Av. Gözde Yavuzer
  • Yayınlar
  • Uzmanlık Alanları
      • Gayrimenkul Hukuku
      • Aile Hukuku
      • Miras Hukuku
      • Kira Uyuşmazlıkları
      • İş Hukuku
      • Şirketler Hukuku
      • Start-Up Girişim Hukuku
      • Bilişim Hukuku
      • Kişisel Verilerin Korunması Hizmetleri
      • Marka Hukuku ve Tescil İşlemleri
      • E-Ticaret Hukuku
      • Trafik Kazaları ve Değer Kaybı Tazminatı
      • Kat Mülkiyeti Uyuşmazlıkları
      • Sağlık Hukuku ve Malpraktis
      • Uluslararası Vatandaşlık Hukuku
  • Uyum Danışmanlığı
  • Hakkımızda
  • Onlıne Danışmanlık
  • İletişim
  • Menu Menu
  • Anasayfa
  • Yayınlar
  • Uzmanlık Alanları
      • Gayrimenkul Hukuku
      • Aile Hukuku
      • Miras Hukuku
      • Kira Uyuşmazlıkları
      • İş Hukuku
      • Şirketler Hukuku
      • Start-Up Girişim Hukuku
      • Bilişim Hukuku
      • Kişisel Verilerin Korunması Hizmetleri
      • Marka Hukuku ve Tescil İşlemleri
      • E-Ticaret Hukuku
      • Trafik Kazaları ve Değer Kaybı Tazminatı
      • Kat Mülkiyeti Uyuşmazlıkları
      • Sağlık Hukuku ve Malpraktis
      • Uluslararası Vatandaşlık Hukuku
  • Uyum Danışmanlığı
  • Hakkımızda
  • Online Danışmanlık
  • İletişim

Tenkis Davası

Tenkis Davası

Miras hukuku, vefat eden bir kişinin malvarlığının geride kalan mirasçılarına nasıl dağıtılacağını düzenler. Türk Medeni Hukuku kapsamında, miras bırakanın (muris) yaptığı bazı tasarruflar yasal mirasçıların saklı paylarını ihlal edebilmektedir. Bu durumlarda devreye giren tenkis davası, mirasçıların kanunen korunan haklarını savunmak için açabilecekleri önemli bir hukuki yoldur. Bu makalede tenkis davasının tanımı, hukuki dayanağı, açılma şartları ve saklı pay kavramı detaylı biçimde ele alınacak; bağışlama işlemleri ve vasiyetnameye karşı tenkis davası örneklerle açıklanacaktır. Amaç, tüm mirasçılar açısından tenkis davasını anlaşılır bir dille anlatmak ve olası hak ihlallerinde hangi adımların atılabileceğine dair pratik bilgiler sunmaktır.

Tenkis Davasının Tanımı ve Hukuki Dayanağı

Tenkis davası, miras bırakanın tasarruf özgürlüğünü aşarak saklı paylı mirasçıların haklarını zedeleyen işlemlerinin indirilmesi (tenkisi) için açılan bir dava türüdür. Bir başka deyişle, murisin ölmeden önce veya vasiyetnameyle ölümü üzerine yaptığı bağış ve tasarruflar yasal sınırı aştığında, saklı pay sahibi mirasçılar bu işlemlerin kanunda belirlenen kısmının geçersiz sayılmasını ve eksik kalan miras paylarının tamamlanmasını talep edebilirler. Tenkis davasının temel amacı, saklı pay adı verilen, kanunen korunan miras paylarına tecavüz edilmesini önlemek ve mirasın paylaşımında adaleti sağlamaktır.

Türk Medeni Kanunu’nda tenkis davasına ilişkin hükümler yer almaktadır. Kanun, miras bırakanın tasarruf edebileceği kısmın sınırını çizmiş ve bu sınırın aşılması halinde saklı paylı mirasçıların başvurabileceği tenkis hakkını düzenlemiştir. Özellikle TMK m. 505 ve devamında saklı paylı mirasçılar ve saklı pay oranları tanımlanmış, TMK m. 560 ve devamında ise tenkis davasının şartları ve sonuçları hükme bağlanmıştır. Bu yasal dayanaklar çerçevesinde, tenkis davası miras hukuku sistemimizin denge unsurlarından biri olarak karşımıza çıkar.

