
Sebepsiz Zenginleşme Davası
Sebepsiz Zenginleşme Davası Nedir?
Sebepsiz zenginleşme davası, hukuk sistemimizde haklı bir sebep olmaksızın bir kişinin mal varlığında artış meydana gelmesi sonucu, bu artışın iade edilmesini sağlayan bir dava türüdür. Borçlar hukukunun temel ilkeleri arasında yer alan sebepsiz zenginleşme ile amaç, haksız bir şekilde zenginleşen kişiden bu mal varlığı artışının geri alınması ve zarar gören tarafın mal varlığındaki kaybın telafi edilmesidir.
Bu yazıda, sebepsiz zenginleşmenin tanımını, davanın şartlarını, zamanaşımı sürelerini ve dikkat edilmesi gereken diğer hususları detaylı bir şekilde ele alacağız.
Sebepsiz Zenginleşme Nedir?
Sebepsiz zenginleşme, hukuka aykırı bir durum olmaksızın, bir kişinin mal varlığında haklı bir sebep olmadan meydana gelen artışı ifade eder. Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 77. maddesinde düzenlenen bu durum, zenginleşmenin ve fakirleşmenin uygun bir illiyet bağı ile birbirine bağlı olmasını ve zenginleşmenin geçerli bir hukuki sebebe dayanmamasını gerektirir.
TBK 77. maddeye göre, sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için şu şartların birlikte gerçekleşmesi gerekir:
- Zenginleşme ve Fakirleşme: Bir tarafın mal varlığında artış (zenginleşme) meydana gelirken, diğer tarafın mal varlığında azalma (fakirleşme) olmalıdır.
- Uygun İlliyet Bağı: Zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun bir illiyet (nedensellik) bağı bulunmalıdır.
- Haklı Bir Sebebe Dayanmama: Mal varlığı artışı (zenginleşme) geçerli ve hukuken tanınan bir sebebe dayanmamalıdır. Yani, yapılan bir ödeme geçerli bir borç ilişkisine dayanıyorsa bu durumda sebepsiz zenginleşme söz konusu olmaz.
Sebepsiz Zenginleşme Çeşitleri Nelerdir?
Sebepsiz zenginleşme, kazandırmanın (zenginleşmenin) dayandığı hukuki sebebin geçerli olup olmamasına göre üç farklı duruma ayrılır:
- Geçerli Olmayan Sebebe Dayalı Zenginleşme: Hukuki işlemin başlangıçta geçerli bir sebebe dayanmaması veya hukuki işlemin geçersiz olması durumudur. Örneğin, resmi şekle uyulmadan yapılan bir taşınmaz satış sözleşmesi geçersiz sayıldığından, taraflar birbirlerine verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri talep edebilir.
- Gerçekleşmemiş Sebebe Dayalı Zenginleşme: Gelecekte gerçekleşmesi umulan bir olayın gerçekleşmemesi durumunda meydana gelen zenginleşmedir. Örneğin, şartlı bağışlarda bağışlama şartı yerine getirilmezse, verilen şeyler sebepsiz zenginleşme nedeniyle geri istenebilir.
- Sona Ermiş Sebebe Dayalı Zenginleşme: Hukuken geçerli olan bir sebep sonradan ortadan kalkarsa (örneğin, kira sözleşmesinin sona ermesiyle birlikte kiracının ödediği kira bedelinin artık hukuki bir dayanağının kalmaması gibi), bu durumda meydana gelen zenginleşme geri talep edilebilir.
Sebepsiz Zenginleşme Davasının Şartları Nelerdir?
Sebepsiz zenginleşme davasının açılabilmesi için aşağıdaki şartların bir arada bulunması gereklidir:
- Zenginleşme ve Fakirleşme: Bir tarafın mal varlığında haksız bir artış, diğer tarafın mal varlığında ise azalma meydana gelmelidir.
