ KULLANIMI NEDENİYLE TAZMİNAT DAVASI Genel
  • KİRA UYARLAMA DAVASI Genel
  • KİRA TESPİT DAVASI Genel
  • KİRACILIK SIFATININ TESPİTİ DAVASI Genel

0 232 700 21 79

Akdeniz Mahallesi No: 120 Alsancak-Konak / İzmir

info@gozdeyavuzer.com

P.tesi-Cuma: 09:00-18:00

YASAL UYARI   |    GİZLİLİK POLİTİKASI   |   ÇEREZ POLİTİKASI   |   KVKK AYDINLATMA METNİ

  • Link to Facebook
  • Link to LinkedIn
  • Link to Instagram
  • Link to Youtube

© 2023 Av. Gözde Yavuzer. Tüm hakları saklıdır. Localveri Web Tasarım

GAYRİMENKUL HUKUKU: GAYRİMENKUL AVUKATI NE YAPAR?
Sayfanın başına dön