Saklı Pay Kavramı ve Mirasçılar

Saklı pay, belirli yakınlıktaki mirasçıların miras bırakanın tasarrufuna karşı korunan yasal miras payını ifade eder. Türk Medeni Kanunu’na göre bazı mirasçılar, miras bırakanın malvarlığı üzerinde zorunlu miras payı hakkına sahiptir; bu mirasçılara saklı paylı mirasçı denir. Saklı paylı mirasçılar şunlardır:

  • Altsoy (çocuklar ve torunlar): Murisin çocukları ve eğer çocuklar vefat etmişse onların yerine geçen torunları altsoy olarak saklı pay hakkına sahiptir. Kanuna göre altsoyun saklı payı, yasal miras payının yarısıdır. Yani bir çocuk normalde mirasın ne kadarına hak kazanıyorsa, bunun yarısı saklı pay olarak garanti altındadır.
  • Anne ve baba: Murisin anne ve babası da saklı paylı mirasçılardandır. Anne ve babanın her birinin saklı payı, yasal miras paylarının dörtte biri oranındadır. Eğer miras bırakanın altsoyu yoksa ve mirasçı olarak anne-babası bulunuyorsa, onlar mirastan pay alırken belli bir kısmı saklı pay olarak korunur.
  • Sağ kalan eş (eş): Eş, murisin ölüm anında sağ ise yasal mirasçı olur ve durumuna göre saklı pay hakkı vardır. Sağ kalan eşin saklı pay oranı, mirasta hangi zümreyle birlikte mirasçı olduğuna göre değişir. Eğer eş, murisin altsoyu (çocukları) veya anne-babası ile birlikte mirasçı oluyorsa, yasal miras payının tamamı saklı pay olarak kabul edilir. Bu durumda muris, eşin miras hakkını herhangi bir tasarrufla azaltamaz. Eş, murisin daha uzak akrabalarıyla (örneğin amca, hala gibi) birlikte mirasçı olursa ya da tek başına mirasçı konumundaysa, bu kez eşin saklı payı yasal miras payının dörtte üçü olur. Başka bir deyişle, eş tek mirasçıysa veya üçüncü zümreyle (büyükanne, büyükbaba gibi daha uzak hısımlarla) birlikte mirasçıysa, miras bırakan eşinin yasal hakkının sadece dörtte birini aşan kısmında tasarruf edebilir.

Belirtmek gerekir ki kardeşler 2007 yılına kadar saklı paylı mirasçı iken, yapılan yasal değişiklikle kardeşlerin saklı pay hakkı kaldırılmıştır. Güncel hukukta murisin kardeşleri yasal mirasçı olabilir ancak saklı payları yoktur. Yani muris isterse kardeşlerinin miras payını vasiyetnameyle tamamen ortadan kaldırabilir; bu durumda kardeşlerin tenkis davası açma hakkı bulunmaz.

Saklı pay kavramı, miras bırakanın tasarruf özgürlüğünün sınırını belirler. Miras bırakan, saklı paylı mirasçıların bu korunan paylarına dokunmaksızın kalan kısım üzerinde serbestçe tasarruf edebilir. Kanunun çizdiği bu sınır, tasarruf oranı olarak adlandırılır. Tasarruf oranı, miras bırakanın malvarlığından saklı paylar düşüldükten sonra geriye kalan, istediği kişiye bırakabileceği kısmı ifade eder. Örneğin, miras bırakanın geride bir eşi ve bir çocuğu kaldıysa, çocuğun saklı payı yasal hakkının yarısı (mirasın 3/8’i) ve eşin saklı payı yasal hakkının tamamı (mirasın 1/4’ü) olacaktır. Bu durumda toplam saklı pay oranı mirasın 5/8’i, tasarruf oranı ise 3/8’idir. Muris en fazla terekenin 3/8’lik kısmı üzerinde özgürce tasarruf edebilir. Eğer yaptığı ölüme bağlı tasarruflar veya bağışlarla bu oranı aşarsa, saklı paylı mirasçılar tenkis davası ile aşan kısmın iptalini isteyebilir.

Saklı Pay Nedir? Kimler Saklı Pay Sahibidir?

Saklı pay, yasal mirasçılara kanunen ayrılmış olan miras hakkıdır.