- Haklı Bir Sebebe Dayanmama: Zenginleşmenin geçerli bir hukuki sebebi olmamalıdır. Örneğin, hatalı bir havale işlemi nedeniyle hesaba geçen para sebepsiz zenginleşme oluşturur.
- Uygun İlliyet Bağı: Zenginleşme ve fakirleşme arasında nedensellik bağı bulunmalıdır. Bir tarafın zenginleşmesi diğer tarafın mal varlığındaki azalma ile bağlantılı olmalıdır.
- Tali Nitelikte Olması: Sebepsiz zenginleşme davası, asıl nitelikte bir dava değildir. Eğer alacaklının başka bir dava ile zararını gidermesi mümkünse (örneğin, sözleşmeden doğan tazminat davası gibi), sebepsiz zenginleşme davası açılamaz.
Sebepsiz Zenginleşme Davasında Zamanaşımı Süresi
Sebepsiz zenginleşme davalarında zamanaşımı süresi, Türk Borçlar Kanunu’nun 82. maddesine göre belirlenir:
- 2 Yıllık Zamanaşımı Süresi: Fakirleşen taraf, sebepsiz zenginleştiğini ve bu nedenle talepte bulunabileceğini öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl içinde dava açmalıdır.
- 10 Yıllık Zamanaşımı Süresi: Her halükarda, zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçmesiyle birlikte dava zamanaşımına uğrar.
Özellikle zenginleşmenin bir alacak hakkı kazanılması suretiyle gerçekleşmesi durumunda, diğer taraf her zaman bu borcu ifadan kaçınabilir. Bu nedenle, zamanaşımına uğramış bir alacak hakkı için bile ifadan kaçınma mümkün olabilir.
Sebepsiz Zenginleşme Davasında İspat Yükü
Sebepsiz zenginleşme davalarında, davacı tarafın zenginleşmenin hukuki bir dayanağının olmadığını ve bu durumun kendisinin zararına neden olduğunu ispat etmesi gereklidir. Davalı taraf ise zenginleşmenin haklı bir sebebe dayandığını veya zenginleşmenin geri verilmesini engelleyen başka bir hukuki nedenin varlığını ileri sürebilir.
Örneğin:
- Davacı taraf, yanlışlıkla bir kişinin hesabına para yatırdığını ve bu paranın haksız bir kazanç oluşturduğunu ispatlamalıdır.
- Davalı ise, paranın haklı bir sebebe dayalı olarak kendisine ödendiğini veya iade edilmesi halinde kendisinin mağdur olacağını ispat edebilir.

Sebepsiz Zenginleşme Davası Nedir?
Sebepsiz Zenginleşme Davasının Sonuçları
Sebepsiz zenginleşme davası sonucunda davalı taraf, haksız şekilde elde ettiği mal varlığı değerini (örneğin, para veya menkul kıymet) geri vermekle yükümlü tutulur. Ancak iade yükümlülüğü sadece zenginleşen tarafın zenginleşme miktarı ile sınırlıdır. Eğer davalı, bu zenginleşmeyi kötü niyetle kullanmışsa, iade edeceği miktar o anki değer artışı ile birlikte hesaplanır.
Örneğin, sebepsiz zenginleşme nedeniyle elde edilen para ile bir taşınmaz satın alınmışsa, davalı bu taşınmazı iade etmek zorunda kalabilir.
Sebepsiz Zenginleşme Davasında Geri İstenemeyen Durumlar
Türk Borçlar Kanunu’nun 81. maddesi uyarınca, hukuka veya ahlaka aykırı bir sonucun gerçekleşmesi amacıyla verilen şeyler geri istenemez. Örneğin, evli bir kadına verilecek olan hediyeler evliliğin gerçekleşmesi için verilmişse ve bu evlilik gerçekleşmemişse, bu durumda hediyeler geri alınamaz.
Konu ile ilgili herhangi bir soru veya talebiniz olması halinde bizlerle her zaman iletişime geçebilir, dilediğiniz takdirde online danışmanlık hizmetimizden yararlanabilirsiniz.
Saygılarımızla,