TMK 506 uyarınca saklı pay oranları şu şekildedir:

Mirasçı Yasal Pay Saklı Pay Oranı
Altsoy (Çocuk, Torun) 1/2 %50
Eş (Çocuklarla birlikte) 1/4 %25
Eş (Anne-baba ile birlikte) 1/2 %50
Anne ve Baba 1/4 %25

Not: Kardeşler artık saklı pay sahibi değildir! (2007 değişikliği ile)

Tenkis Davasının Açılma Şartları

Bir tenkis davasının açılabilmesi için bir dizi koşulun gerçekleşmiş olması gerekir. Öncelikle, miras bırakanın ölümü gerçekleşmiş olmalıdır. Tenkis davası, miras bırakan hayatta iken açılamaz; zira kişi yaşarken malvarlığı üzerinde dilediği gibi tasarruf etmekte özgürdür ve miras hakkı ancak ölümle doğar. Bu nedenle, tenkis talebi ancak murisin vefatından sonra gündeme gelebilir.

İkinci olarak, davayı açacak kişinin saklı pay sahibi yasal mirasçı konumunda olması gerekir. Yukarıda sayılan saklı paylı mirasçılar (çocuklar, torunlar, anne, baba veya eş), eğer miras haklarının zedelendiğini düşünüyorlarsa tenkis davası açabilirler. Saklı payı bulunmayan mirasçılar (örneğin kardeşler, yeğenler veya daha uzak akrabalar) sırf mirastan daha fazla pay alabilmek için tenkis davası açamazlar; onların böyle bir yasal hakkı yoktur.

Üçüncü şart, miras bırakanın tasarruf oranını aşan işlemler yapmış olmasıdır. Yani muris, ölmeden önce yaptığı bağışlarla veya bıraktığı vasiyetnameyle, saklı paylı mirasçıların haklarını ihlal edecek şekilde malvarlığını dağıtmış olmalıdır. Eğer miras bırakan, saklı payları zedelemeyecek şekilde tasarrufta bulunmuşsa, tenkis davasına gerek yoktur çünkü saklı paylar zaten korunmuştur. Tenkis davası, ancak saklı payların ihlal edildiği durumda açılabilir.

Son olarak, tenkis talebinin süresi içinde ileri sürülmesi gerekir. Kanun, saklı payı zedelenen mirasçıların bu haklarını sonsuza dek talep etmelerini kabul etmemiş, belli sürelerle sınırlamıştır. Tenkis davası açma hakkı, mirasçı bakımından bir hak düşürücü süreye tabidir. Mirasçı, saklı payının zedelendiğini öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl içinde tenkis davasını açmalıdır. Bu bir yıllık süre, miras bırakanın ölümünden hemen sonra başlayabileceği gibi, saklı payın ihlal edildiğinin daha sonra fark edilmesi durumunda öğrenme anından da başlayabilir. Her hâlükârda, ölümün ve mirasın açılmasının üzerinden 10 yıl geçtikten sonra artık tenkis talep etme hakkı düşer. Bu 10 yıllık süre, vasiyetnameler için vasiyetnamenin resmen açıldığı tarihten, diğer tasarruflar (bağışlar gibi) için ise mirasın açılması (murisin ölümü) tarihinden itibaren başlar. Özetle, saklı payı ihlal edilen mirasçı, en geç 10 yıl içinde ve mümkünse ihlali öğrendiği ilk yıl içinde davasını açmalıdır; aksi takdirde hakkı zamanaşımına uğrar.

Tenkis Davasına Konu Olan Tasarruflar

Miras bırakanın hangi işlemleri tenkis davasına konu olabilir? Genel olarak iki tür tasarruf tenkise tabidir: ölüme bağlı tasarruflar ve sağlar arası karşılıksız kazandırmalar.

  • Ölüme bağlı tasarruflar: Bunlar, murisin ölümünden sonra hüküm ifade eden tasarruflarıdır. En yaygın örneği vasiyetnamedir. Miras bırakan, vasiyetnamesinde malvarlığını dağıtırken saklı paylı mirasçıları tamamen veya kısmen dışarıda bırakmışsa, bu vasiyetnamedeki saklı payı aşan hükümler tenkise tabidir. Örneğin, bir baba tek çocuğunu mirasından mahrum bırakıp tüm malvarlığını bir arkadaşına vasiyet ettiyse, çocuğun saklı payı ihlal edilmiş olur. Bu durumda çocuk, vasiyetnameye karşı tenkis davası açarak saklı payını isteyebilir. Mahkeme, vasiyetnamenin saklı payı aşan kısmını iptal ederek çocuğun hak ettiği payın kendisine verilmesine karar verecektir. Böylece vasiyetnamenin tamamı değil, sadece saklı payı zedeleyen bölümü hükümsüz kılınır. Ölüme bağlı tasarruflar sadece vasiyetnamelerden ibaret değildir; murisin bir miras sözleşmesi yaparak mirasını belli kişilere bırakması durumunda da saklı pay ihlali varsa tenkis gündeme gelebilir.
  • Sağlar arası karşılıksız kazandırmalar (bağışlar): Murisin hayattayken ve karşılıksız (hibe şeklinde) yaptığı malvarlığı devirleri de tenkise konu olabilir. Bağışlama en tipik örnektir. Örneğin, bir anne yaşarken değerli bir gayrimenkulünü bir çocuğuna hediye etmiş ve diğer çocuğuna benzer değerde bir mal bırakmamışsa, vefatı sonrası diğer çocuk saklı payının zedelendiğini iddia edebilir. Bu durumda, annesinin yaptığı bağışın tenkis edilerek kendi saklı payının denkleştirilmesini talep edecektir. Ancak bağışlamaların tenkisi konusunda kanun, zaman ve niyet bakımından bazı sınırlamalar getirmiştir.

Türk Medeni Kanunu’na göre miras bırakanın ölümünden geriye doğru bir yıl içinde yaptığı tüm bağışlar, saklı payı ihlal etme kastı aranmaksızın, saklı paylı mirasçıların saklı payını zedelediği ölçüde tenkise tabi olur. Yani muris, vefatından önceki son bir yıl içinde malvarlığından karşılıksız şekilde çıkardığı değerler, doğrudan doğruya miras hesabına eklenir ve gerekiyorsa tenkis edilir. Buna ek olarak, ölümünden bir yıldan daha eski tarihli bağışlamalar da eğer saklı pay kurallarını ihlal etme kastıyla yapıldığı ispatlanırsa tenkise tabi tutulur. Bu düzenleme, miras bırakanın saklı paylı mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla yıllar öncesinden yapmış olabileceği bağışların da göz ardı edilmemesini sağlar. Örneğin, bir baba malvarlığını çocuklarından gizlice bir vakfa bağışlamış ve üzerinden 3 yıl geçtikten sonra vefat etmiş olsun. Eğer bu bağışın tek amacı çocukların saklı payını ileride azaltmak ise, çocuklar bu bağışın tenkisini isteyebilirler. Mahkeme, bağışın yapıldığı şartları ve niyeti değerlendirerek, saklı payı ihlal kastıyla yapıldığı sonucuna varırsa ilgili işlemi tenkis kapsamına alacaktır.

Önemle belirtelim ki, miras bırakanın olağan hediyeleri veya ahlaki bir görevi yerine getirme saikiyle yaptığı karşılıksız kazandırmalar genellikle tenkis kapsamında değerlendirilmez. Örneğin, murisin hayattayken yaptığı ve sosyal adetlere uygun, olağan ölçüdeki düğün, hediye, eğitim masrafları gibi hibeler, saklı payı ciddi şekilde etkilemediği sürece tenkis konusu olmayabilir. Tenkis davasında asıl hedef, miras bırakanın saklı payı aşan ve bu payı bilinçli şekilde ihlal eden tasarruflarının denetlenmesidir.

Tenkis davasına konu olan işlemlerin belirlenmesinde, murisin ölümü anında geride bıraktığı terekeye ek olarak belirli bağışların da hesaba katılması gerekir. Mahkeme, tenkis hesabı yaparken önce miras bırakanın net tereke değerini hesaplar, sonra kanunun emrettiği şekilde hesaplamaya dahil edilmesi gereken bağışların değerini bu terekeye ekler. Böylece, miras bırakanın hesaplamaya esas toplam malvarlığı ortaya çıkar ve bunun üzerinden saklı pay oranları uygulanır. Çıkan sonuca göre, saklı payı eksik kalan mirasçılar varsa, eksik kısmın giderilmesi için tenkis uygulanacak tasarruflar belirlenir.

Tenkis Davasında Usul ve Mahkeme

Tenkis davası, miras hukukundan kaynaklanan bir uyuşmazlık olduğu için bu davaya bakmaya görevli ve yetkili mahkeme önem taşır. Türk hukukunda tenkis davasına bakmakla görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Her asliye hukuk mahkemesi değil, miras davalarında yetkili olan yer mahkemesi dikkate alınır. Kanunen, mirasla ilgili davalarda yetkili mahkeme, miras bırakanın son yerleşim yeri (ikametgah) mahkemesidir. Dolayısıyla, tenkis talebinde bulunacak mirasçı, murisin en son ikamet ettiği yerdeki asliye hukuk mahkemesine başvurmalıdır.

Davanın açılması için öncelikle bir dava dilekçesi hazırlanmalı ve yetkili mahkemeye sunulmalıdır. Dilekçede, miras bırakanın kimliği, ölüm tarihi, geride kalan mirasçıların (özellikle saklı paylı mirasçıların) kimler olduğu ve murisin yaptığı hangi işlemlerin saklı payı ihlal ettiği açıkça belirtilmelidir. Örneğin, “muris tarafından düzenlenen 01.01.2020 tarihli vasiyetname ile tüm malvarlığının üçüncü kişiye bırakılması” veya “muris tarafından 2019 yılında dava dışı kişiye yapılan gayrimenkul bağışı” gibi somut işlemler ifade edilmelidir. Ayrıca davacı mirasçı, saklı payının ne oranda zedelendiğini ve hangi değer kadar alacak talep ettiğini de belirtmelidir. Mahkeme, yargılama sırasında murisin terekesinin gerçek değerini, saklı pay oranlarını ve dava konusu tasarrufların değerini tespit edecektir.

Tenkis davasında taraflar genellikle davacı saklı paylı mirasçılar ile davalı olarak mirastan faydalanan kişiler olmaktadır. Örneğin, vasiyetname ile mirasta pay sahibi olan kişiler ya da murisin bağışı ile mal edinmiş olanlar davalı sıfatıyla yer alabilir. Davalı taraf, murisin tasarrufunun geçerli olduğunu ve saklı pay ihlali olmadığını savunabilir; davacı ise kendi saklı payının eksildiğini ispatlamaya çalışır. Yargılama neticesinde mahkeme, eğer saklı payın gerçekten zedelendiğini saptarsa tenkis kararı verir.

Tenkis Davasının Sonuçları ve Etkileri

Tenkis davası başarıyla sonuçlandığında, mahkemenin vereceği karar ile miras bırakanın saklı payları ihlal eden tasarrufları kısmen hükümsüz hale getirilir. Bu, uygulamada genellikle mali bir denkleştirme şeklinde gerçekleşir. Mahkeme, saklı payı eksik kalan mirasçıya, eksik kalan miktarın değerine denk gelecek bir ödenek sağlanmasına karar verir. Bu ödemeyi yapmakla yükümlü olanlar ise genellikle mirastan aşırı derecede yararlanmış olan, yani murisin tasarrufu ile fazla pay almış kişiler olur.

Örneğin, bir vasiyetname sebebiyle mirasın büyük kısmını almış bir kişi, tenkis kararı sonucunda, saklı payı çiğnenen mirasçıya belirli bir tazminat ödemek durumunda kalabilir. Benzer şekilde, murisin yaptığı bağışla büyük bir mal varlığı kazanmış olan kimse, tenkis davası sonucu o malın bir kısmının değerini para olarak saklı paylı mirasçıya vermeye mahkum edilebilir. Bu sayede, saklı payı zedelenen mirasçı parasal olarak tatmin edilmiş olur.

Dikkat edilmesi gereken nokta, tenkis kararının genellikle tapu iptali ve aynen iade şeklinde olmadığıdır. Yani murisin yaptığı tasarruf tamamen geçersiz kılınmaz; sadece saklı payı ihlal eden kısmı için bir parasal denkleştirme yapılır. Miras bırakanın bağışladığı bir taşınmaz, tenkis davası sonucu tümden geri alınarak mirasçıya verilmeyebilir. Bunun yerine, o taşınmazın saklı paya tekabül eden kısmının bedeli hesaplanarak mirasçıya ödenir. Bu yönüyle tenkis davası, muris muvazaası (mirastan mal kaçırma) davasından farklıdır. Muris muvazaası durumunda işlem baştan hükümsüz kabul edilip, örneğin tapu iptali ve tescil yoluyla mal varlığı aynen mirasçılara dönerken; tenkiste işlemin tamamı değil, yalnızca saklı payı aşan kısmı hedef alınır ve genellikle parasal karşılıkla çözüm sağlanır.

Tenkis Davasına İlişkin Örnekler

Konu daha iyi anlaşılması için birkaç örnek senaryo üzerinden tenkis davasını inceleyelim:

  • Örnek 1 (Vasiyetname ile Saklı Pay İhlali): Muris, bir vasiyetnameyle tüm malvarlığını üçüncü bir kişiye (örneğin bir vakfa veya arkadaşına) bırakmıştır. Geride ise eşi ve bir kızı mirasçı olarak kalmıştır. Normalde eş yasal miras payı olarak mirasın 1/4’üne, kızı ise 3/4’üne hak kazanacaktı. Ayrıca eşin bu durumda saklı payı 1/4 (yasal payının tamamı), kızının saklı payı 3/8 (yasal payının yarısı) olacaktır. Muris vasiyetnamesiyle tüm mirası dışarıdan birine bırakarak, eşine ve kızına hiçbir şey bırakmamıştır. Bu durumda her ikisinin de saklı payı tamamen ihlal edilmiştir. Eş ve kızı, vasiyetnameye karşı tenkis davası açarak saklı paylarının kendilerine verilmesini talep ederler. Mahkeme, vasiyet alacaklısı olan üçüncü kişinin mirastaki payını, eş ve kızının toplam saklı payı olan 5/8 oranında azaltır. Sonuç olarak vakfa kalan miras payı 3/8’e düşer, eş ve kızı saklı payları oranında mirastan alacaklarını tahsil eder.
  • Örnek 2 (Bağışlama ile Saklı Pay İhlali): Muris, vefatından 2 yıl önce büyük değer taşıyan bir tarlayı oğullarından birine hibe etmiştir. Miras bırakan öldüğünde geride eşi ve iki oğlu mirasçı kalmıştır. Tarlayı hediye alan oğul dışında, diğer oğul mirastan geriye kalan malvarlığından çok az bir pay alabilmektedir, çünkü tarlanın değeri mirasın büyük kısmını oluşturuyordu. Bu senaryoda, murisin yaptığı bağışlama saklı pay kurallarını ihlal etme kastıyla yapılmış olarak değerlendirilebilir (zira muris, bir oğlunu kayırıp diğerinin hakkını azaltmıştır). Mahrum kalan oğul, ağabeyine yapılan bu bağışın tenkisini talep eden bir tenkis davası açar. Mahkeme, bağışlanan tarlanın değerini terekeye ekleyerek saklı pay hesaplaması yapar. Sonuçta, hibe edilen tarla olmasaydı diğer oğulun mirastan alması gereken minimum miktar belirlenir ve tarla hediye edilen oğulun bu miktarı kardeşine ödemesine karar verilir. Böylece bağışın tümü değil, saklı payı karşılayacak kısmı denkleştirilmiş olur.
  • Örnek 3 (Saklı Payı Olmayan Mirasçı Durumu): Murisin ne altsoyu ne anne-babası hayattadır; geride sadece eşi ve kardeşleri mirasçı kalmıştır. Bu durumda kanunen eş mirasın yarısına, kardeşleri ise diğer yarısına ortak olur. Ancak kardeşlerin saklı payı olmadığı için muris aslında malvarlığının, eşinin saklı payı dışındaki kısmında serbestçe tasarruf edebilir. Muris, vasiyetinde mirasının yarısını eşine, yarısını da bir hayır kurumuna bırakmıştır diyelim. Bu senaryoda kardeşler mirastan pay alamayacaktır, fakat bu kanuna aykırı bir durum değildir zira kardeşlerin saklı payı yoktur. Eşin ise saklı payı kendi yasal payının 3/4’ü olduğundan, murisin eşine mirasın yarısını bırakmış olması zaten eşin saklı payını karşılamaktadır (eşin yasal payı 1/2, bunun 3/4’ü = 3/8, eşe zaten 4/8 verilmiş). Böylece vasiyetnamedeki paylaşım saklı payları ihlal etmediği için tenkis davasına konu olmayacaktır. Bu örnek, saklı payı olmayan mirasçıların (kardeşlerin) miras bırakan tarafından tamamen mirastan mahrum bırakılabileceğini ve buna karşı tenkis yoluna başvurulamayacağını göstermektedir.

Yukarıdaki örnekler göstermektedir ki, tenkis davası özellikle saklı pay sahibi mirasçıların mağdur olmaması için kritik bir işleve sahiptir. Miras bırakanın isteği ile mirasçıların kanuni hakları arasında bir denge sağlanması, tenkis mekanizması sayesinde mümkün olmaktadır. Böylece, bir yandan murisin tasarruf özgürlüğüne (örneğin hayır işleri yapma arzusuna) saygı duyulurken, diğer yandan en yakın aile bireylerinin tamamen mirassız kalmasının önüne geçilir.

Tenkis Davası

Sık Sorulan Sorular (SSS)

  1. Tenkis davası nedir?

    Tenkis davası, miras bırakanın saklı paylı mirasçılarını mağdur edecek şekilde yaptığı tasarrufların (örneğin vasiyetnameyle başkalarına aşırı mal bırakmanın veya büyük bağışların) kanunen azaltılması için açılan davadır. Bu dava ile saklı payı ihlal eden kısımlar iptal edilir ve mirasçıların kanuni hakları temin edilir.

  2. Kimler tenkis davası açabilir?

    Tenkis davasını, sadece saklı paylı mirasçılar açabilir. Bunlar murisin altsoyu (çocukları, torunları), anne ve babası ile sağ kalan eşidir. Kardeşler gibi saklı pay hakkı olmayan mirasçılar tenkis davası açamazlar. Ayrıca murisin alacaklıları da, eğer alacaklarını tahsil edemiyorlarsa, dolaylı olarak tenkis isteyebilir (bu durumda alacaklarını tahsil için mirasçının haklarına halef olup dava açabilirler).

  3. Tenkis davası ne zaman açılabilir?

    Tenkis davası, miras bırakanın ölümünden sonra açılabilir. Muris hayattayken bu dava açılamaz. Miras bırakanın ölümüyle miras payları belirir; eğer saklı payın ihlal edildiği bu noktada anlaşılırsa dava açılır. Dava için kanunen öngörülmüş süreler vardır: mirasçı, saklı payının zedelendiğini öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl içinde ve her hâlde ölümün üzerinden en geç 10 yıl içinde tenkis talebini mahkemeye sunmalıdır.

  4. Tenkis davası için zamanaşımı süresi nedir?

    Kanuna göre tenkis talebi hak düşürücü süreye tabidir. Saklı payı ihlal edilen mirasçı, ihlali öğrendikten sonra 1 yıl içinde dava açmazsa hakkı düşer. Ayrıca, vasiyetname durumunda vasiyetnamenin açılmasından veya diğer durumlarda mirasın açılmasından (ölümden) itibaren 10 yıl geçtikten sonra artık tenkis davası açılamaz. Bu 10 yıllık süre sonunda saklı pay talebi zamanaşımına uğrar.

  5. Saklı pay ne demektir?

    Saklı pay, kanunen korunan miras payı anlamına gelir. Belirli yakın mirasçıların (çocuklar, anne-baba ve eş) mirasta vazgeçilmez bir hakkı vardır. Miras bırakan, bu kişilerin saklı payını ortadan kaldıramaz; en fazla kalan kısım üzerinde tasarruf edebilir. Örneğin, bir çocuğun normalde alacağı miras payının yarısı onun saklı payıdır ve bu miktarı almaktan yoksun bırakılamaz.

  6. Hangi mirasçıların saklı pay hakkı vardır?

    Saklı pay hakkı olan mirasçılar, Türk Medeni Kanunu’na göre: murisin altsoyu (yani çocukları ve altsoy devamı), anne ve babası ile eşidir. Bu kişiler dışındaki akrabaların (örneğin kardeşler, yeğenler, amca, hala gibi) saklı pay hakkı bulunmamaktadır.

  7. Kardeşler tenkis davası açabilir mi?

    Hayır, murisin kardeşleri saklı paylı mirasçı sayılmadığı için tenkis davası açma hakları yoktur. Eskiden (2007 öncesi) kardeşlerin cüzi de olsa bir saklı payı vardı ancak güncel yasada kaldırılmıştır. Dolayısıyla bir kimse kardeşlerini mirastan tamamen mahrum bırakabilir ve kardeşler bunun için tenkis talep edemez. Kardeşlerin mirasta hakları olsa da bu hak vasiyetnameyle ellerinden alınırsa, yasal olarak buna itiraz edemezler.

  8. Miras bırakan sağlığında malvarlığını başkasına devrettiyse ne yapabilirim?

    Öncelikle murisin yaptığı işlemin niteliğine bakmak gerekir. Eğer muris bir malını gerçekten satış gibi ivazlı (bedelli) bir işlemle devrettiyse, bu kazandırma tenkis kapsamında değerlendirilmeyebilir; çünkü tenkis karşılıksız tasarruflar içindir. Ancak satış gibi görünen işlem gerçekte bir bağış (yani muris muvazaası olarak bilinen mirastan mal kaçırma amacıyla yapılmış bir danışıklı işlem) ise, bu durumda farklı bir dava (muris muvazaası davası) açarak işlemin iptalini talep edebilirsiniz. Muris muvazaasında zaman aşımı yoktur ve tüm mirasçılar talepte bulunabilir. Tenkis davası ise gerçek bağışlar ve vasiyetler için geçerlidir; muris muvazaası tespit edilirse tenkis yerine muvazaa hükümleri uygulanır.

  9. Tenkis davası açmak mirasın tamamını geri almamı sağlar mı?

    Hayır. Tenkis davası açıp kazanmanız, miras bırakanın yaptığı tasarrufun sadece saklı payınızı ihlal eden kısmını geri almanızı sağlar. Örneğin, babanız bir vasiyetle malvarlığının %80’ini bir vakfa bıraktıysa, sizin saklı payınız diyelim ki %50 ise, tenkis davasıyla vakfa giden miras payını %50’ye indirtebilir ve aradaki %30’luk kısmın size ödenmesini sağlayabilirsiniz. Ancak vakfa bırakılan kısmın tamamını iptal ettirip hepsini geri alamazsınız; sadece saklı payınızı kurtarmış olursunuz.

  10. Tenkis davasında mahkeme kararıyla mal iadesi nasıl olur?

    Tenkis kararında mahkeme genellikle aynen mal iadesi yerine parasal denkleştirme yoluna gider. Yani dava sonucunda hakim, saklı payı zedelenen mirasçıya ödenmek üzere bir miktar belirler. Bu miktar, ihlal edilen saklı payının değerine eşittir. Bu parayı, murisin yaptığı tasarruftan çıkar sağlayan kişiler ödemek zorunda kalır. Örneğin, miras bırakanın bağışladığı bir ev varsa ve bu ev nedeniyle bir mirasçının 500.000 TL tutarında saklı pay kaybı oluşmuşsa, mahkeme o mirasçıya 500.000 TL ödenmesine karar verebilir. Ev aynen geri alınmaz, fakat değeriyle denkleştirme yapılır.

  11. Tenkis davası ile vasiyetname tamamen iptal olur mu?

    Hayır, vasiyetnamenin tamamı iptal olmaz. Sadece saklı payları ihlal eden kısımları etkisiz hale getirilir. Vasiyetnamede saklı paya tecavüz etmeyen hükümler varsa, onlar aynen geçerliliğini korur. Örneğin, vasiyetnamede hem bir arkadaşına bir ev bırakılmış hem de kızına belirli bir miktar para bırakılmışsa; kızının saklı payı ihlal ediliyorsa arkadaşına bırakılan evin değeri tenkis edilebilir ancak kızına bırakılan kısım zaten onun hakkı olduğundan geçerli kalır.

 

Konu ile ilgili herhangi bir soru veya talebiniz olması halinde bizlerle her zaman iletişime geçebilir, dilediğiniz takdirde online danışmanlık hizmetimizden yararlanabilirsiniz.

Saygılarımızla,

Yayınlar

  • KİRA SÖZLEŞMESİNDE DEPOZİTONUN İADESİ Genel
  • KİRACININ ERKEN TAHLİYESİ VE MAKUL SÜRE Genel
  • KİRACININ VEYA KİRAYA VERENİN ÖLÜMÜ HALİNDE KİRA SÖZLEŞMESİ Genel
  • ALT KİRA SÖZLEŞMESİ Genel
  • KİRA SÜRESİNİN UZAMASI Genel
  • KİRA BEDELİNİN GEÇ ÖDENMESİ VEYA ÖDENMEMESİ Genel
  • KİRA BEDELİNİN ÖDEME YERİ TESPİTİ (TEVDİİ MAHALLİ TAYİNİ) Genel
  • KATKI PAYI ALACAĞI DAVASI Genel
  • EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA REJİMİNİN TASFİYESİ VE KATILMA ALACAĞI DAVASI Genel
  • ÇOCUĞUN MUTAD MESKENİ OLAN ÜLKESİNE İADE DAVASI Genel

0 232 700 21 79

Akdeniz Mahallesi No: 120 Alsancak-Konak / İzmir

info@gozdeyavuzer.com

P.tesi-Cuma: 09:00-18:00

YASAL UYARI   |    GİZLİLİK POLİTİKASI   |   ÇEREZ POLİTİKASI   |   KVKK AYDINLATMA METNİ

  • Link to Facebook
  • Link to LinkedIn
  • Link to Instagram
  • Link to Youtube

© 2023 Av. Gözde Yavuzer. Tüm hakları saklıdır. Localveri Web Tasarım

MİRASÇILIKTAN ÇIKARMANIN İPTALİ DAVASINÜFUS KAYDININ DÜZELTİLMESİ DAVALARI
Sayfanın başına dön